English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I guess we'll see

I guess we'll see traduction Turc

205 traduction parallèle
No, I guess we'll see each other sometime.
Hayır, sanırım zaman-zaman görüşürüz.
Well, now, I just guess we'll have to wait and see how he works out.
Pekala, şimdilik bekleyip nasıl işliyor göreceğiz.
Well, Mr. Wills, since you've come all the way from London to see us, I guess we'll just have to oblige you, esoteric magazines and all.
Pekâlâ, Bay Wills, madem Londra'dan bizi görmeye buraya geldiniz özel dergi muhabirliğinizi kabul edeceğiz öyleyse.
- I guess we'll have to wait and see what happens next.
- Sanırım bekleyip ne olacağını görmek zorundayız.
So if that's what you came to see about, doctor, I guess we'll be saying goodbye.
Eğer görmek istediğini bu idiyse..... artık vedalaşabiliriz doktor.
I guess what I'm trying to say is that... we'll never see each other again.
Sanırım demeye çalıştığım birbirimizi bir daha asla göremeyeceğiz.
So I guess we'll see you in about, say... 20 years.
Bunu da sanırım 20 yıla kadar bulabilirsiniz.
- I guess we'll see.
Karanlıkta daha iyi görürüz.
I guess we'll see you after boot camp...
Sanırım seni acemi birliğinden sonra göreceğiz...
- I guess we'll see you at the conference.
- Peki.
They didn't run away or anything. Yeah, so I guess we'll see you around school or something.
Bot çorbası neredeyse hazır.
I guess we'll see.
Bekleyip göreceğiz.
I guess we'll see you around.
Görüşürüz.
Then I guess we'll just see what we'll see.
O halde bekleyip ne olacağını göreceğiz.
Well, I guess we'll just have to see, won't we?
Bekleyip göreceğiz, değil mi?
Then I guess we'll have to land and see for ourselves.
Öyleyse inip kendimiz bakmak zorundayız.
I guess we'll see what he's really made of, huh?
Şimdi gerçekte nasıI biri olduğunu göreceğiz demektir.
Yeah, I guess we'll see you at camp.
Evet sanırım, seninle kampta görüşürüz.
Well, thanks a lot for your help, and I guess we'll see you soon.
Peki, yardımınız için çok teşekkürler, sanırım yakında yine görüşeceğiz.
I guess we'll see!
Sanırım göreceğiz!
I guess we'll see about that.
Sanırım bunu anlayacağız.
I guess we'll see.
Göreceğiz.
- Now I guess we'll wait and see... whether you turn out to be another Crocodile Dundee... or Michael Dundee, newspaper tycoon.
- Bir şey kaldı yalnız. Büyüdüğünde ne olacaksın - "Timsah Dundee" mi .. Gazeteci Michael Dundee, mi?
Well, then, I guess we'll see you there.
O zaman orada görüşürüz sanırım.
I guess we'll see what kind of man he really is, our New York lawyer.
Sanırım New York'lu avukatımızın nasıl bir asker olduğunu göreceğiz.
I guess we'll just have to see where this road takes us.
Galiba bu yolun bizi götürdüğü yere gitmek zorundayız.
Well, I guess we'll see you kids in a while.
Sizinle daha sonra görüşürüz çocuklar. - Peki.
I guess we'll see you tomorrow for dinner.
Yarın gece yemekte görüşürüz.
Me, I don't know. I guess we'll have to see that.
- Bilemiyorum... sanırım bunu göreceğiz.
I guess we'll see about that next week.
Sanırım bunu haftaya göreceğiz.
I guess we'll see about that.
Göreceğiz bakalım.
- Yeah, I guess. So we'll see you at 4.
- Evet, sanırım. 4'de görüşürüz.
All right, I guess we'll just see you at graduation then.
- Öyleyse mezuniyette görüşeceğiz.
It looks like there's a lot to this. B-but in any case, I guess we'll go see this Mugwar person.
Görünüşe göre burada işler karışık, ama sanırım önce Magwar ile karşılıklı görüşeceğim.
He really does not! Anyway, I guess we'll see you first thing Monday morning.
Neyse pazartesi sabahı ilk iş görüşürüz.
So I guess we'll just see.
Yani, sanırım bekleyip göreceğiz.
I guess we'll see.
Sanırım göreceğiz.
- I guess we'll see.
- Sanırım göreceğiz.
- Or you. - I guess we'll see.
- Sanırım göreceğiz.
I guess we'll have to see about that.
Bunu halletmenin bir yolunu bulmak zorundayız.
- So I guess we'll see you then?
O halde seninle sonra görüşürüz.
I was just hoping we could spend a little more time together, but.. ... I guess I'll just see you at school?
Sadece birlikte biraz zaman geçirebiliriz diye umuyordum ama sanırım seni sadece okulda görebileceğim.
Well, I guess we'll see if you're telling us the truth, Munro.
Neyse er geç doğru söyleyip söylemediğini anlayacağız Munro.
I guess we're gonna go have a cigarette, and we'll see you back up there in a little bit.
Galiba gidip sigara almamız gerekecek. Sonra seninle çıkışta görüşürüz.
- I guess we'll see what you can do then.
- Neler yapabileceğini göreceğiz o zaman.
I guess we'll see about that when we get back on the court, won't we?
Bunu artık tekrar sahaya çıktığımızda göreceğiz herhalde, öyle değil mi?
I guess we'll just have to see.
Sanırım bunu göreceğiz.
I guess we'll all see each other first thing in the morning.
Sanırım yarın sabah ilk iş olarak buluşuyoruz.
I guess we'll see ya at the wedding.
Sanırım düğünde görüşeceğiz.
We're all gonna head over there, so I guess I'll see you guys there.
Hepimiz oraya gidiyoruz, sanırım sizi orada görürüm. Hoşça kal.
I guess we'll see... Won't we?
Sanırım yaşayıp göreceğiz... değil mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]