Is out traduction Turc
67,829 traduction parallèle
I don't think your husband was crazy, and now someone really is out to get him.
Kocanızın deli olduğunu sanmıyorum, ve şimdi birisi gerçekten onu yakalamak için dışarıda.
So keep your wisdom to yourself, because I'm actually here to help people, not just remind them what a cruel world it is out there.
Aklını kendine sakla çünkü ben insanlara yardım etmek için buradayım dışarıda zalim bir dünya olduğunu söylemek için değil.
There's no way to increase my point total because everything I'm doing is out of self-preservation.
Puanımı artırmam imkansız çünkü yaptığım her şeyi çıkarım için yapıyorum.
Hey, you figure out who that guy is yet?
Hey, o adamın kim olduğunu daha bulamadın mı?
Listen, I know this is none of my business, but, um, I do recognize the look of someone who knows the, um, best thing in his life just walked out the door.
Beni ilgilendirmediğini biliyorum ama hayatındaki en güzel şeyin kapıdan çıkıp gitmesini izleyen birinin yüzündeki bakışı iyi bilirim.
This ransom is my ticket out, and there's no reason to complicate that by killing everyone, is there?
Bu fidye benim kurtuluşum ve birilerini öldürerek bunu riske atmaya gerek yok, değil mi?
There's got to be someone out there that cares where this guy is.
Bir yerlerde bu adama değer veren birileri vardır mutlaka.
Mom is fucking freaking out.
Annem zıvanadan çıktı.
What I think is, you were here at 6 : 00 a.m. looking at the books, figuring out a game plan that I wasn't ready to implement, and now I am.
Tek düşündüğüm sabah altıda burada olduğun defterleri incelediğin, uygulamaya hazır olmadığım ve şu an kafama oturan bir harekat planı hazırladığın.
Been out job-hunting all day.
Bütün gün iş peşinde koşuyorum.
Because a word from the woman who put him away is worth a thousand from the guy who got him out.
Çünkü Mike'ı içeri tıkan kadının bir sözü onu dışarı çıkartan adamın bin sözünden değerli.
And the fact that he made a crooked deal to get himself out lets me know that he is too.
Ve çıkmak için hileli bir anlaşma yapması Mike'ın da hâlâ aynı olduğunu düşündürüyor.
Either step up and take the reins or start looking for another job, because if you don't tell Louis he's not ready to run this firm, we're gonna be out of business one way or the other.
Ya adım atıp dizginleri ele alırsın ya da başka iş bakarsın çünkü Louis'e onun yönetici olmaya hazır olmadığını söylemezsen her türlü batacağız.
Yes, she is, and if you make a scene in front of my kids on the day that we put our dad into the ground, I swear to God, I will beat the shit out of you, because she's my mother, and I'm gonna let her say her piece.
Evet edecek, eğer çocuklarımın önünde babamızı toprağa verdiğimiz bu günde olay çıkartırsan yemin ederim, seni öldüresiye döverim çünkü o benim annem ve konuşmasına izin vereceğim.
My plan is to have Miss Price explain that she is a single mother living in an apartment with a broken window and no heat for months, and they're trying to kick her out.
Planım Bayan Price'ın, kırık camlı ve aylardır ısıtması olmayan bir aparman dairesinde yaşayan yalnız bir anne olduğunu ve onu evden atmaya çalıştıklarını anlatmasını sağlamak.
- Well, any judge in his right mind is gonna laugh you out of court, because you don't understand the law.
Aklı başında bir hâkim mahkemede size gülecek çünkü hukuktan anlamıyorsunuz.
Every one of our client's lives is hanging by a thread, and if they lose, they're out on the street, they don't get the surgery, or they get deported.
Müvekkillerimizin her birinin hayatı risk altında kaybederlerse sokağa atılacaklar ameliyat olamayacaklar veya sınır dışı edilecekler.
- Louis, that is so sweet, but it turns out Joshua can't make it.
Louis, bu çok güzel ama Joshua gelemiyormuş.
Mom found out, which is why she was leaving on the day that Sarah and I went out on the boat.
Sonra annem öğrenmiş, ki Sarah'la ben tekneyle açıldığımız gün annem o yüzden evi terk ediyordu.
You guys have fun. This is me and Janet's honeymoon, so we're gonna go try and figure out how to have sex.
Bu Janet'le benim için balayı sayılır o yüzden gidip sevişmeye çalışacağız.
It took me a while to figure it out, but just now as we were all fighting and yelling at each other and each one of us demanding we should go to the Bad Place, I thought to myself, "Man, this is torture." And then it hit me.
- Biraz düşününce fark ettim ki bunca zaman boyunca birbirimize bağırıp kavga ederken her birimiz ayrı ayrı Kötü Yer'e gidecek olanın kendisi olduğunu söylerken "Tanrım bu resmen işkence" dedim kendime ve o an anladım.
Even getting them to do simple things like pulling out each other's teeth is like...
Birbirlerinin dişlerini sökmek gibi en basit şeyleri yaparken bile...
Hold that thought. Is it okay if I go work out?
Biraz vücut çalışmamda sakınca var mı?
We went out for our hunt, and this is the first you've seen me since.
Ava çıktık ve o zamandan beri beni ilk kez görüyorsun.
I think he's lying, is what I think, and if he is, I can't figure out why.
Bence yalan söylüyor ve eğer öyleyse niye söylediğini anlayamıyorum.
When Gilroy gets out of the hospital, first thing he does is quit the FBI, where they still regard him as a hero.
Gilroy hastaneden çıkınca yaptığı ilk iş onu hâlâ kahraman olarak gören FBI'dan ayrılmak olmuş.
Your best chance is to get everyone out of this building.
Yapacağın en iyi şey herkesi bu binadan çıkarmaktır.
Is that why you've been sitting out there for the last five minutes, debating whether or not to even come in and ask for whatever it is you're struggling with now?
Bu yüzden mi beş dakikadır dışarıda durup içeri girip girmeme konusunda ve isteyip istememe konusunda kendinle mücadele ediyorsun?
Marina, your clock is running out, okay?
Marina, zamanın tükeniyor tamam mı?
If we have to do something, we have to find out what is written on it first!
Eğer bir şey yapmak zorundaysak, öncelikle üzerinde ne yazdığını bulmak zorundayız!
Is everything okay out there?
Her sey yolunda mi?
Just to... I mean, to me, no one's doing what this kid is doing out there.
Yani bana gore kimse bu cocugun yaptigini yapmiyor.
You're out of your depth.
Bu is seni asiyor.
The referee is a client, and Wexler Artists look out for each other.
Hakem benim sanatcimdi ve Wexler Sanatcilari birbirini kollar.
How is traffic out there?
Trafik nasil?
Sophia is not going out like that.
Sophia öyle gitmeyecek.
It's getting dark out. No one is gonna stop for us.
Hava kararıyor, kimse bizim için durmayacak.
One who has to find new work because he was kicked out of the Navy SEALs for his temper.
Ama öfkesi nedeniyle donanmadan atıldığı için, yeni iş bulması gerek.
This is a safe place in which people are allowed to change their minds, especially when it's pointing out the shortcomings of Nasty Gal.
Burası insanların fikir değiştirebilecekleri güvenli bir alan, özellikle Nasty Gal'in kusurları hakkındaysa.
I think there's some secret agent out there whose cover is way blown.
Sanırım dışarıda foyası ortaya çıkmış gizli bir ajan var.
Well, you better, because if anyone figures out that we're doing this for personal gain, your chance of getting into the bar is gone.
O halde ikna etmeye bak çünkü bunu kişisel çıkarlardan dolayı yaptığımız öğrenilirse avukat olma şansın sona erer.
You and I won't be talking again because in case you haven't figured it out yet, this is a hell of a lot more serious than cheating on your wife.
Seninle bu son görüşmemiz. Belki farkında değilsin ama bu karını aldatmandan çok daha ciddi bir durum.
If this is about checking out the place for your wedding, it might be better during the day.
Düğün için mekanı görmeye geldiysen gündüz gelmen daha mantıklı olur.
I hired Harvey to do a job, he farmed it out to you against my will and you're gonna God damn listen to me.
Bu iş için Harvey'le anlaşmıştım. Ama bana sormadan sana pasladı, diyeceklerimi sonuna kadar dinleyeceksin.
This was, uh... This was some out of town understudy thing for some larger than life type character, like, um... Like a mob boss or an emperor or something.
Bu iş şehir dışından bir dublörlük işiydi efsanevi bir karakter için mafya patronu veya imparator falan.
- If I could just magnify that, I could find out whose hand it is.
- Orayı büyütebilirsem kimin eli olduğunu bulabilirim.
Dinesh, the one good thing that came out of you slapping your body against that cyberterrorist in a vulgar parody of the act of love is that we finally have a network with real security value.
Dinesh, o siberteröristle yaşadığın aşkın bayağı bir parodisinden tek iyi bir şey çıktı ; o da artık gerçekten güvenli bir ağ sistemimiz var.
Right now, we need to find Aida, and the first step is figuring out what she wants.
Şu anda Aida'yı ve ne istediğini bulmamız gerek.
Whatever came out of that cocoon... - is no brother of mine.
O kozanın içinden her ne çıktıysa benim kardeşim değil.
What is that doing out?
Çeviri : Trust No 1 İyi seyirler. - Bunun ne işi var burada?
I don't feel like sticking around to find out what that is.
Planın ne olduğunu öğrenene kadar burada kalmaya niyetim yok.
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299
out of my mind 17
out of the blue 171
out of interest 20
out of sight 112
out of town 49
out of nowhere 149
outstanding 214
out loud 97
out of 299