English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Time to sleep

Time to sleep traduction Turc

620 traduction parallèle
There'll be plenty of time to sleep... when you're gone.
Gittiğinde uyuyacak çok zamanım olacak.
She hasn't got time to sleep.
Onu uyutmayacaksın. - Zaman dar.
Now I think it's time to sleep.
Sanırım, uyku vakti geldi.
Time to sleep now
Artık uyusak diyorum.
I have such a hard time to sleep.
Çok zor uyuyorum da.
- Mum, it's time to sleep.
Anne, artık yatağın yoluna koyulsak mı?
Time to sleep.
Uyku zamanı.
But now it's time to sleep!
Ama artık yatma zamanı!
'Tis no time to sleep.
Uyumanın zamanı değil!
It is time to sleep.
Uyumak... zamanı.
Well, anyway, you'll have plenty of time to sleep.
Herneyse, Uyumak için çok zamanın olacak.
Come, it's time to sleep.
Gel hadi, yatma vakti.
Good. I just wanted to make sure you had time to sleep this off.
Bunu aklından çıkarabilmek için uyuyabilecek misin merak ediyorum.
You've eaten well, now it's time to sleep.
Yemek bitti, uyku vakti artık.
It's 12.30... Time to sleep.
Saat 12 : 30, yatma zamanı.
Then let's get someone full-time to sleep here and watch the kids.
Öyleyse yatılı bir dadı bulalım, burada kalıp çocuklara göz kulak olur.
I can't go to sleep. What if I fall too deep in sleep and have it taken from me like the last time?
Derin bir uykuya dalsam bile hayaletler beni rahatsız etmeye geliyor.
For the first time in our lives, we get ahead of this racket and he wants to stop and sleep.
Hayatımızda ilk kez bu işte ileri adım attık ve durup uyumak istiyor.
If you could tell me the exact minute you went to sleep, and the exact minute that you woke up, then tell me if you woke up in between, and how long you stayed awake each time you woke up, then I could tell you exactly...
Eğer tam olarak uykuya daldığın dakikayı, uyandığın dakikayı, ve arada uyandıysan ne kadar süre uyanık kaldığını söylersen tam olarak söyleyebilirim.
The time is coming, Watson, when we shan't be able to fill our bellies in comfort while other folk go hungry or sleep in warm beds while others shiver in the cold and we shan't be able to kneel and thank God for blessings before our shining alters while men anywhere are kneeling in either physical or a spiritual subjection.
O günler geliyor, Watson, diğer halk açlık çekerken karnımızı rahatlıkla dolduramayacağımız ya da diğerleri soğukta titrerken sıcak yatakta uyuyamayacağımız ve insanlar bir yerlerde fiziksel ya da ruhsal boyun eğme içinde diz çöküyorken, ışıldayan değişikliğimizden önceki nimetleri için diz çöküp
Don't you think it's time to go home to bed and get some sleep?
Sence artık eve gidip, biraz uyuma vakti gelmedi mi?
It's time that boy got to sleep.
Çocukların uyuma vakti.
Time seems to stand still when you wait for everyone else to sleep.
Diğerlerinin uyumasını beklerken zaman sanki donmuş gibi geliyor.
It's time for you to go to sleep.
Uyku zamanın geldi.
They said that you'd gone to sleep even before you had time to have a drink.
Bir yudum almadan uyuyup kalmışsınız dediler.
For the first time in days, I'm going to have some peaceful sleep.
Günler sonra ilk kez, huzurlu bir uyku çekeceğim.
And those who have not been possessed for some time sleep on the couch, falling asleep to the guitar playing the tunes of the Haouka.
Ele geçirilmeyenler kanepede bir süre uyuyorlar. Gitarla Hausa ezgileri çalarken uyuyakalıyorlar.
Where they live? Which room they keep the stones in? What time do they go to sleep?
Nerede yaşıyorlar, taşlar nerede, ne kadar içiyorlar gibi.
Time to go to sleep.
Uyku zamanı.
Time for me to sleep, too.
Benim de uyumam gerekiyor.
Next time he sees them they won't have a penny, they'll be whining and grovelling for a meal and a place to sleep.
Onları tekrar gördüğünde bir kuruşları bile olmayacak, yemek ve kalacak yer için ağlayacak ve yaltaklanacaklar.
Every time I close my eyes to sleep... I dream the same dream, over and over.
Gözlerimi uyumak için her kapatmamda, aynı rüyayı gördüm, tekrar tekrar.
( Sings drunkenly ) it'll take him a long time to sleep that off.
O şeyin etkisinden çıkması epey zaman alacak.
To him, anyone who spends 700 dollars to sleep with a girl does it to have a good time, not because he's bored
Ona göre bir kızla yatağa girebilmek için... 700 bin liret harcayan biri bunu eğlenmek için yapar, sıkıntıdan değil.
The first time I hypnotized her my thought was to get her to sleep without drugs.
Onu ilk hipnotize ettiğimde tek düşüncem ilaç kullanmadan uyumasını sağlamaktı.
This time I'll really go to sleep.
Bu sefer gerçekten uyuyorum.
You better go to sleep this time.
Bu sefer uyusan iyi olur.
It's time to go to sleep.
Uyku zamanı.
You know, it's the first time he's been to sleep during a landing.
İIk defa iniş yaparken uyuyordu.
You can't take pills every time you can't sleep or anytime you want to be stimulated or sedated.
Uyuyamadığınızda, uyarılmak veya sakinleşmek istediğiniz her defada ilaç alamazsınız. Etkileri var.
We must go to sleep, and for good this time.
Şimdi en iyisi uyumalıyız.
Come on, it's time to go to sleep.
ahdi uyku zamanı.
Corday, you have an appointment to keep, and there is no more time for sleep.
Corday, yerine getirilmesi gereken bir görevin var, uyumak için de zaman çok dar.
Now, now, now for the last time, go to sleep!
Şimdi son defa söylüyorum. Uyu!
What time did I go to sleep?
Ben ne zaman uyudum?
Yes, great. Well, now for the first time on television, "Interesting People" brings you - a man who claims he can send bricks to sleep by hypnosis.
Şimdi televizyonda ilk kez, İlginç Kişiler hipnozla tuğla uyutabildiğini öne süren birini sunuyor.
Every time I close my eyes to sleep, I dream the same dream. Over and over.
Gözlerimi uyumak için her kapatmamda, aynı rüyayı gördüm, tekrar tekrar.
Come on, time to go to sleep.
Haydi, artık yatma zamanı.
Now is no time to go to sleep.
- Gel bakalım.
It's time you went to sleep.
Uyuma vaktin geldi.
Go to sleep and come back tomorrow to visit Salomè, maybe at lunch time.
Git de uyu ve Salomè'yi görmek için yarın gel, belki öğle yemeğine.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]