I saw them together traduction Turc
86 traduction parallèle
The last time I saw them together, they were that big and you were pushing them.
Onları en son yan yana gördüğümüzde şu kadarcık büyüklükteydiler....... ve o şey vardı ve parkın içinden onları iterek dolaşıyorduk.
The other day, I saw them together.
Birkaç gün önce onları birlikte gördüm.
I saw them together once, a few weeks ago. Doing what?
- Birkaç hafta önce onları bir kere görmüştüm.
I saw them together today.
Bugün beraberlerdi.
I saw them together in front of your house.
Evinizin girişinde onları gördüm.
I did fire June because I saw them together.
Onları beraber gördüğüm için June'u kovdum.
I've taken 20 showers ever since I saw them together last night.
Onları dün gece beraber gördüğümden beri 20 kere duş aldım.
I saw them together.
Onları gördüm.
Then one day I saw them together and I watched the way they looked at each other.
Ama bir gün onları birlikte gördüm ve onların birbirlerine bakışlarını izledim.
I saw them together at the Neptune Grand.
Neptune Grand otelinde ikisini birlikte gördüm.
- I saw them together once.
- Onları bir kez beraber gördüm.
I saw them together. At first, I...
Onları birlikte gördüm.
I saw them together.
Onları birlikte gördüm.
what if i told you that your precious peyton was sweet on lucas scott and that i saw them together last night?
Ya sana kıymetli Peyton'ınızın Lucas Scott'a âşık olduğunu ve dün gece onları birlikte gördüğümü söylersem?
I saw them together, Porter trusted this guy.
Onları birlikte gördüm.Porter bu adama güveniyordu.
I saw them together often.
Onları birlikte çok sık görürdüm.
I saw them together behind the boat.
Geminin arkadasında onları beraber gördüm.
I saw them together in the bar after.
Sonra da barda beraber gördüm onları.
Ursula and I saw them together.
Ursula ve ben, beraber gördük.
Said I saw them together at the mall.
Alışveriş merkezinde gördüğümü söyledim.
I saw them together.
Bureli dün Dr. Bennett ile buluştuklarını kabul ediyor.
- and Scott saying he didn't know him, but I saw them together.
- Scott, onu tanımadığını söyledi ama onları beraber gördüm..
I saw them together, and- - you heard the same rumors I did.
İkisini birlikte gördüm ve sen de dedikoduları duydun.
Junior year, during finals, I was in the library, and I saw them together in the stacks making out.
Kitaplıklar arasında bu ikisini yiyişirken gördüm.
I walked through the back door, and I saw them together.
Arka kapıdan geçtim, ve onları birlikte gördüm.
Well, I did until I saw them together.
Şey, onları birlikte görünceye değin öyle düşünüyordum.
All there together. I saw them.
Üçü beraber, gördüm.
I saw them walking together.
Onları birlikte yürürken gördüm.
I just saw them talking together.
Onları konuşurken gördüm.
I only saw them together once.
Onları yalnız bir kez gördüm.
I haven't seen them together now for about a year and a half, but back then I saw them two or three times a week.
Onları son bir buçuk yıldır birlikte görmedim ama ondan önce haftada 2-3 kez görürdüm.
No, I just saw them together.
Hayır, onları daha yeni birlikte gördüm.
I saw them all go together.
Hepsini birlikte gördüm.
I saw them last Tuesday night together.
- Onları salı akşamı gördüm.
Not yet, but I saw a photo of them together.
Daha değil ama birlikte çekilmiş fotoğraflarını gördüm.
There's a relationship there, I saw them at a party together.
Aralarında bir ilişki var, onları partide beraber gördüm.
This is the only time I saw the two of them together, but... clearly, they were involved.
Onları birlikte gördüğüm tek an bu, ama belli ki, birbirlerini tanıyorlardı.
But for that whole forever, it was the happiest I ever saw them together.
Ama tüm zaman içersinde... onları en mutlu gördüğüm anlardı.
Well, last week I saw all three of them together in the quad.
Geçen hafta üçünü avluda gördüm.
And I hate you, because in the Holy Land there was two of us and we were a team and the things we went through, the horrors we saw, we went through them together.
Senden nefret ediyorum, çünkü Kutsal Topraklarda sadece ikimiz vardık ve takımdık yaşadığımız o kadar şey gördüğümüz o kadar vahşet, bunları birlikte yaşadık.
I saw them with their flashlights. They were together.
Ellerinde fenerler vardı, beraberdiler.
It was there that I saw the two of them leave and go off together.
Oradayken, otelden beraber ayrıldıklarını gördüm.
When I saw them together,
Onları birlikte gördüğümde alıp götüreceklerini biliyordum.
And that was the very first time I saw them together.
İlk kez bir araya gelmişlerdi.
I saw them coming out of a hotel together.
Birlikte otelden çıktıklarını gördüm.
'I saw them come together as a family, because of me.'
Onları bir aile olarak görüyorum, benim katkılarımla.
The last time I saw them, they were all snuggled together on the couch.
Onları gördüğümde, kanepede birlikte yatıyorlardı.
I mean, I saw him in the newspaper, but I didn't see them leave together.
Demek istediğim, onu gazetede gördüm, ama birlikte ayrıldıklarını görmedim.
I need a witness that saw them together hours before she went missing. - That or a full confession.
Kız kaybolmadan saatler önce ikisini gören bir tanığa ihtiyacım var.
I saw them take off in a car together.
Birlikte arabaya bindiklerini gördüm.
I just saw them together.
Az önce gördüm.
i saw you 563
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw the video 17
i saw it first 27
i saw the light 16
i saw it 804
i saw the sign 17
i saw it myself 35
i saw him yesterday 27
i saw 499
i saw everything 64
i saw it on tv 28
i saw you last night 21
i saw her 292
i saw you on tv 44
i saw that 307
i saw them 162
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw nothing 44
i saw it all 35
i saw you last night 21
i saw her 292
i saw you on tv 44
i saw that 307
i saw them 162
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw nothing 44
i saw it all 35