English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I really didn't know

I really didn't know traduction Turc

1,013 traduction parallèle
So that you know that I didn't really mean it then.
Patrick geçen günkü olay için özür dilerim.
Oh I didn't really want to know anything.
Hiçbir şeyi bilmek istemedim aslında.
We were low on funds, the illness was dragging on and I really didn't know what to do.
Sermayemiz azalmıştı ve hastalık devam ediyordu..... ve gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum.
I mean, I didn't know she was really sick.
Yani gerçekten hasta olduğunu bilmiyordum.
I didn't know why they'd taken me. I had really no idea.
Clermont-Ferrand'da bir halk meydanı Poterne'nin altında bir hücreye kapatılmıştım.
I didn't really know him.
Onu pek tanımazdım.
I really didn't know what the yelling was about.
Niye bağırdıklarını bilmiyordum cidden.
And I didn't really know you.
Ve seni iyi tanımıyordum.
I wouldn't have been able to tell him what the war was about, because I didn't really know myself, in any deeper sense, what the war was about.
Çünkü ben bile gerçekten özünde bunun nedenini bilmiyordum.
I really didn't know it.
Gerçekten bilmiyordum.
No, he didn't. Oh. I really don't know what to do.
Böylece, efendim, bütün bunların nasıl birbirine eklendiğini görebilirsin.
I really didn't know.
Gerçekten bilmiyordum.
I know those are uncomfortable, and you didn't really wear them in the war, but we've two men dead already, so you'll wear them now.
Rahat kıyafetler değil, biliyorum ve sen bunları savaşta da giymedin ama şu ana kadar iki kişi öldü, o nedenle giymek zorundasın. Sorusu olan?
Really, I didn't know anything about it.
Gerçekten hiç bir fikrim yok.
My parents in the beginning, when I started bodybuilding... they didn't know really what it is... until I introduced my father to bodybuilding... and I took him to all the gymnasiums.
Ailem ben, vücutgeliştirmeye başladığım sıralarda bunun ne olduğunu bilmiyorlardı ta ki ben babama vücutgeliştirmeyi tanıtıp spor salonuna götürene dek.
" They really didn't know how to make their desires reality.
" Onlar gerçekten isteklerini nasıI gerçekleştireceklerini bilmiyorlardı.
But I really didn't know what I'd do when I found him.
Ama onu buldugumda gercekten n'apacagimi bilmiyordum.
When I didn't, he was really understanding, you know?
Alamadığımı öğrendiğinde oldukça anlayışlı davrandı.
I really didn't know that I was saying that.
Söylemek istediğim bu değildi.
Oh come on, no formalities as such, sit... You really didn't know I am back?
Oh yapma hadi, resmiyeti bir kenara bırakalım... gerçekten geleceğimi bilmiyor muydun?
I really didn't know that it was you who lion-danced for us.
Bizim için aslan dansını yaptığını gerçekten bilmiyordum.
- I'm knocked out by this. You know, you really didn't have to do this.
Bunu yapmana hiç gerek yoktu.
Clark you know that I wouldn't say all those things if I didn't really care.
Clark... seni gerçekten önemsemeseydim bunları hiç söylemezdim.
- Do you really think I didn't know?
- Gerçekten haberim olmadığını mı sanıyordun?
You know, I didn't really think of going to the concert with Kessi
Biliyor musun, aslında konsere Kessiyle gitmek pek iyi bir fikir değil
I didn't even really know until like an hour ago.
Bir saat öncesine kadar ben bile bilmiyordum.
I didn't really know her.
Onu tam olarak tanımıyordum.
You know, I really didn't know what was going on with me.
Hep güçsüz hissediyordum. Bana neler olup bittiğini anlayamıyordum.
I believe the wolves went off to a wild and distant place somewhere, although I don't really know, because I turned away and didn't watch them go.
Gittikleri yeri bilmesem de, kurtların uzaklarda vahşi bir yerde yeni bir başlangıç yaptıklarına inanıyordum. Çünkü peşlerini bırakıp, gidişlerini izlememiştim.
But deep down I really didn't know what to do.
Ama içimden ne yapacağımı bilmiyordum.
I really didn't... I didn't mean to interfere, you know.
Aslında karışmak istememiştim...
Of course, I know that he didn't really make that elephant vanish into thin air.
Tabii, gerçekten bir fili ortadan kaybetmediğini biliyordum.
I DIDN'T KNOW YOU GUYS KNEW EACH OTHER REALLY.
Sizin birbirinizi tanıdığınızı bilmiyordum.
I know he stole it, but she really didn't do anything.
Onun çaldığını biliyorum ama kadın bir şey yapmadı.
I didn't really know you until tonight.
Bu geceye kadar seni tam olarak tanımıyordum.
I know you really didn't need my test answers or anything, but I kinda got the feeling like, I don't know, like we were a team in there.
Aslında benim bilgime ya da hiçbir şeyime ihtiyacın yok, ama garip hissediyorum, bilmiyorum, sanki biz bir takımız gibi.
cause no one expected anyone to come cause we didn't even know if anyone was watching the show we got out and there was I think a thousand people there it was the first time that... we really saw live how powerful this thing can be
Çünkü insanların bu diziyi seyredip seyretmediğini bile bilmiyorduk. Arabadan indiğimizde oraya yaklaşık bin kişinin geldiğini gördük. İlk kez bir dizinin ne kadar güçlü bir etkiye sahip olabileceğini kendi gözlerimizle gördük.
I didn't really know what the show was an I heard that song an I had in my head how the end of the show would feel an I was able to work backwards from that
Pilot bölümü yazmaya hazırlanıyordum.
I'm really sorry, but... I didn't know what to do. I...
Gerçekten üzgünüm ama, ne yapacağımı şaşırmıştım...
I didn't really want to know,'cause I didn't approve of it.
Bilmek istemiyordum çünkü onaylamıyordum.
But you know, she really didn't have to send the letter to you... I could've sent off this much myself...
Ama sana yazmasına gerek yoktu.
I didn't really know till just now but I think it's to ask you, if you could do anything you wanted if you could have a wish...
Şu ana kadar gerçekten bilmiyordum ama... sanırım amacım size şunu sormak : İstediğiniz bir şeyi yapabilecek olsaydınız... bir dileğiniz yerine gelecek olsaydı...
I didn't know anything would happen really.
- Birşey olacağını tahmin etmemiştim.
I really didn't know what to do.
Ne yapacağımı bilemiyordum.
I don't know, I just... I got this really strange feelin', and... ugh... just didn't want him to touch me.
Bilmiyorum, Ben... işte sadece bu garip duygu var, ve.... bana dokunmasını istemedim.
Betty grable. Fortunately, I didn't know that I really wanted to look like Lena horne.
Neyse ki, Lena Horne'a benzemek istediğimi bilmiyordum.
I didn't know what size to get. And the girl at the jewellery store had these really big hands.
Ölçünü bilmiyordum mücevher dükkânındaki kızın da kocaman elleri vardı.
You know, I didn't really know Laura that well, but I feel like I do.
Bilirsiniz işte Laura'yı pek tanımıyordum ama tanıyormuş gibiydim.
I mean I ate it but I didn't really know what it was.
Yani yedim ama o zamanlar bilmiyordum.
You know... I didn't really know Laura that well, but I feel like I do.
Bilirsiniz işte Laura'yı pek tanımıyordum ama tanıyormuş gibiydim.
When he said he didn't know how he could live the rest of his life knowing how much hurt he'd caused that little girl. Well, I really felt for him. I did.
O küçük kızı o kadar üzdüğünü bilerek hayatını nasıl sürdüreceğini bilmediğini söylediğinde kalbimin şurası cız etti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]