I know this place traduction Turc
1,650 traduction parallèle
I know this place.
Bir yer biliyorum.
Hey, I know this place.
Hey, Burayı biliyorum.
I know this place like the back of my hand.
Buraları avucumun içi gibi biliyorum.
I know this place.
Burayı bilirim.
- I know this place.
- Burayı biliyorum.
I know this place. Nobody goes there.
Orayı biliyorum, kimsenin gitmediği bir yerdir.
I gotta organize this place. I don't know what the fuck.
Bu yere bir çeki düzen vermem lazım.
you know Raj! I use to come to this place, whenever I'm happy or sad, and today I'm really really happy!
biliyormusun buraya ya çok mutlu olduğumda yada çok üzgün olduğumda gelirim
But I don't know any place. I can't do all this.
Evet, ama değil onu götürebileceğim bi yer yok ki bu iş yatar dostum
Can I get you anything? You know, I'm glad you picked this place.
Burayi seçtigine sevindim.
If the day finally comes that being around pie boy and his pie girl make your suffering insufferable, I just want you to know that there's a place for you, right here in this professional establishment.
Bir gün gelirde turtacının ve onun turtacı kızının yanında olmanın acısı dayanılmaz bir hal alırsa, senin için bu profesyonel şirkette her zaman yer var.
You know, I bet if I bought this place, I could double the business.
Bahse girerim burayı alsam işleri ikiye katlardım.
'Cause my evil cousin is driving me nuts, so, I don't know, you think, like, maybe I could hang at your place this weekend?
Çünkü kuzenim beni delirtmek üzere. Bu hafta sonu sizde takılmamın bir sakıncası var mı?
I know what kind of place this is.
Burasının nasıl bir yer olduğunu bilirim.
They know more about this place than I do.
Bu yer hakkinda benden bile fazla sey biliyorlar.
- I know what this place is!
- Buranın ne olduğunu biliyorum!
You know, Sonja I discovered this exquisite little place in the village.
Sonja, Greenwich'te küçük çok güzel ve özel bir yer keşfettim.
I don't know. But Bjarne Pedersen owns this place, that's how I found it.
Bilmiyorum ama burası Bjarne Pedersen'a ait, öyle buldum burayı zaten.
You know, I have always wanted to try this place.
Her zaman burayı denemek istemişimdir.
And, uh, you know, I just love this place so much.
Ve, senin anlayacağın, bu evi çok seviyorum.
You know, I don't usually make appointments in the evening. But... given that this place is absolutely perfect for you...
Biliyorsun, genelde akşama randevu vermem ama buranın senin için mükemmel olduğunu biliyorum.
'CAUSE YOU KNOW I NEVER REALLY LEAVE THIS PLACE.
Çünkü burdan hiç gitmeyeceğim.
I stopped at this little hair salon in town, that little place, you know, on 7th street... and...
Kasabadaki şu küçük kuaförde durdum, şu küçük yer, bilirsin, 7. caddede ve...
Not so far, but how an arsonist could escape this place after we surrounded it, I don't know.
Pek sayılmaz, fakat etrafı sarılmışken kundakçı nasıl olur da kaçar aklım almıyor.
I know that you didn't get this place on your own.
Burayı kendi başına almadığını biliyorum.
I know this great little place near the bridge.
Köprünün yanındaki şu küçük mekanı biliyorum.
I know this great place. They deliver.
Devrettikleri o harika yeri biliyorum.
I don't know what'll happen to this place now.
Şimdi bu yere ne olacak bilmiyorum.
You know, I really did miss this place.
Biliyorsun, burayı gerçekten özledim.
i don't know what this place is, but it's not the unit, is it?
Burası nedir bilmiyorum ama, Birim olmadığı kesin, değil mi?
I'll tell you what, man, the more I look at this place, the nicer I think it is, you know? It's a nice place.
Bak ne diyeceğim adamım, bu eve baktıkça güzel bir yer olduğunu düşünüyorum, anladın mı?
Nothing against you. It's just this raise means I can afford a place, you know, without farm animals.
Terfi ettiğime göre çiftlik hayvanları olmayan bir eve taşınabilirim.
I don't know why we have to come back to this godforsaken place.
Tanrının bile unuttuğu bu yere neden geri geldik bilmiyorum.
I know why this place is falling apart.
Buranın neden dağıldığı belli.
Look, i don't know this perry samuels guy Who broke into this place. And what my car
- Bakın, buraya giren Perry Samuels adlı herifi tanımıyorum, arabamın bu olayla nasıl bir bağlantısı olduğu da tam bir muamma.
You know more of an autuer really but I could have this place crawling with broads in no time, $ 1,000 all in.
Daha çok organizatör. Bu mekanı en kısa sürede doldurabilirim. Herşey dahil 1000 dolar yeter.
There's this place I know.
Öyle bir yer biliyorum ki.
- I know this place.
- Ben burayı tanıyorum.
You know, watching these episodes, I was kind of reminded of why I got into this whole business in the first place.
Bilirsiniz, bu bölümleri izlemek, bana biraz bu işe neden giriştiğimi hatırlattı.
Jack, now I know I'm new to this group, but isn't this the place where everybody jumps and hugs each other?
Jack. Bu grupta ve her konuda yeni biri olduğumun farkındayım ama herkesin sevinçten zıplayıp birbirine sarılmasının sırası değil mi? Senin gemin.
I didn't know about this place.
Böyle bir yer olduğundan bile haberim yoktu.
Albert, can I tell you something about this place? You know that I have never been down here, I heard a little about him. It's... it's you.
Albert, burasının tam senin yerin olduğunu düşünüyorum.
You know what I dig about this place?
Burada ne arıyorum biliyor musun?
You know, whenever I'm in a new place like this, I always think, what if I lived here instead of home, you know?
Ne zaman böyle yeni bir yere gelsem daima evim yerine burada yaşıyor olsaydım diye düşünürüm.
I know this wasn't the most welcoming place for you, but that's not my fault.
Sana hoş geldin demek için en iyi yerin burası olmadığını da biliyorum ama bu benim hatam değil.
'Cause, you know, I want you to feel like this is your place.
Çünkü biliyorsun, burası senin yerinmiş gibi hissetmeni istiyorum.
- Yep. If that doesn't do in this place, I don't know what will.
Eğer orası da buralara iş yapamazsa, başka ne iş yapar bilmiyorum.
I know you've scoured every square inch of this place.
Biliyorum ki tüm bu bölgeyi köşe bucak aradınız.
You know how much money I spend in this place?
Ne kadar hesap ödediğimi biliyor musun?
- Yeah, I know, like I've seen you do a hundred times before, but my keen professional eye is seeing a few differences between this place and Stargate Command.
- Biliyorum, daha önce çevirdiğini yüzlerce defa gördüm, ama keskin profesyonel gözlerim, burası ile Stargate Komutanlığı arasında bazı farklar görüyor.
You know, I hope for your sake you're right, and I hope this place ίS aS airtίght as you seem to want to believe ίt ίs, and I hope that you're not a part of a conspίracy
Sizin iyiliğiniz için, bu soyguna her hangi bir karışmamış olmanızı umuyorum.
i know 63170
i know you can do it 61
i know that 3661
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know you can 181
i know you 1720
i know everything 279
i know who you are 1036
i know you don't know me 17
i know you can do it 61
i know that 3661
i know you will 227
i know you don't like me 31
i know you can 181
i know you 1720
i know everything 279
i know who you are 1036
i know you don't know me 17
i know how you feel 379
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know the feeling 206
i know you're tired 50
i know it 1515
i know it's been a while 32
i know you're scared 181
i know her 343
i know that's right 19
i know what you mean 503
i know what it is 314
i know the feeling 206