English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ B ] / Bad day

Bad day traduction Turc

2,310 traduction parallèle
There was a bad day.
Kötü bir gündü.
A bad day for Lightman way. Hey.
Lightman için kötü bir gün.
Bad day for that guy.
Adam için kötü bir gün oldu.
It's just amazing how difference between good a day and a bad day can come down to a good, long...
Güzel bir günle, kötü bir gün arasındaki farkın, güzel ve uzun bir- -
I guess it's just a bad day for dru g-dealing terrorists and a good day for...
Sanırım uyuşturucu satıcıları ve teröristler için kötü
You had a bad day, agent Lisbon.
Çok kötü bir gün geçirdin, Ajan Lisbon.
You are up in the polls, and you had a bad day.
Anketlerde önde gidiyorsun, ve can sıkıcı bir gün geçirdin.
Oh, gosh. Either you're trying to set a speed drinking record, or you had one bad day at the office.
Ya hızlı içme rekoru deniyorsun ya da işte kötü bir gün geçirdin.
Oh, Cupid is having a bad day.
Aşk Meleği kötü bir gün geçiriyor.
She's having a bad day.
Kötü bir gün geçiriyor.
Something tells me this was a bad day to wear suede shoes.
Kuşlar bugünün süet ayakkabı giymek için kötü bir gün olduğunu söylüyor.
Bad day?
Kötü gün müydü?
Henry, I understand you're having a bad day, but I really don't see
Henry, kötü bir gün geçirmeni anlıyorum ama gerçekten benim bunla...
Today has been a no-good, very bad day.
Bugün çok kötü bir gündü.
Now, this has been a bad day.
Bu kötü bir gün oldu.
No, bad day.
Hayır, kötü bir gündü.
Bad, bad day.
Çok kötü bir gün.
Oh, bad day.
- Kötü bir gün geçirdim.
You know it's gonna be a bad day When you're painted bull's-eye red.
Hedef tahtası kırmızısına boyandığında kötü bir gün geçireceğini biliyordu.
I had a bad day too.
Ben de kötü bir gün geçirdim.
Mama's just having a bad day, okay?
Anne kötü bir gün geçiriyor, tamam mı?
Sweetie You're having a bad day.
Sevgilim, kötü bir gün geçiriyorsun.
Jane was having a really bad day, so I-I did what any sister would do.
Jane kötü bir gün geçiriyordu. Ben de her kardeşin yapacağını yaptım.
It's just been a really, really bad day.
Gerçekten çok kötü bir gündü.
I'm sorry, I've had a really bad day.
Üzgünüm. Gerçekten kötü bir gün geçirdim.
Not a bad day's work, huh?
Kötü bir iş günü olmadı ha?
Look, I have had a really bad day, and I am not in the mood.
Bak, çok kötü bir gün geçirdim, hiç havamda değilim.
It was one bad day.
Kötü bir gündü.
Today was a bad day.
Kötü bir gün geçirdik.
Just a bad day.
Sadece kötü bir gün geçirdim.
Hey, guys, bad day for gayness.
Millet, geylik için kötü bir gün.
Bad day?
Kötü bir gün müydü?
- You picked a real bad day.
- Gerçekten çok kötü bir gün seçtin.
Just had a really bad day.
Çok kötü bir gün geçirdim.
- Uh-oh. Bad Valentine's Day?
Sevgililer Günün kötü mü geçti?
Honestly, I think that Everything bad started to happen the day that guy showed up.
Açıkçası bence o geldikten sonra her şey kötü gitmeye başladı.
And he told me he was moving to Canada the next day. Well, that's just bad timing.
Kötü zamanlama.
If the salesmen weren't acting like Such a bunch of stuck-up losers, Then this day wouldn't be so bad.
Satış elemanları böyle ezik gibi davranmasalardı bugün o kadar da kötü olmazdı.
It's bad enough having you in here in person, let alone looming over the customers day and night in a stupid hat.
O saçma şapka içinde gece gündüz müşterilerimin üzerine heyula gibi çökmen yetiyor zaten.
It didn't help that the next day, he drank bad well water and went blind.
Bu yetmezmiş gibi bir de sonraki gün kuyudan zehirli su içip kör oldu.
I'll take a day off... When the bad guys do.
Kötü adamlar izin yaptığında ben de o zaman yaparım.
I twisted my bad leg and walked on it too soon, it'll be fine in a day or two.
Kötü ayağımı burkmuştum ve bir süre öyle yürüdüm.
Bad pain day?
Ağrılı bir gün mü?
You... you were a better parent than mom and dad put together. And every day, I feel bad for Amber,
Annemle babamın toplamından bile daha iyi bir ebeveyn oldun bana ve ben hergün Amber için üzülüyorum.
Bad enough I've got this taco-bender on my ass all day. Now I'm gonna take orders from you?
Tüm gün bu Meksikalı'nın kafamı siktiği yetmiyormuş gibi bir de senden mi emir alacağım?
I told my husband, the kind of animals he dealt with every day, something bad was gonna happen.
Kocama söylemiştim her gün uğraştığı o hayvanlar yüzünden başına kötü bir şey gelecek diye.
On a bad hair day.
Kötü bir gün geçirmiş haline.
Smells so bad, I just sit in my yard all day.
Çok kötü kokuyor. Bütün gün bahçede oturdum.
Not being able to remember the day leading up to a bad car accident.
Kötü bir kaza geçirdikten sonra olanları hatırlamayanları...
Bad day.
Berbat bir gün.
Okay, Macklin's got an aquarium, sharks and a day club that would benefit from Boozell's bad luck.
Pekâlâ, Macklin'in de akvaryumu, köpekbalıkları ve Boozell'in kötü şansından yararlanacak bir gündüz kulübü var. - Durun bir dakika.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]