English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It's nothing bad

It's nothing bad traduction Turc

141 traduction parallèle
There's nothing bad about it, Maria Candelaria. No.
Bunda kötü bir şey yok, Maria Candelaria.
It's just that they are bad seeds... plain bad from the beginning, and nothing can change them.
Sadece tohumları bozuk olduğu için doğuştan kötü oldukları için. Hiç bir şey bunu değiştiremez.
- It's nothing but bad theater.
- Sadece ucuz bir tiyatro.
- It's nothing bad.
Kötü bir şey değil.
It's too bad, but you're good for nothing now.
Ne yazık ki artık bir işe yaramıyorsunuz.
And it's nothing bad or anything.
Ve kötü birşey yok bunda.
- It's nothing professional, but it's not bad, though I say it myself.
- Profesyonel şeyler değil. Ama kötü de değil, her ne kadar kendim söylesem de!
There's nothing bad about it.
Bunun kötü bir tarafı yok.
That's not bad, but that calculation has nothing real in it.
Bunlar güzel tabii. Ama bu hesabın hiçbir gerçekçi tarafı, hiçbir gerçekçi tarafı yok.
Nothing's as bad as it seems.
Hiçbir şey göründüğü kadar kötü değildir.
It's nothing bad, Franz.
Kötü bir şey yok Franz.
If one of you is guilty, which I find hard to believe, it's a bad idea to hide because there's nothing worse. It's better not to hide but, on the contrary, to confess and repent.
Buna inanmak istemiyorum ama eğer içinizden biri suçluysa gizlenmektense - çünkü hiçbir şey ikiyüzlülükten daha kötü değildir - itiraf edip, pişman olması onun için daha iyi olur.
Um, it's? It's nothing bad.
Kötü bir şey değil.
It's nothing bad. It's just?
Kötü bir şey değil.
Come on, Blackadder, it's not all that bad - nothing a nice roaring fire can't solve.
Haydi Blackadder, o kadar da kötü değildi alev alev bir ateşin çözemeyeceği hiç bir şey yoktur.
And as long as it's here, nothing bad can happen.
Ve o burada olduğu sürece kötü bir şey olamaz.
- It's nothing bad.
- Kötü bir şey yok.
It ´ s nothing to feel bad about.
Kötü hissetmen için bir neden yok.
- It's that nothing bad happened to me.
- Benim başıma kötü bir şey gelmemesi.
- No, it's nothing bad.
- Hayır, kötü bir şey değil.
- No, it's nothing bad.
— Hayır, kötü bir şey değil.
# And nothing's bad as it may seem... #
Anladınız mı? Anne biz yarı zenci miyiz?
Well, maybe we got one bad apple, but it's nothing we can't handle.
Belki bir tane kötü elmamız var ama bu elimizde olan bir şey değil.
But Angel there's nothing bad or good but thinking makes it so.
Ama Angel iyi veya kötü diye birşey yok, sadece düşüncede varlar.
Nothing bad. It's not gang work, just a little business I run on the side.
Baksana, bu iş kabadayılık falan değil, sana kefilim dostum.
- But it's nothing bad.
Kötü bir şey değil.
I just wanna say, OK, how relieved I am that, you know, it's nothing serious'cause... My uncle Jedlow, he had a really bad, um, nut experience, and I was just nervous for you, so...
Ciddi bir şey çıkmadığı için ne kadar rahatladığımı söylemek istiyorum, çünkü amcam Jedlow çok kötü bir haya deneyimi yaşadı ve senin için çok endişelendim.
It's nothing bad.
Kötü birşey değil.
But, you know, the good news is Donna's on the pill... so they can do it, like... a zillion times a day, and nothing bad can happen.
Fakat iyi haber şu ki : Donna kontrol hapı alıyor. Bunu her zaman yapabilirler.
- Don't worry, it's nothing bad.
- Endişelenme, kötü bir şey değil.
It's nothing bad.
Ne demek istiyorsun?
Nothing bad's happened, has it?
Kötü bir şey olmadı değil mi?
When we started out, we had nothing... and it's not a bad thing to be more comfortable, but...
Ve elimizde hiçbir şey olmaksızın olaya girmemiz bu işi zora koşuyor.
No matter how bad you think it is, there's nothing that's happened to you that hasn't happened to somebody else.
Ne kadar kötü olduğunu düşünsen de, başına gelen her şey herkesin başına gelmiştir.
It's bad enough I have to fight this punk for money in the ring, but now you want me to fight him for nothing in a rat hole?
Bu lanet olası ile para için ringde dövüşmek zorunda olmam yeterince kötü, bir de şimdi fare deliğinde hiç bir şey için dövüşmemi mi istiyorsun?
Nothing, it's a bad joke.
Yok bir şey, kötü bir espriydi.
Oh, it's nothing bad.
Şey, o kadar da kötü değil.
I hope it's nothing bad
Hayırdır?
Well, then'tis none to you, for there is nothing either good or bad... but thinking makes it so.
O zaman, sizi ilgilendirmez iyi veya kötü hiçbir şeyin olmaması ; ama düşüncenin onu kötü veya iyi yapması dışında.
Well, then'tis none to you, for there is nothing either good or bad... but thinking makes it so.
O zaman, sizi ilgilendirmez, iyi veya kötü hiçbir şeyin olmaması ama düşüncenin onu kötü veya iyi yapması dışında.
It's like you're just in this place where nothing bad could ever happen, you know?
Sanki öyle bir yerdesin ki hiç kötü bir şey olamaz, anlarsın ya?
- Oh, it's nothing bad,
- Kötü bir şey değil.
- It's nothing but bad luck here.
- Kötü şanstan başka bir şey yok burada.
Your real estate took a bad turn and it's worth nothing.
Arsa ve arazileriniz de değer kaybetti. Hiçbir değerleri yok.
Maybe it was just bad pork, maybe there's nothing...
Belki de ortada abartacak bir şey yoktur.
It's nothing too bad, is it?
Güzel.
You know, ever since I won the lottery, it's like we've had nothing but bad luck.
Biliyorsun lotoyu kazandığımdan beri başımıza kötü talihten başka bir şey gelmedi.
Look, I know how bad that sounds, it's just, you've got to trust me- - there's nothing going on between me and him.
Bunun kulağa nasıl geldiğini biliyorum ama inan bana aramızda bir şey yok.
I mean, it's nothing bad.
Kötü olduğundan değil.
It's nothing, I just had a bad dream.
Bir şey değilmiş. Sadece kötü bir rüya gördüm.
I no longer desire both the good and the bad I have flung in the fire and I feel in my heart that a seed has been sown it is something quite new it's like nothing I've known
# Arzulamıyorum artık daha da # # Ateşe fırlattım attım Hem iyiyi hem kötüyü # # Ve hissediyorum kalbimde Bir tohumun ekildiğini #

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]