Ke traduction Turc
666 traduction parallèle
You let us treat you I / ke Gunnar's g / rl w / thout say / ng a word.
Bize hiçbir şey anlatmadan geldin Gunnar'ın sevgilisi rolünü oynadın.
Wish I could thank your grandfather for this hideout.
Keºke büyükbabana bu yer için teºekkür edebilseydim.
eh handkerchief, eh hand kerheart, heart ke he che ha - hah,
eh mendilini, eh mendireğini, me me men ha - hah,
To know that this moment some loved one
Keºke o yanimda olsaydi
IT COULDN'T BE NO RARE. THE GUY WOULD BE A FOOL H ITCHING A RI DE ON A TURN P I KE.
Acaba neden hep karşıma çıkıyor.
I WOU DLN'T. NOW A GUY MIGHT GET A RI DE BEFORE THE TURN P I KE STARTS.
Ücretli yolda otostop çekmek için aptal olmak lazım.
If only we could have done it without killing.
Ke § ke éldiirmeden yapabilseydik.
Kozo HORI I KE
Kozo HORIIKE
I don't mind telling you. " ll / ke you.
Sana şunu söyleyebilirim.
/'ve seen guys bitten by the bug, but never / / ke you.
Seni hiç böyle görmemiştim.
S...
Ke...
- Hesh-ke remembers you.
- Hesh-ke seni hatırladı.
Hesh-ke.
Hesh-ke.
Hesh-ke, take the girl inside.
Hesh-ke, kızı içeri götür.
If you want to collect the reward on that girl, remember that Hesh-ke has a knife.
O kızı götürüp ödülü almak istiyorsan unutma, Hesh-ke'nin bıçağı var.
You know Hesh-ke.
Hesh-ke'yi bilirsin.
If Hesh-ke's got her mind made up to kill that girl, she'll do it.
Hesh-ke o kızı öldürmeyi kafasına koymuşsa yapar.
Only thing was Hesh-ke had ideas.
Fakat Hesh-ke'nin başka planları vardı.
Fan Ke...
Fan Ke...
Fan Ke
Fan Ke
My name is Fan Ke I'm looking for a boxer.
Ben Fan Ke Bir boksörü arıyorum sol kolunda...
Fan Ke, he's your brother He's my brother?
Fan Ke, o abin abim mi?
Fan Ke, come on Let's return to our seats We'll wait until this match is over
Fan Ke, hadi yerimize oturalım maç bitene kadar beklemeliyiz
My name is Fan Ke, I'm your brother
Adım Fan Ke, senin kardeşinim
M a ke you esevvat os ow o t e ext sow, oeg g at 840 t s evve g
Yerlerinizi şimdiden ayırtın. Bir sonraki gösterimiz bu akşam saat 8 : 40'da başlıyor.
We may ot t k t e same way, out st ke you
Benim gibi düşünmüyor olabilirsin ama yine de hoşuma gidiyor.
Citizens of Hobsonville, Joel Mclntock has a great announcement e wats to ma ke poesoa y
Hobsonville vatandaşları. Joe Mclntock sizlere şahsen güzel bir duyuru yapmak istiyor.
- You know what she looks li ke?
- Görsen tanır mısın?
- Looked li ke one to me.
- Bana öyle geldi.
Looks to me li ke you're ready n ow.
Bana hazırsın gibi geliyor.
You know, for the first time, I feel li ke the place can earn money.
İlk kez buranın para getireceğini düşünüyorum.
I g ot someth i n g I wan t you to ma ke f or me.
Bir şey yapmanı istiyorum.
I g ot more w or k th an I can ta ke care of.
Elimde bir sürü iş var.
I I i ke to watch h i m.
Onu izlemeyi seviyorum.
It's li ke seeing someone he loves killed all over again.
Yine sevdiği birinin ölmesinden korkuyor.
Will these two tell us anything, Ke-Ni-Tay?
Bu ikisi bize birşeyler anlatacak mı, Ke-Ni-Tay?
Ke-Ni-Tay reckons Horowitz shot the woman and fled with the boy.
Ke-Ni-Tay, Horowitz'in kadını öldürdüğünü ve çocukla kaçmak istediğini söylüyor.
Ke-Ni-Tay...
Ke-Ni-Tay
- Ke-Ni-Tay?
- Ke-Ni-Tay?
What's he up to, Ke-Ni-Tay?
Na istiyor, Ke-Ni-Tay?
Ke-Ni-Tay figures on four, maybe five hours.
Ke-Ni-Tay, 5 saatlik olduğunu söylüyor.
Well, Ke-Ni-Tay thinks the horses are running without riders, except for two. A lead horse and an end horse.
Ke-Ni-Tay, bütün atların, ikisi hariç, binicisiz gittiğini söylüyor.
Send me and a galloper that way and Ke-Ti-Nay and a galloper this way.
Ben bir atlı ile bu yoldan gideceğim Ke-Ni-Tay bir başkasıyla o yoldan.
We'd better wait for Ke-Ni-Tay.
Ke-Ni-Tay'ı beklemeliyiz.
Since we have to wait for Ke-Ni-Tay, I suggest we use the time well.
Burada Ke-Ni-Tay'ı beklerken zamanı değerlendirmeliyiz.
Ke-Ni-Tay and the galloper.
Ke-Ni-Tay ve atlı!
Ke-Ni-Tay thinks Ulzana will head for water and then try to find horses.
Ke-Ni-Tay, Ulzana'nın önce su sonra atları arayacağını söylüyor.
NO, M I KE.
Hayır, Mike.
YOU H ITCH H I KE MUCH?
İmzalamak için bir noter bulabiliriz.
I I / ke ham and sausage ll / ke ham when ifs good
Jambon ve sosisi severim
No u ed out ke evveyoody e se
- Sen de diğerleri gibi oldun.