Km away traduction Turc
1,112 traduction parallèle
They had the ability to smell bullshit a mile away.
Bir saçmalığın kokusunu bir km öteden alabilirlerdi.
Sahib, he went away on a journey... one year ago and has not returned.
Sahip, bir seyahate çıkmıştı ama bir yıl oldu ve hâlâ dönmedi.
The guy could smell a party 100 miles away.
100 km öteden parti kokusunu alır.
But I was really too scared to walk away.
Bıkmıştık. Ama böyle koptuğum için çok korkmuştum.
The nearest island with an airport was 27 Miles away.
Havaalanı bulunan en yakın ada, 100 km uzaktaydı.
Waverly and the inspector have just gone, and there are still the policemen standing not 20 meters away.
Waverly ve müfettiş yeni dışarı çıkmışlardı ve hala polis memurları dikiliyordu. 20 metre bile uzakta değillerdi.
The turn is 2 miles away.
Dönüşe daha 3 km var.
It's only about a mile away.
Yalnızca 1,5 km. uzaklıkta.
And another thing since you took away someone I love, I'm going to do the same thing to you.
Hatta şu an kız arkadaşını öldürmek üzere yola çıkmış durumdayım.
I'm 100 miles away.
160 km uzaktayım.
There's a bus stop 25 kms away.
25 km uzakta bir otobüs durağı var.
There were rumors that the rebels were in the hills about 1 0 miles away.
16 km uzaklıktaki tepelerde isyancıların konuşlandığı yönünde dedikodular vardı.
You start to smell it half a mile away.
Bir km. kala kokuyu almaya başlıyorsun.
Stay away from his house Because he's the doctor from hell.
Uzak dur evinden. Çünkü cehennemden çıkmış bir doktor.
Stay away from his house, He's a doctor from hell.
Evinden uzak dur, cehennemden çıkmış bir doktor.
The sky was orange and could be seen from as far away as 10 miles....
Gökyüzü turuncuydu ve sanki 15 km uzaklıktaymış gibiydi...
- About a mile and a half away.
- Yaklaşık 2,5 km uzaklıktalar.
The surviving children are being bussed to Hemingford, 19 miles away, where they'll be fostered until permanent arrangements are made.
Kurtulan çocuklar, kalıcı düzenlemeler yapılana kadar... ibate edilecekleri, 35 km. ötedeki Hemingford'a otobüsler taşındılar.
You were flying a ship, travelling 80,000kph, with Cadet Albert's ship less than ten metres away, and you don't know what his orientation was?
Bir gemiyi uçuruyorsun, saatte seksen bin KM hızındasın, Subay Adayı Albert on metre önünde ve dümen yönünü bilmiyorsun öyle mi?
So you are scared away?
Amma da tırsıkmışsın!
How could she not notice? This was not going to go away, even with her silent treatment.
Sessiz davranışlarına rağmen bu soru aklımdan çıkmıyordu.
The nearest one is 21 miles away.
En yakın telefon 30 km ötede.
I heard that coming a mile away.
2 km öteden gelişini duydum.
About 60 miles away 60 miles?
yaklaşık 60 km uzaklıkta efendimiz! 60 km mi?
They might have been able to get 15 to 20 kilometres away by now.
Şimdiye kadar mekikten 15-20 km. uzaklaşabilmiş olmalılar.
She lives 3,000 miles away in Greenwich, Connecticut.
Sizden 4800 km uzakta Connecticut, Greenwich'de yaşıyor.
So, on 12 June, 1911, in the middle of winter, he and two companions left Captain Scott's hut here on Cape Evans and set out for the Emperor penguin colony on the other side of Mount Erebus, 65 miles away.
Bu sebeple 1911 yılının 12 haziranında, kışın ortasında,... iki refakatçisiyle birlikte Evans burnunda yer alan Kaptan Scott'un bu barakasından ayrılıp 100 km. uzakta, Erebus dağının diğer yamacındaki imparator penguen kolonisine doğru yola çıktı.
The glacier moves forward at a rate of about two-thirds of a mile a year, and the front end continually breaks away to form icebergs.
Buzul, yılda yaklaşık 1 km ilerlemekte ve uç kısım sürekli olarak ana bloktan ayrılarak yeni buz dağlarını oluşturmaktadır.
You chase the clouds away
Hiç tadı çıkmıyor.
- Where? - About five miles away.
Yaklaşık 10 km uzaklıkta.
The plastic, throw-everything-away society with its violence and racism.
Adı kötüye çıkmış şiddet ve ırkçılıkla her şeyi toplumun dışına itmeyi.
And then this was - He was supposed to be 200 miles away.
350 km uzaklıkta olması gerekiyordu.
I almost forgot one of them got away down the road.
Az daha unutuyordum. Bir tanesi kaçıp, yola çıkmış. Onu da getirsen iyi olur.
- That's 100 miles away.
- Burası 160 km. ötede.
Seven sightings in Mattawa, Washington, a hundred miles away.
Mattawa, Washington'da yedi gözlem. - Burası 160 km. ötede.
Hard to say, because... My wife's sister lives 800 miles away from here.
Bunu söylemek zor, çünkü karımın kardeşi buradan 800 km uzakta oturuyor.
The lighthouse is 15 or 20 miles away. We can get there, easy.
Deniz feneri burdan 15 - 20 km uzakta bizi orada daha kolay bulabilirler
I'm very hungry, actually. Um, so then I ran away when I was 14.
Kurt gibi acıkmışım, ondan sonracığıma 14 yaşında evden kaçtım.
A quarantine has been established to protect neighboring townships and extends to the Pacific ocean, just a scant mile away.
Çevredeki kasabaları korumak üzere, Pasifik okyanusunun iki km açıklarını da kapsayan bir alan karantina bölgesi ilan edildi.
Davenport, I mean, because you say it's 22 miles away.
Yani Davenport demek istiyorum. Çünkü buradan 35 km uzakta dedin.
He makes a racial slur within earshot of two Romulans putting me in the position of either defending them thus, giving away my allegiance to them or letting the comment pass- - in which case he's managed to plant a seed of discord between us.
İki Romulan'ın duyacağı şekilde ırklarını aşağılayarak beni iki pozisyon arasında sıkıştırıyor. Ya onları savunacağım ve böylece Romulanlar'a karşı sadakatim ortaya çıkmış olacak ya da savunmayacağım ve bu sayede aramızı bozarak nifak tohumları ekmiş olacak.
It's moving away from us at 2,000 kph.
Saatte 2,000 Km hız ile bizden uzaklaşıyor.
It's only 30 miles, an hour away.
Sadece 55 km, yani bir saat ötede.
So you saw the defendant less than an hour after the murder calmly standing by his car some 95 miles away from the scene of the crime?
Yani, cinayetten yarım saat sonra, sanığın arabasına atlayıp, 100 km. öteye gittiğini mi söylemeye çalışıyorsunuz?
You had no reason, as a sworn police officer, to tell an investigator in an important murder case that you knew the suspect was 90 miles away at the time of the murder?
Yeminli bir polis memuruna, görevli olduğu cinayet davasıyla ilgili şüpheliyi, 100 km. ötede bir benzinlikte gördüğünüzü söyleme gereğini duymadım mı diyorsunuz, yani şimdi bana?
On the night that Medgar Evers was killed did you or did you not see Beckwith some 95 miles away from where the murder took place?
Medgar Evers'ın öldürüldüğü gece, Byron De La Beckwith'i, suç mahallinden 100 km. uzakta gördünüz mü, görmediniz mi? Lütfen söyleyin.
But a week later, we were suddenly ordered to stop digging... and pull back to our secondary base two miles away.
Bir hafta sonra birden bire kazma işini bırakıp 3,5 km. ötedeki ikincil üsse dönmemiz emredildi.
I suppose you can smell things from ten miles away and hear things before they happen.
Şeylerin kokusunu 15 km öteden alıyor ve... birşeyler olmadan duyuyor olmalısınız.
The hospital's only 50 kilometers away from the front line.
Hastane cepheden sadece 50 km uzakta.
Looks like there's a clearing about a kilometer away from the main settlement.
Görünüşe göre ana yerleşkenin yaklaşık bir km yakınında bir düzlük var.
They're only a hundred thousand kilometers away now.
Sadece 100,000 km uzaktalar.
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away from here 45
away present 49
away from you 37
away party 43