English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / It's our time

It's our time traduction Turc

1,671 traduction parallèle
It's already time for our instore event.
Etkinlik zamanı geldi.
It's our first time that time, we were lovers
# Bizim ilk anımızdı # Artık biz # Sevgiliydik
It's time I reveal what our work has been for.
Görevimizin ne olduğunu açıklama zamanı geldi. - Geri zekalıların cesareti yine de cesarettir. - 6.
There's a rift through space and time that runs through Cardiff and stuff slips through it from other time-lines and planets, and it's our job to monitor it.
Bu doğru. Cardif'ten geçen zamansal ve alansal bir yarık var Rhys. Diğer zamanlardan ve gezegenlerden gelen nesneler buradan geçiyor.
And politicians agree : it's time to make our neighborhoods safe, protect our borders.
Politikacılar, mahalleleri güvenli hale getirmemizin ve sınırlarımızı korumamızın zamanının geldiğine katılıyorlar.
I think, gentleman, it's time to make a judgment of our own.
Kendi adaletimizi uygulamanın vakti geldi sanırım, beyler.
So I think it's time to pack our stuffs.
Yani eşyalarımızı toplama vakti geldi.
It's not our first time in a prison.
Hapishaneye ilk gelişimiz değil.
A second ago, it was peace in our time, - now you're talking about genocide.
Bir saniye önce barış derken şimdi de soykırımdan bahsediyorsun.
It's time I revealed what our work has been for.
Görevimizin ne olduğunu ortaya koyma zamanı.
It's the time of our wedding.
Düğünümüze geç kalmayalım.
You see, in our time, it's pretty violent.
Gördüğünüz gibi, bizim zamanımız oldukça zorlu.
I think it's time to say goodbye, Grant, to our man in the'Sunshine Chopper'.
Sanırım "Günışığı Helikopteri" ndeki adamımıza elveda demenin zamanı geldi...
It's our new sub-femtosecond atomic clock that'll make GD the constant for time in all the known universe.
GD'yi bilinen tüm evrendeki zamana karşı sabitleyecek yeni alt-femtosaniye atomik saatimiz.
- It's time to step up our game.
Şimdi planımızı uygulama zamanı.
It's our only news in a long time.
Uzun zamandır verdiimiz ilk haber bu.
Look, it's time we made good on our vow.
Borcumuzu ödeme zamanı geldi.
Godfather says it's time for us to increase our presence.
Baba'ya göre, geldiğimizi beli etmek lazımmış.
Look, given the right amount of time, it's possible we could get the device to function safely, but we'd have to contact our people and bring in a much larger science team.
Bakın, yeterli zaman verildiğinde, bu cihazı güvenli bir şekilde çalıştırmamız mümkün, ama halkımızla temasa geçip daha büyük bir bilim ekibi getirmeliyiz.
This is a functioning piece of technology, one that literally moves heat from our space time and vents it out into another space time.
Bu çalışır durumdaki bir teknoloji. Isıyı tam olarak bizim uzay-zamanımızdan başka bir uzay-zamana aktarıyor.
It's an especially trying time, with the, uh, financial crisis, Wall Street's rollercoaster ride, instability for our friends in the Mideast, and who knows what act of Mother Nature next?
Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Ekonomik kriz, Wall Street'in durumu Orta Doğu'dakilerin istikrarsızlığı ve doğanın ne yapacağı da belli olmaz.
But our good time always ends up messy and it's too hard to pick up the pieces.
Ama eğlencemizin sonu hep kötü oluyor. Toparlanmak zor oluyor.
If you could all please take your seats, it's time to present our award.
Herkes yerlerine oturursa, ödülümüzü takdim edeceğiz.
That's an interesting use of our "special time," but okay, go for it.
İlginç bir "özel zaman" kullanımı oluyor, ama söyle bakalım.
All right, guys, I think it's time we cut our losses and go back
Pekâlâ, çocuklar, zararın neresinden dönülse kârdır diyerek asıl...
Tell him you're not. Dan, it's not our time.
- Dan, bizim zamanımız değil.
! Lelouch... It's time you knew the conditions of our contract.
Lelouch, anlaşmamızın şartlarını açıklama zamanı geldi.
It's time I go have a little chat with our president.
Başkanımızla ufak bir görüşme yapmamın zamanıdır.
It's time I go have a little chat with our president.
Sanırım başkanımızla ufak bir muhabbet çevirmenin zamanı geldi.
Certainly we're not gonna get rid of it in the time that we need to arrest global warming and reverse the toxification of our air, our food and our water.
Kesinlikle reddetmiyoruz.. küresel ısınmayı durdurmaya çalıştığımız hava, gıda, sudaki kirlenmeyi tersine çevirmeye çalıştığımız bir zamanda kesinlikle..
Uncle Ono, I think it's time to tell the Viceroy about our little secret, how you never meant to leave the Republic and how you truly care what's best for your people.
Ono amca. Sanırım, küçük sırrımızı Valiye anlatma vakti geldi. Cumhuriyeti terk etmeyi hiç düşünmediğini ve halkınız için en doğrusunun kesinlikle bu olduğunu gösterme zamanı.
It's time to claim the unity our outmoded social systems have broken apart, and work together to create a sustainable, global society, where everyone is taken care of and everyone is truly free.
Zaman, demode sosyal sistemimizin parçaladığı birliğimiz geri isteme zamanıdır. Herkesin gözetildiği ve herkesin gerçekten özgür olduğu, sürdürülebilir bir küresel toplum yaratmak için birlikte çalışma zamanıdır.
This is the time it takes light to travel the shortest possible distance that our current theories can handle.
Geçerli teorilerin baş edebildiği ışığın mümkün olan en kısa uzaklıkları alma zamanı.
It's how we define the time line of our lives.
Yaşamın zaman çizgisini tanımlanması.
Our understanding of space time that we get from Einstein's theory is not the final answer, it's not the final story.
Einstein in teorisinden anladığımız uzay-zaman anlayışımız son cevap ve son hikaye değil.
We might not be in a position at this moment in time, with our current understanding of nature, to even understand what it is that we're asking.
Zamanın bu anında, geçerli doğa anlayışımızla, ne sorduğumuzu bile anlamıyoruz.
- It's okay? You've been called the da Vinci of our time.
Size günümüzün Da Vinci'si diyorlar.
It's now time for our weekly Inspirational Portrait.
Sıra geldi haftanın ilham verici portresine.
It's our time now.
Şimdi bizim zamanımız.
It's time to stop talking down to our readers.
Okuyucuları aşağılamaktan vazgeçmenin zamanı geldi.
It's time for our picnic scene.
Şimdi piknik sahnesi.
So for our next shop it's time to face it the future of noodles is dice-cut vegetables no longer slices.
Gelecekteki dükkanımız için aklında bulunsun eriştenin geleceği küp şeklinde sebzelerde. Uzun dilimlere son.
Even if, by some miracle, Sinclair finds what she's looking for and makes it back in time, the fact remains, this is our fault, we made it happen.
Eğer, bir mucize olup da Sinclair aradığı şeyle zamanında dönse bile yine de bu bizim suçumuz, bunun olmasına biz sebep olduk.
Now, behind me is the bronze statue of a revolutionary war hero, General W.S. Fieldmont. It has become one of the most sacred landmarks of our time.
Tam arkamda devrimci savaş kahramanı, General W.S Fieldmont'ın bronz heykelini görüyorsunuz.
We've had our ride and it's time to punch our ticket.
Yolumuzun sonuna geldik, artık biletleri kesme zamanı geldi.
Sweetheart, I know it's hard... but we're all having to say good-bye to our friends for the time being.
Tatlım, biliyorum çok zor ama hepimizin bir süreliğine arkadaşlarımıza veda etmesi gerekecek.
At this time, Mr. President, it's my recommendation we take our forces to DEFCON 2.
Sayın Başkan, şu an için tavsiyem kuvvetlerimizi 2. savunma seviyesine geçirmektir.
And now, motherfucker, it's our time.
Şimdi, orospu çocuğu, sıra bizde...
If Marlo Stanfield is using a cellphone, it's just a matter of time before we're up to our asses in pre-trial motions, litigating a wiretap case.
Marlo Stanfield cep kullanmaya başladıysa kendimizi mahkeme öncesi sorgulamalarda ve dinleme dosyası önergelerinin içinde bulmamız an meselesidir.
Well, we think it's time to restore our greater unity.
Birliğimizin tam olarak kurulmasının vaktinin geldiğini düşünüyoruz.
We're a doomed race, and it's time we made our peace with that essential truth.
Ölüme mahkûm bir ırkız ve bu temel gerçeği kabullenmemizin vakti geldi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]