English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ K ] / Keep it that way

Keep it that way traduction Turc

1,010 traduction parallèle
Okay, keep it that way.
Tamam, öyle olsun.
Keep it that way, stick a pin in it.
Çıtayı düşürmeden aynen devam.
Miss Hudson, let's keep it that way.
Ağzımızın tadı bozulmasın.
So far, my record in Mexico's clean, I wanna keep it that way.
Meksikada suç kaydım yok. Sicilimi kirletmeyin.
I keep it that way because of Johnny.
Johnny olduğu için onu saklıyordum.
Keep it that way, and keep it high.
Onu gene sakla, yüksek bir yere koy.
To keep it that way, I lied.
Öyle kalması için yalan söyledim.
Let's just keep it that way.
Öyle de kalsın.
Keep it that way.
Böyle kalsın.
I'm going to keep it that way.
Bu şekilde bırakacağım.
I want to keep it that way.
Öyle kalsın istiyorum.
Let's keep it that way.
Öyle de kalsın.
We'd like to keep it that way.
Burayı hep öyle tutmak istiyoruz.
Keep it that way till we look around.
Etrafı çözene kadar öyle sanmalılar.
Let's keep it that way.
Rotamızı koruyalım.
And I intend to keep it that way.
Ve bu şekilde devam etmesi niyetindeyim.
This is a respectable house and I mean to keep it that way.
Burası saygıdeğer bir ev ve öyle kalmasını istiyorum.
Well, we're hoping to keep it that way with the help of these little gadgets.
Aletlerin yardımıyla öyle kalmayı umarız.
Atticus ain't never whipped me since I can remember... and I plan to keep it that way.
Kendimi bildim bileli Atticus beni hiç kırbaçlamadı... ve böyle devam etmesini istiyorum.
Keep it that way.
Böyle devam edin.
And I'm going to keep it that way.
Ve öyle de kalmasını istiyorum.
I want to keep it that way.
Sana aşık olarak kalmak istiyorum.
- Let's keep it that way.
Öyle olsun.
Now that you've got your free pardon, you'd better keep it that way.
İşte, af mektubun burada. Bence onu iyi saklamalısın.
Keep it that way.
Görmesin.
Let us both take steps to keep it that way.
Bunu böyle sürdürmeye devam edelim.
Let's keep it that way.
Bu durumun değişmemesini sağlayalım.
Take my advice, you keep it that way, huh?
Tavsiyeme uyun, tamam mı?
This stuff is gonna be the most powerful weapon at our disposal... and we intend to keep it that way — under wraps.
Bu madde elimizdeki en güçlü silah olacak bu şekilde kalmasını sağlayacağız... üzeri örtülecek.
You got to keep it that way for me, Jess, till I get back on my feet.
Bu durumu ben düzelene kadar devam, ettirmelisin Jess.
And I'd like to keep it that way.
Ve bunun böyle devam etmesini istiyorum.
Let's keep it that way.
Bırakalım böyle kalsın.
Let's just keep it that way, shall we?
Böyle kalsın, tamam mı?
And we must keep it that way, for the fear remains.
Bu şekilde saklamalıyız.
Keep it that way.
Öyle kal.
- Let's keep it that way.
- Başka kimse bilmesin.
- And you want to keep it that way.
- Ve siz de bunu duyurmak istemiyorsunuz.
- No, we have to keep it that way.
- Hayır, duyurmamak zorundayız, dedektif.
♪ I keep wishing it could be that way
Böyle olmasını Arzuluyorum.
Keep it that way.
Kalsın.
I aim to keep it that way.
Böyle kalması iyi olur.
That's the way we'll keep it for tonight.
Bu gece için eskisi gibi onunla çıkacağız.
It was good enough to keep that bull way behind me.
O boğayı uzak tutmak için yeteliydi.
It seems to be that, perhaps out of an excess of caution, my colleagues keep asking you indirect questions to which you can only reply in a roundabout way.
Hissediyorum ki meslekdaşlarım aşırı dikkat göstererek dolaylı sorular sorup duruyorlar siz de onları ancak dolaylı yanıtlayabiliyorsunuz.
That way maybe we can keep from hitting it.
Bu sayede, belki ona çarpmayabiliriz.
It's because we're poor, and you've done your best to keep us that way.
Çünkü biz fakiriz, bu şekilde değerlendirebilirsiniz.
Keep this here, and keep it out, if you want to get into it... or you want me to take anything, let me know, we'll go that way.
Bunu burada bırak, bunu çıkar, Gerçekten yapmak istiyorsan veya bir şey almamı istiyorsan, bana söyle, o şekilde yapalım.
I keep hoping, in a way, that it's going to end.
Bir bakıma, bitecek diye umut etmeye devam ediyorum.
It's just that I happen to think she could be a first-rate artist if her damned hormones didn't keep getting in the way.
Bence bu kız birinci sınıf bir sanatçı olabilirdi... tabii şu lanet olasıca hormonları araya girmeseydi.
I am the rightful heir, and there ain't no way... no way that you gonna keep it from me!
Ben yasal varisim ve bunu benden alacak hiç bir yol yok.
He cannot survive and get free... under the same thing that his mama and his sister and his wife put on him... way back there, when she had to do it to keep him from getting lynched.
Αnnesinin, ablasιnιn νe karιsιnιn... eskiden linç edilmekten kurtulsun diye mecburen... οnun üzerine giydirdikleriyle yaşayιp özgür οlamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]