Let me explain traduction Turc
2,512 traduction parallèle
Let me explain...
Açıklayayım...
Please let me explain.
Lütfen, açıklamama izin ver.
- Let me explain to you guys... a little something about how class works.
Tabaka sisteminin nasıl işlediğini izninizle anlatayım.
Listen, sweetheart, you want to call and butter me up with sympathy, and then drop this on me because you think that I'm down and will kowtow to anything, let me explain this to you in a metaphor you will understand :
Dinle bir tanem, beni arayıp acıma numarasıyla yağ çektikten sonra benim düştüğümü ve her şeye boyun eğeceğimi sanıp bunu benim üstüme atacağını mı sanıyorsun? Bunu senin de anlayabileceğin bir mecazla anlatayım :
Let me explain it to you in this way...
Sana şöyle anlatmaya çalışayım.
Let me explain.
Açıklamama izin ver.
Let me explain something to you.
Sana bir şey açıklayayım.
Well, Shirley, since you have clearly failed to grasp the central insipid metaphor of those twilight books you devour, let me explain it to you.
Evet Shirley, Bir çırpıda okuyup bitirdiğin alacakaranlık kitaplarındaki ana göndermeyi anlayamadığına göre ben sana açıklıyım.
Let me explain something to you.
Sana bunu açıklamama izin ver.
Let me explain to you
Sana açıklayayım
Nancy, just let me explain.
- Nancy, açıklamama izin ver.
Ursa, let me explain.
Ursa, açıklamama izin ver.
Let me explain what's going on here.
İzin ver sana burada ne olduğunu açıklayayım.
Let me explain to you how things work, man.
Sana işlerin nasıl işlediğini anlatayım.
You don't have no authority... let me explain something to you.
Buna yetkin yok... Sana bir şey açıklamama izin ver.
Bo, if you'd just let me explain- - kenzi's waiting for me.
- Bo, açıklamama izin verirsen...
That afterwards you and I finally have that talk and you let me explain myself.
Ardından ikimiz o konuşmayı sonunda yapacağız ve sen de kendimi açıklamama izin vereceksin.
Because you would not let me explain what I was trying to do.
Çünkü ne yapmaya çalıştığımı açıklamama izin vermedin.
Let me explain.
İzin ver açıklayayım.
My name is Charles Carmichael, and I know that's got to be very confusing for you right now, so let me explain.
Adım Charles Carmichael. Kafa karıştırıcı olabilir ama açıklayayım.
Let me explain
Anlatayım.
Let me explain something to you, kirkwood.
- Sana bir şeyi açıklayayım, Kirkwood.
Let me explain.
Açıklayabilirim.
Let me explain something to you, Alan.
Sana bir şey açıklamama izin ver, Alan.
- Let me explain.
- İzin ver açıklayayım.
- Let me explain.
- Açıklamama izin ver.
Let me explain something to you.
Ben bir iş adamıyım.
Listen, let me explain something to you.
Dinle, sana bir şey açıklamama izin ver.
I was 7 years old, let me explain that.
Bana bunları anlattığında yedi yaşındaydım. Yedi yaşındaydım yahu.
- Let me explain
- İzin ver de açıklayayım.
Let me explain.
Açıklayayım.
Let me explain.
Bırak açıklayayım.
Let me explain something to you, okay?
Sana bir şey açıklayayım, tamam mı?
Let me explain to you why.
Nedenini açıklayayım.
Let me explain something to you :
Sana bir şey söyleyeyim.
Well, let me explain.
Açıklamama izin ver.
Lewis, lewis, lewis, let me explain.
Lewis, Lewis, Lewis, bırak da açıklayayım.
Dad, let me explain.
Baba, izin verirsen açıklayayım. Hayır hayır.
Let me explain.
Bırak da açıklayayım!
Let me explain some to you what happened.
Sana ne olduğunu açıklayayım.
- Please, let me explain.
Lütfen açıklamama izin ver.
No. Babe, let me explain, okay?
Tatlım, bırak açıklayayım.
Let me explain the layout of the premise.
İlk yerleşkeyi söyleyeyim.
Ok, let me explain from the very basic Ok?
İyi! En temelinden anlatmaya başlıyorum.
- Let me explain.
- Ben açıklayayım.
Be you try to explain to me why I don't have the legal right to question you, let me assure you, I looked into it.
- Yasal olarak sizi sorgulamaya hakkım olmadığını söylemeden önce sizi temin ederim, o konuyu araştırdım.
Will someone explain to me how the four of you let him get away?
Birisi bana dördünüzün onun kaçmasına nasıl izin verdiğinizi açıklayacak mı?
Let me just explain something to you about jealousy and me, okay?
Sana kıskançlık ve ben konusunda bir açıklama yapayım, tamam mı?
Let me explain something.
Sana bir şey açıklayayım.
Okay, let me try and explain.
Tamam, izin ver açıklayayım.
Let me go before Pilate and explain.
Beni Pilatus'un huzuruna çıkart, açıklayabilirim.
let me explain something to you 120
let me explain something 25
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me explain something 25
let me see you 68
let me see 2571
let me go 3490
let me know if you need anything 71
let me guess 2650
let me know 632
let me show you 378
let me know what you think 20
let me in 830
let me think 405
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me handle this 219
let me tell you 619
let me 1529
let me think 405
let me get this straight 664
let me know how it goes 45
let me know when you're ready 18
let me help you 998
let me see your face 34
let me handle this 219
let me tell you 619
let me 1529