Improvements traduction Turc
378 traduction parallèle
Have you seen the improvements?
Gelişmeleri gördün mü? - Hayır.
No, Son. Improvements are out.
Böyle harcamalara gerek yok.
That's right. I made a few improvements.
Dogru, bazï degişiklikler yaptïm.
I suppose, as usual, you've added your own improvements.
Her zamanki gibi kendinizden de bir şeyler katmışsınız.
There is currently a throughput of 500 people a day but improvements are underway so that within two months this figure can be increased to 2, 000 people a day
Şu an günde 500 kişi infaz edilebiliyor fakat ıslah çalışmaları yapılmakta yani iki aylık süre zarfında bu sayı günde 2,000 kişiye çıkarılabilecektir.
It's excellent, but we must make some improvements.
Muhteşem, ama bazı değişiklikler yapmalıyız.
- What improvements?
- Ne değişikliği?
Damn, I have to make these improvements
Kahretsin, bu iyileştirmeleri yapmam gerekiyor.
He's always wanted to make some improvements around here... build some cabins for tourists... buy a new car, have a little money in the bank.
Buralarda hep bir şeyler yapmak istemişti, turistler için kalacak yerler yeni bir araba, bankaya biraz para yatırmak gibi.
Let's not kill it with improvements, huh?
İlerleme ile bunu öldürmeyelim ha?
She certainly could use some improvements.
Bazı geliştirmeler yapılabilir.
Well, there's been a few improvements.
Bayağı değişiklik olmuş.
- You made some improvements.
- Bir şeyler yapmışsın.
We'd have made improvements around here, oil or no oil.
Petrol çıksın çıkmasın, biz yine de ilerleme kaydedecektik.
- Civic improvements.
- Kasaba gelişiyor.
I will then be able to negotiate with the Russian officers to win improvements in your work conditions.
O zaman bana da çalışma koşullarınızın iyileştirilmesi için Sovyet yetkililerle müzakere etme şansı doğar.
Human nature could certainly stand some improvements.
İnsan doğası bazı gelişimler gösterebilir.
We just convince the city to bring all improvements out this way.
Su, gaz, elektrik, telefon, tüm gelişmenin buraya yönelmesi için belediyeyi ikna edeceğiz.
Where now there's only a squalid expanse, the city will bring roads, water, power, gas and all other necessary improvements.
Şu an orası sahipsiz, tam bir mezbelelik. Ama bundan böyle ulaşım, su, elektirik, gaz, yani halkımız için.. .. vazgeçilmez tüm gereksinimler buraya yöneltilecek.
In a matter of weeks, improvements in dwelling space could be provided.
Bir kaç hafta içerisinde delme işi gelişeceğinden yeterli alan açılır.
Well, now, maybe you could stand a few improvements.
Peki, belki biraz gelişim gösterdin.
We've made some improvements since you used her last.
Son kullanışından sonra bazı yenilikler yaptık.
So there really have been several major improvements and advances in technique in the last two years.
Son 2 yıl içinde teknik olarak gerçek anlamda büyük gelişmeler oldu.
You Feds must have made a lot of improvements since that other ship came here.
Diğer gemiden beri siz Federaller gelişme kaydetmiş olmalısınız.
When I return, we'll give you other improvements.
Döndüğümde, size başka yenilikler vereceğiz.
Making all kinds of latest improvements.
En son teknolojik gelişmelerin hepsini getiriyormuş.
He'll have to die soon, when he's made all the possible improvements... and there's nothing more to improve.
Olabilecek bütün teknolojik gelişmeleri uygulayıp da geriye bir şey kalmayınca öleceğinden eminim.
The confiscated property of them that was caught and hung... allowed the Judge to institute civic improvements.
Yakalanıp asılanların el konulan malları kentsel gelişmeler konusunda Yargıç'a imkan tanıyordu.
'Any improvements on me, I will make myself! '
Üzerinde geliştirme yapılacaksa, bunu kendim yaparım!
The lure of the spice trade, improvements in navigation...
Baharat ticaretinde yükseliş, denizcilikteki gelişmeler ve Avrupalı güçler arasındaki rekabet unsuru.
He would really like to make some improvements, only he wanted this to happen somehow of itself.
O gerçekten bazı düzenlemeler yapmak istemişti, ama bunların bir şekilde kendiliğinden olmasını istemişti.
I don't know, a space. And all of Richard's... country clubs and home improvements and business deals... are pretty superficial stuff.
Ve Richard'ın tüm şehir kuIüpIeri, ev projeIeri, iş meseIeIeri yüzeyseI konuIar.
I don't see improvements, I see wasted time- -
Ben, Hiçbir Gelişme Görmüyorum Zamanın Boşa Geçtiğini Görüyorum..
Mayor Red Thomas'progress platform means more jobs, better education, bigger civic improvements and lower taxes.
Belediye Başkanı Red Thomas'ın gelişim planında daha çok iş, daha iyi eğitim, büyük kentsel gelişim ve düşük vergileryer almakta.
I see improvements... but we want customers to queue up for them.
? İyiye gittiğinin farkındayım ama hedefimiz müşterilerin uzun sıralar oluşturması.
( Woman ) I would have thought they'd made some improvements.
Biraz değişiklik yaparlar sanmıştım.
Decreasing diffusion... minor improvements...
Nüfustaki azalma önemsiz bir konu haline geldi...
The highly-developed brain, combined with the ability to pinch with their fingers, allows human beings to make countless improvements on their planet.
Parmaklarıyla çimdikleme yeteneği ile birleşen çok gelişmiş beyin dünyalarında sayısız gelişme kaydetmek için insanlara olanak sağlar.
I'll fix you up for the improvements.
Gelişmelere göre seninle tekrar anlaşabiliriz.
I thought about £ 200 for the improvements.
Gelişmeler için 200 pound düşündüm.
Realtor said we could get one of those home equity loans for improvements.
Emlakçı düzenlemeler için evi ipotek ettirebileceğimizi söyledi.
" For all my improvements, though, there remains an ugliness here I cannot dispel.
Yine de, kaydettiğim ilerlemeye rağmen, burada kurtulamadığım bir çirkinlik var.
Perhaps we could make some improvements.
Belki birkaç düzeltme yapabiliriz.
Bill Coles, our able president, in the annual report, has told you of our year, of what we accomplished, of the need for further improvements our business goals for next year and the years beyond.
Başkanımız Bill Coles yıllık raporunda sizlere geçirdiğimiz yılı, başardıklarımızı, gelişmek için gereksinimlerimizi ve önümüzdeki yıllar için hedeflerimizi açıkladı.
I call it "self-feeding" because there is a sense in which improvements in the original radars directly necessitate later improvements in the same radar, even though it's going via the loop of making the radars on the other side get better, so the more you have, the more you need, the more you get.
Buna "kendini besleme" diyorum çünkü aynı radardaki daha sonraki gelişmeleri doğrudan gerekli kılan özgün radarlardaki gelişimin bir anlamı var karşı taraftaki radarları daha iyi hâle getiren döngüyle birlikte ilerlemesine rağmen böylece daha fazlasına sahip oldukça daha fazlasına ihtiyaç duyar, daha fazlasını alırsınız.
In their ancestry, improvements on one side necessitated improvements on the other.
Bir tarafın atasında meydana gelen gelişme diğer tarafın da gelişmesini gerekli kılmıştır.
So, indirectly, it was the improvements in the hawks that made their descendants have to get even better later.
Yani dolaylı olarak, doğanların gelişmesi, torunlarının daha sonra daha da başarılı olmalarını zorunlu kılmıştır.
And improvements in the ducks made their descendants have to get even better later.
Ve ördeklerdeki gelişmeler torunlarının daha sonra daha da iyi olmalarını zorunlu kılmıştır.
"Software" means programs, and improvements in both are important.
"Yazılım" ise programlardır ve ikisinin de gelişimi önemlidir.
I represent Mr. Daniel Christie, who by right of law owns this land and all improvements upon it.
Bay Daniel Christie'yi temsil ediyorum. Kendisi kanun önünde bu toprakların ve üstündeki mülklerin sahibidir.
I mean, I'm gonna make a few improvements.
Tabii ki haklıyım.