English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I know him well

I know him well traduction Turc

1,127 traduction parallèle
I know him well.
Ben onu iyi tanıyorum.
He is my friend, and I know him well.
Dostlarımı iyi tanırım ben!
I know him well.
İyi tanırım.
- The very same. I know him well.
- Lamord'dan başkası olmaz.
Well... ( weepy ) : as you know, I have loved Evan Drake since the first time I saw him.
Biliyorsun Evan'ı ilk gördüğüm andan beri seviyorum.
Well, I, you know, I was gonna go see him, but I got to wait until I have a night off here. Woody? How about you?
Ben ziyaret edecektim ama ancak izinli olduğum bir akşam gidebilirim.
WELL, I JUST KNOW A LITTLE OF THIS WILL REALLY TURN HIM ON.
Tek bildiğim, birazı bile onu epey azdırır.
he's not really a bad boy well, he will be by the time I get through with him like that ( laughs ) my first audition for the show was for the character of Ryan and uh you know I read it and I was like
İşte böyle! İlk önce Ryan karakteri için seçmelere katıldım. Rolümü okuduğumda "Bu adam ben değilim, ama neyse" dedim.
They taught him how to do it at Carnegie Tech. It's the strangest thing, but I just can't shake the feeling that I know you well.
Çok garip ama seni çok iyi tanıyormuşum hissini içimden atamıyorum.
Nobody I know well enough to ever want to see him again.
Tekrar görmek isteyecek kadar iyi tanıdığım biri değil.
Well, as far as we can tell, somehow, I don't know how someone dug him outta the grave so no brain damage occurred.
Şey, tahmin edebildiğim kadarıyla, nasıl olduğunu bilmesem de..... biri onu beynine zarar gelmeden mezardan çıkarmış olmalı.
Well, What happened, as far as I know, he killed the father Because Something like the girl wanted him to. And then she flipped out and killed herself.
Bildiğim kadarıyla kız adamın babasını öldürmesini istemiş ve daha sonra delirip intihar etmiş.
Well, I know you didn't fuck him.
Pekala, onunla yatmadın biliyorum.
I got to know him well.
... oldukça iyi bir biçimde tanıdım.
When he said he didn't know how he could live the rest of his life knowing how much hurt he'd caused that little girl. Well, I really felt for him. I did.
O küçük kızı o kadar üzdüğünü bilerek hayatını nasıl sürdüreceğini bilmediğini söylediğinde kalbimin şurası cız etti.
Well, it's just I guess I could send it to him overnight but he might be back, for all I know, tomorrow morning, and I...
Bakın, acaba... Bunları ona bu gece gönderebilirim... ama yarın sabah dönebilir ve...
They know perfectly well why I ran off with him.
Neden onunla kaçtığımı çok iyi biliyorlar.
How well do you know Spock? I only met him once.
Spock'u nereden tanıyorsun?
I guess I knew him as well as any man could know another.
Bir insanı tanıyabileceğin kadar iyi tanıyordum onu.
I didn't know him well enough.
Onu fazla tanımıyordum ama özlemeyeceğim de kesin.
You didn't know him as well as I did.
Sen onu benim kadar tanımadın.
I don't know him that well.
Onu o kadar iyi tanımıyorum.
Oh, I know him very well.
Çok yakından tanıyorum.
And then i found him, well you know, the way someone found me.
Sonra ben onu buldum, başkasının da beni bulduğu gibi.
Well, I don't know him.
Onu tanımıyorum.
I know him so well!
Kendisini çok iyi tanırım!
I'm sure you know him well enough.
- Onu çok iyi tanıdığınızdan eminim.
My entire motivation is based on the fact that I know him too well.
Benim bütün motivasyonum, onu çok iyi tanımam gerçeğine dayanıyor.
I sent him for this mission, I know his ability very well
Onu bu göreve yolladım, yeteneklerinin iyi olduğunu biliyorum
Well, it she's never met him how does she know he's perfect for her? Oh, I don't know
Onu hiç görmediyse, mükemmel olduğunu nereden biliyor?
I know him so well...
Onu çok iyi tanıyorum...
I know his behaviour is bizarre... but he's usually so normal and Well adjusted, John... I can't believe it's him... and not something outside influencing him.
Davranışlarının çok garip olduğunu biliyorum ama genelde öyle normal ve uyumlu ki, John o olduğuna inanamıyorum dışardan onu etkileyen bir şey olmadığına.
I hope after you know the story, you think well of him, even grateful. "
Tüm hikayeyi öğrendiğinizde, onu anlayacağınızı umarım. "
Well, I know him.
Evet, onu tanıyorum.
Well, he was a heavy favorite, you know, and I bet him to come in third.
Ama en büyük favori oydu ve ben de 3'lü ganyan oynadım.
I don't know him well.
Onu iyi tanımıyorum.
- I know him very well.
- Sikanderi çok iyi tanıyorum.
- I know him very well.
- Onu çok iyi tanıyorum.
I know him too well.
Onu iyi tanırım.
Oh, well, I'd like to get to know him.
Onu tanımak isterim.
Well, I know you're not going to stop him.
- Onu durduramayacağını biliyorum.
Well, I know one thing. I'm never going to set him up on a date again.
Bir daha asla ona kız arkadaş ayarlamayacağım.
I know that you're well within your rights to throw him into the brig, but...
Sahip olduğunuz haklar içinde, onu hücreye tıkmak olduğunu gayet iyi biliyorum, ama...
- Well, make the time. I won't let you perform any experimental surgery on him until I know what you're doing and what the risks are.
Oh zaman yaratsan iyi olur, çünkü oluşabilecek riskin ne olduğunu bilmeden Neelix'in üzerinde deneysel cerrahi bir işlem yapmana izin vermeyeceğim.
- I don't know who killed him. But I damn well know who didn't kill him.
- Onu kim öldürdü bilmiyorum ama kimin öldürmediğini biliyorum.
Yeah, well, see, I did that, and I haven't been able to get him, so I thought maybe you'd know an alternate number, or what have you.
- Ara onları. Aslında bunu yaptım. Ancak onlara ulaşamadım.
Well, permit me, Mr. Douglas, to tell you something of the devil as I've come to know him.
Pekala izin verin Bay Douglas size tanıdığım şeytan hakkında bir şeyler söyleyeyim.
I got to know him pretty well.
Ben onu çok iyi tanıdım.
Well, I know your mom was nuts about him.
Annen ona deli olurdu, bunu biliyorum.
I know him too well.
Mason'ı çok iyi tanırım.
Well, don't let him. Ignore him. I know, I know.
Öyleyse izin verme, görmezlikten gel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]