English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I should have called

I should have called traduction Turc

483 traduction parallèle
I imagine I should have called you madam.
Sanırım size hanımefendi demeliydim.
I should have called him yesterday.
Dün aramalıydım.
Father, I should have called it to your attention sooner but I didn't want to upset- -
Peder bunu daha önce sizin dikkatinize sunmalıydım ama sizin üzülüp...
I guess I should have called you earlier.
Daha erken aramam gerekirdi.
I, uh, suppose I should have called first.
Sanırım, gelmeden önce aramalıydım.
I apologise. I should have called you and given you the opportunity of saying no.
Seni aramalı ve "hayır" deme şansı tanımalıydım.
Damn, I should have called Sylvie.
- Lanet olsun, Sylvie'yi arayacaktım.
That's when I should have called Mr. Fleeson to have you ejected from the premises.
Mr. Fleeson'u çağırıp sizi bu mülkümden dışarı attırmalıyım.
I'm sorry. I should have called.
Özür dilerim.Aramalıydım
I should have called Albert and Sarah.
Albert ve Sarah'ı aramalıydım.
I should have called you back.
Seni aramalıydım.
I should have called first, I know.
Biliyorum, ilk önce aramalıydım.
I should have called first.
- Önceden aramalıydım.
I should have called.
Aramalıydım.
I should have called myself.
Keşke kendim arasaydım.
I should have called the vet... but we owe him so much.
Veterineri çağırmalıydım... ama ona o kadar çok borcumuz var ki.
I should have called.
Aramam gerekirdi.
I should have called.
Aramam gerekiyordu.
- I should have called.
- Sorumsuz davrandım.
I pro... I should have called first.
Keşke gelmeden önce arasaydım.
Look, I know I should have called first but I just needed to see you. Tell you how much I missed you.
Bak, ilk önce aramalıydım biliyorum, ama seni bir an önce görmeye, ve ne kadar özlediğimi söylemeye ihtiyacım vardı.
I should have called a lawyer.
Bir avukat tutmalıydım.
Maybe I should have called your wife.
Belki de karını aramalıydım.
- I know, I should have called.
- Biliyorum, aramam gerekirdi.
Yeah, maybe I should have called.
Evet, belki haber vermeliydim.
I should have called.
Onu aramalıydım.
I should have called, I want to leave the apartment.
Aramalıydım, fakat apartmandan ayrılmak istiyorum.
I should have called sooner to pay my respects, but now I've taken over Lord Cumnor's land agency, I shall be moving to Hollingford.
Daha önceden uğrayıp saygılarımı iletmeliydim ama artık Lord Cumnor'ın topraklarının işini devraldım ve Hollingford'a taşınacağım.
I should have called the police!
Polisi aramalıydım!
- I should have called...
- Aramalıydım
I'm sorry. I should have called after the accident.
Onu böyle bir kazada kaybetmenize çok üzüldüm.
Should I have called the constable?
Polisi mi çağırsaydım?
Strange that I should be called a destitute woman... when I have all these treasures locked in my heart.
Gönlüm böylesine zenginlikler ile dolu iken muhtaç ve kimsesiz bir kadın olarak anılmam ne kadar garip!
Should I have called myself?
Kendim mi arasaydım acaba?
I should have reminded you when I called.
Aradığımda sana bunu da hatırlatmalıydım.
Strange that I should be called a destitute woman when I have all these riches locked in my heart.
Kalbimde onca zenginlik kilitli dururken yıllarca bana Yoksul Kadın demiş olmaları ne garip!
I should not have called.
Sizi aramamalıydım.
- I never should have called him.
- Onu hiç aramamalıydım.
I should have just called the police right away.
Hemen polisi aramalıydım.
You should've called me. I would have...
Beni aramalıydın.
- -The so-called freedom you and I should have.
Saygı duydukları tek şey onlara verdiğimiz servetimiz! Özgürlük denilen şeye sahip olduğumuzu mu zannediyoruz?
If I'd known as much this morning, I should never have called on him.
Sabah bundan haberim olsaydı asla ziyaretine gitmezdim.
I have been 42 year at the bar and were I called to defend these people, I promise you, I should be confounded.
42 yıldır barodayım ve eğer bu insanları savunmaya çağrılsaydım kafam çok karışırdı.
Then I should have the right not to be called Junior.
O halde benim de "Junior" adını seçmeme hakkım olmalı.
I don't have it, you should've called first.
İnsan gelmeden önce bir arar.
Forgive me. I've called you out, and you should have been resting.
Kusura bakma, seni çağırdım ama dinlenmen gerekiyordu.
I probably should have called first.
Muhtemelen önce aramam gerekirdi.
- Speaking of which, you should check you machine - oh, good idea, I bet dozens of naked women have called by now
Güldük! Berg, herkese söylemek zorunda mısın?
I should never have called you guys in the first place!
Sizi en başından aramamalıydım! - Tanrı aşkına, Joe.
I'm sorry. I probably should have called but I was getting a cup of coffee across the street, um...
Kusura bakma önce aramalıydım ama sokağın karşısındaki yerden kahve alıyordum- -
So he heard about it and he got mad at me and he wrote something about me on the men's room wall, and I should have just called it quits right there and then, but his name being Drucker brought out the poet in me.
Esprimi duymuş'bana kızmış. Erkekler tuvaletinin duvarına benimle ilgili bir şey yazmış. Orada bunu noktalamalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]