I get confused traduction Turc
295 traduction parallèle
- I get confused.
- Kafam karıştı.
I get confused by this sort of thing, I always make a mess.
Böyle şeylerde hep şaşırırım. Hep yüzüme gözüme bulaştırırım.
I know I get confused sometimes... but this is different.
Bazen kafam karışıyor biliyorum ama bu farklı birşey.
I get confused
kafam karışıyor.
I'm sorry. You said "L" or... I get confused.
Özür dilerim. "L" dediniz ya da...
I get confused with the numerous doors.
Oda numaralarını karıştırmış olmalıyım.
Yeah, I get confused
Evet, karıştı.
Yes, I get confused Great, great, well at least now you know.
Harika, sonunda anladın.
I get confused sometimes about this love stuff.
Bu aşk olayları bazen kafamı kurcalıyor.
I get confused.
Kafam basmıyor.
I get confused myself.
Ben bile karıştırıyorum.
When I'm afraid or I get confused or a little scared.
Korktuğumda, kafam karıştığında, ya da biraz ürktüğümde.
Since it happened, I get confused.
Kazadan beri kafam karışık.
- I get confused.
- Kafam karisti.
I know that I get confused sometimes.
Bazen aklımın karıştığını biliyorum.
But if everybody was on TV all the time, there wouldn't be anybody left to watch. That's where I get confused.
Ama herkes her zaman televizyona çıkarsa izleyecek kimse kalmaz, kafam burada karıştı.
He believed. See, that's where I get confused.
Benim de kafam bu noktada karışıyor.
So if Minjoo comes from here to there... I hope she doesn't get confused.
Min-joo dışarı çıkınca bagajı açacağım.
I see. The more I hear, the more confused I get.
Görünen o ki, ne kadar işitirsem, o kadar kafam karışıyor.
Don't get confused, I'm in a class all by myself.
Lafı yanlış yere götürme, ben farklı değerleri olan birisiyim.
I didn't think you'd get confused over such a thing.
Böyle bir şeyi aklına takacağın hiç aklıma gelmezdi.
You just put her there to get me all excited and confused so I'd make the wrong decision.
Onu oraya heyecanlanayım,.. ... kafam karışsın da, yanlış karar vereyim diye koydun.
Otherwise you will drown yourself get confused or loose your mind. I know you well.
Aksi taktirde boğulursun, bocalarsın, ya da aklını kaybedersin.
- Don't you know where your mum is? - I get confused.
- Annenin nerede olduğunu bilmiyor musun?
I still get confused down in Greenwich Village.
Greenwich Bölgesinde hâlâ biraz kafam karışıyor.
This is a poem about something that's pretty important to me and that I get real confused about a lot.
Bu şiir benim için güzel ve önemli birşeyler hakkında ve gerçekten kafamı çok karıştıran şeyler.
I get pissed off, my wife gets embarrassed, the kids are confused.
Ben kızdım, karım utandı, çocukların kafası karıştı.
I'VE HEARD THAT WHEN PEOPLE ARE CONFUSED AND THEY WANT TO GET A CLEAR SENSE OF THINGS THEY GO AWAY.
insanların kafaları karıştığında ve akıllıca karar vermek istediklerinde o zaman dışarı gidiyorlarmış.
I didn't want to get on the expressway, but I got confused.
Otoyola girmek istemedim ama kafam karışmıştı.
I get them confused.
İkisini karıştırıyorum hep.
You know, um, son, I don't want you get confused here, okay?
Evlat, kafanın karışmasını istemem.
I always get those confused.
Bunları hep karıştırırım işte.
I get real confused about that.
Bu konuda kafam karıştı.
Call me at home right now, OK? As soon as you get in. I'm very confused.
Beni hemen evden ara, olur mu?
I get'em confused.
Biraz kafam karıştı.
I always get you confused.
Sizi hep karıştırıyorum.
Ah, right, I always get confused between the sound of a Sopwith Camel and the sound of a malodorous runt wasting everybody's time.
Pekala, İngiliz Avcı Uçağının sesini milletin vaktini ziyan eden pis bir bücürün sesi ile karıştırıp duruyorum hep.
I get a little confused'cause, you know...
Kafam biraz karıştı. Biliyorsun...
So if you get confused, simply say either "How about that market?" "Damned Democrats" or "Punish me, I've been very, very bad."
Kafan karışırsa şunlardan birini söyle ;... "Piyasanın durumuna ne diyorsunuz?" "Kahrolası Demokratlar",.. ... veya "Cezalandır beni, çok yaramazlık yaptım."
I don't want to get confused about what I'm doing here.
Görevim konusunda aklım karışmamalı.
I just get a little confused sometimes.
Ben sadece bazen biraz afallıyorum.
- I don't know. What if I roll out in the night and get confused and go to the bathroom in the hall?
Gecenin bir yarısı yataktan yuvarlanırsam, şaşırıp tuvalete koridorda gidebilirim.
I forgot how, uh, easily you get confused.
Ben kolayca, şey, kafanın karıştığını unuttum.
I always get those confused... enema, pedicure, epidermal.
Karıştırıyorum. Epilepsi, pedikür, epidermal.
But I'm talking about the same kind of work, the same style... so people can recognize it and don't get confused, you know?
Ama hep aynı işten, aynı tarz işlerden bahsediyorum... böylece insanlar seni fark eder ve kafaları karışmaz.
I get them confused sometimes, don't you?
Bunları bazen karıştırırım. Sen karıştırmaz mısın?
I always get this place confused with the crack house.
Hay yarabbim. Burayı da hep keşlerin eviyle karıştırıyorum.
I don't want to get confused.
Karıştırılmasını istemem.
I ´ m so confused, I can ´ t get anything right.
Şu anda kafam çok karışmış durumda.
I know you get confused sometimes.
Bazen aklın karışıyor.
It's just like the more I know, the more confused I get.
Ne kadar öğrenirsem o kadar kafam karışıyor.
i get it 7535
i get you 90
i get bored 20
i get your point 41
i get up 20
i get it now 149
i get fired 17
i get the point 40
i get paid 29
i get the message 27
i get you 90
i get bored 20
i get your point 41
i get up 20
i get it now 149
i get fired 17
i get the point 40
i get paid 29
i get the message 27