I saw you die traduction Turc
93 traduction parallèle
But I saw you die.
Fakat senin öldüğünü gördüm!
I saw you die.
Senin öldüğünü görmüştüm.
I saw you die.
Senin öldüğünü gördüm.
I saw you die.
Sen ölmüştün.
I saw you die.
Sizin öldüğünüzü gördüm.
I saw you die.
Öldüğünü gördüm.
I saw you die.
Sen... Ölüydün.
I saw you die, and now you are walking by my side...
Seni ölüyken gördüm, ve şimdi benimle birlikte yürüyorsun.
I think it's time for you to tell me how come you're still alive... when I saw you die?
Sanırım, nasıl oluyor da ölüp, hala hayatta olduğunu, Anlatmanın tam zamanı.
I saw you die.
Öldüğünüzü gördüm.
- I saw you die.
- Ama öldüğünü gördüm.
- I saw you die.
- Senin öldüğünü gördüm.
- I saw you die.
- Ben ölürsün gördüm.
You're dead. I saw you die!
Senin öldüğünü gördüm!
I saw you die!
- Sen ölüsün. Öldüğünü gördüm.
I saw you die and it just came out of me. Like a - Like a punch.
Senin öldüğünü gördüm, ve birdenbire oldu, refleks gibi.
Last night, I saw you die.
Dün gece öldüğünü gördüm.
I... I saw you die.
Öldüğünü gördüm.
I saw you die.
Senin ölümünü izledim.
Oh, I think you've cornered the market on that, after all I saw you die, yet here you are.
Bu işin sadece senin tekelinde olduğunu sanıyordum. Senin öldüğünü gördüm, şimdi de buradasın.
- You Were dead. I saw you die!
- Sen ölmüştün. Öldüğünü gördüm!
- I saw - I saw you die.
Senin öldüğünü gördüm!
- But I saw you die.
- Ama öldüğünü gördüm.
I saw you die!
Öldüğünü gördüm!
- I would die if I saw you in a smock.
- Seni tulumun içinde görürsem ölürüm.
I arrive here yesterday in time to see you die and just ten minutes ago saw you buried.
Daha dün geldim buraya ve senin ölmeni ve 10 dakika önce gömülmeni gördüm.
If you were the last thing I saw before I died, I'd die a happy man.
Eger sen olmeden once gordugum son seysen, mutlu bir adam olarak olecegim.
If I ever saw you do anything that wasn't 90 % selfish, I'd die of shock.
% 90 bencil olmayan bir şey yaptıysan şok geçirip, ölebilirim. Bunun için yeterli bir neden.
I saw my brother die at you hand...
Kardeşimin elinde ölüşünü izledim...
I saw you die. No.
- Öldüğünü görmüştüm.
The moment I saw a Japanese soldier slaughtering people I knew you would die
İnsanları kılıçtan geçiren bir japon askerini gördüğüm an, öleceğini anladım.
It wasn't enough for you that I saw my wife die?
Karımın gözümün önünde ölmesi sana yetmedi mi?
You know, the first time I saw a man die - - a bunch of men, really - - all their cocks were hanging out.
Biliyor musun, ilk birinin öldüğünü gördüğümde aslında aynı anda bir çok kişi hepsinin çükü dışarıdaydı.
You cannot imagine the pride... and desperate joy of the many people I saw die.
Ölmelerini gördüğüm birçok insanı ve bundan duyduğum gurur ve umutsuzca kapıldığım sevinci sana anlatamam.
They said I saved over a hundred people... but, you know, that little boy, who didn't know who his father was, who just... who just loved him- - he saw him die... fall to the ground... right in front of him.
Bana yüzden fazla insanın hayatını kurtardıgımı söylediler fakat... o küçük çocuk, babasının kim oldugunu bilmiyordu... sadece onu seviyordu... öldügünü gördü... yere düştü... gözlerinin önünde.
You wanted me to let him die on that table, I saw it in your eyes.
Benden onun masada ölmesine izin vermemi istedin. Bunu gözlerinde gördüm.
And until the day she dies, or you die, anybody, even me, if I saw her across the street and I said hello, but I wanted to cross and say something else, I've got to have your permission in advance.
Kadın veya sen ölene dek kim olursa olsun, ben bile onu karşı kaldırımda görüp selam verirsem ve yanına gidip başka bir şey söylemek istersem senden izin almalıyım.
You saw her die with your own eyes. I was kidnapped when I was 4.
Ölümünü kendi gözlerile gördün 4 yaşımdayken kaçırılmıştım
But I saw all of you die with my own eyes. I saw it.
Ama kendi gözlerimle her birinizin ölümünü gördüm.
I'm just saying if your mother ever saw the way you're treating that girl she'd probably die of shame.
Diyorum ki, annen bu kıza karşı davranışını görseydi muhtemelen utancından ölürdü.
I was going to die before I saw you in a wedding dress.
Mürüvetini görmeden ölüp, gidicektim.
When I saw you leave with him, I wanted to die.
Onunla gittiğini görünce ölmek istedim.
- I saw you drowning and you'd die if I didn't get you to a doctor.
- Seni boğulurken gördüm ölüyordun Ben olmasaydım seni doktora kim getirecekti.
I saw you perform at the Disorientation Theater in Bertolt Brecht's Die heilige Johanna der Schlachthöfe last fall.
Geçen sonbaharda Bertolt Brecht'in "Mezbahaların Kutsal Johanna'sı" oyununda görmüştüm seni.
I already saw how you die.
Senin nasıl öldüğünü çoktan gördüm.
I already saw how you die.
Senin öldüğünü zaten görmüştüm.
And if I never saw you again, I told myself that I would die here.
Ve seni göremedikçe kendime burada öleceğim diyordum.
- I'm fine, Daisy. - Sweets, you saw somebody die.
Sweets, birinin ölümünü gördün.
I never saw what you checked, so... in case I die tonight, could you please tell me
Hangisini seçtiğini görmemiştim, yani bu gece ölürüm diye, şimdi söylesen olur mu?
and then i saw the paper the day after... you left them there to die!
Sonra ertesi gün gazetede gördüm. Çocukları ölüme terk ettin.
I could have sworn I saw Jake Lonergan die in those caves, didn't you, Sheriff?
Jake Lonergan'ın o mağaralarda öldüğüne yemin edebilirim, değil mi Şerif?
i saw you 563
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw it 804
i saw the light 16
i saw the sign 17
i saw him yesterday 27
i saw it myself 35
i saw 499
i saw everything 64
i saw it first 27
i saw the video 17
i saw it 804
i saw the light 16
i saw the sign 17
i saw him yesterday 27
i saw it myself 35
i saw 499
i saw everything 64
i saw you last night 21
i saw it on tv 28
i saw you on tv 44
i saw her 292
i saw that 307
i saw them 162
i saw nothing 44
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw it on the news 30
i saw it on tv 28
i saw you on tv 44
i saw her 292
i saw that 307
i saw them 162
i saw nothing 44
i saw him first 18
i saw your face 30
i saw it on the news 30