English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ J ] / Jew

Jew traduction Turc

3,238 traduction parallèle
Okay, Jew.
Tamam, Yahudi.
♪ ♪ Careful, Lois, now you're sounding like a Jew ♪
"Dikkatli ol, Lois, Yahudi gibi konuşmaya başladın"
I believe that every Jew should make a pilgrimage to Israel before he dies.
Her Yahudi ölmeden İsrail'e hacca gelmeli diye düşünüyorum.
You're such a Jew.
Seni Yahudi.
And let me tell you - you're the Jew, trying to make 30 bucks on something you got for free.
Ve şunu da belirteyim ki - sana beleşe gelmiş bir şeylerden 30 dolar kazanmaya çalışarak asıl Yahudilik eden sensin.
A Jew.
Yahudi'ymiş.
" I've ascertained that the mark is not a Zionist He is not a Jew at all.
" Hedefin Siyonist olmadığını tespit edildi,... aslında Yahudi değilmiş.
Then my best friend, Jeff Sweeney, stepped in and took one in the groin.
Sonra en iyi arkadaşım Jew Sweeney içeri daldı ve kasıklarına bir top yedi.
When it comes right down to it, we're Jeff Sweeney taking a ball to the plums.
Sanırım işler bu noktaya gelince her birimiz, eriklerine hızlı bir top yemiş Jew Sweeney gibi oluveriyoruz.
Being a Jew, I generally don't give Christmas gifts... but considering how much you care about the holiday, I figured I'd make an exception.
Musevi olduğum için, Noel hediyesi pek vermem ama bu bayrama verdiğin önemi göz önünde bulundurarak, bir istisna yapmaya karar verdim.
I'm a total Jew for Jesus.
Onun için tam bir Yahudi'yim.
Yeah, they should totally go to Jew church and... And wear those hats and... And eat that salty orange stuff with their bagels.
Evet, kesinlikle Yahudi kilisesine gitmeliler ve ve o şapkalardan giymeli ve ve simitle beraber o tuzlu turuncu şeylerinden yemeliler.
You said I have a crafty, Jew brain.
Benim kurnaz bir Yahudi aklım olduğunu söyledin.
Shut up, you shifty Jew!
Kapa çeneni, dalavereci Yahudi!
He was spoken well of for a Jew.
Bir Yahudi'ye göre fazla saygındı.
That is all a Jew can ask.
Bir Yahudi'nin tek isteyebileceği budur.
You're sure this will settle the matter between you and the Jew?
Bunun Yahudi'yle arandaki sorunu çözeceğinden emin misin?
Must be something we can do about that Jew.
O Yahudi'yle ilgili yapabileceğimiz bir şeyler olmalı.
It's a matter concerning Sheikh llderim, he who lent his horses to that Jew imposter.
Şeyh llderim'le ilgili bir mesele, düzenbaz Yahudi'ye atlarını ödünç veren adam.
- My friend Kyle is a Jew too!
Arkadaşım, Kyle da Yahudi'dir.
I'm not fat, you sneaky Jew!
- Hey, ben şişman değilim, alçak Yahudi.
Perlman, isn't that last name Jew...
Perlman, bu soyadı bir Yahudi...
I was pretty good for a Jew.
Bir Yahudi'ye göre de iyiydim.
Maybe someone guilty of a Jew-on-Jew financial crime?
Belki Yahudi dolandıran bir Yahudi vardır?
A barber, a stripper and a Jew lliard-trained violinist walk into a bar.
Bir berber, bir striptizci, bir yahu di... TED, İÇKİSİNİ BİTİRMESİNİ BEKLE. ... yeceğimi unuttum.
Who you calling stupid, Jew?
- Sen kime aptal diyorsun, Yahudi?
You dumb Jew.
Seni aptal Yahudi.
You're a Jew, I'm an Arab!
Sen bir Yahudisin, Ben de bir Arap!
Like my forehead says "Jew" on it.
Sanki alnımda "Yahudi" yazıyormuş gibi.
Gas chamber, deportation, Jew!
Gaz odası, sürgün, Yahudi!
So it's a choice between the BMW of a towel-head the Porsche of a hairdresser and the Porsche of a 1980's Jew, right?
Yani, seçenekler şunlar, havlu kafanın BMW'si berberin Porsche'si ve 80'lerden kalma bir Yahudi Porsche'si, değil mi?
Porsche of a... Jew... A 1980's Jew...
Yahudi Porsche'si... 1980'ler Yahudi...
True Jew, trought and trought...
Gerçek Yahudi, baştan aşağı...
Who knew how to beguile... with his charm and his style. A 1980's Jew...
Çekiciliği ve tarzıyla kimin nasıl aklını çeleceğini biliyordu. 1980'ler Yahudi...
Heritage muddy. Jew?
Kökenimizin anlaşılması zor.
Jew? Ah, can't tell.
Emin değilim.
I attacked, in the name of the Japanese Red Army, the Drugstore owned by the Jew, Marcel Bleustein-Blanchet.
Japon Kızıl Ordusu adına saldırıyı yaptım. Eczane Yahudi Marcel Bleustein-Blanchet'e aitti.
Jesus was a Jew.
İsa'nın bir Yahudi olduğunu.
He skipped the first two years of school and as a Jew in war-torn Europe his education was very disrupted.
Okulun ilk iki yılını kaçırdı, ve savaş mağduru avrupada, bir Yahudi olarak eğitimi çokça kesintili oldu.
Even the Jew chief came down.
Yahudi şef bile geldi.
I got a Jew face.
Bende Yahudi tipi var.
You think my marrying a Jew was bad, you should meet this little guy's father.
Bir Yahudi ile evlenmemin hata olduğunu düşünüyordunuz. Bir de bu ufaklığın babasıyla tanışmalısınız.
He has already consecrated you in baptism. And now he enreaches and strenghten Jew and a special sacrement. So did you may assume the duties of marriage in mutual and lasting fidelity.
Vaftiz sırasında kutsallığına kattığı sizleri şimdi güçlendiren ve özel bir bağla bir kez daha takdis etmektedir ki evliliğin gerekli sonsuz bir sadakatle yerine getirelim.
One of'em married a Jew, and the other one's a bull dyke.
Bir tanesi yahudiyle evlendi, diğeri de baskın bir lezbiyen.
So eat my ( bleep ), Jew writers.
Yani siz benim ( beep ) öpün, Yahudi yazarlar sizi.
Totally, suck it, you dirty Jew.
Her zaman. Al ağzına. Edepsiz Yahudi seni.
I knew about the Jew, the black and the croc hunter. But when did we get our Asian persuasion on?
Yahudi, zenci ve timsah avcısını biliyorum ama Asyalı bir keşişi ne zaman aldık?
What are you, a Jew dressed up as a WASP?
Seninkini çok beğendim, Ruxin.
You are a ginger, a Jew and from Jersey.
Kızıl saçlısın, Yahudi'sin ve Jersey'lisin.
Here comes a prince There goes a Jew
İşte bir prens geliyor Bir Yahudi geçiyor
You ginger Jersey Jew.
Seni kızıl saçlı Jersey'li Yahudi seni.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]