English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Lieutenant

Lieutenant traduction Turc

21,916 traduction parallèle
I was just telling your lieutenant how impressed I was with Hawk-Eye's numbers this month.
Bende şimdi Teğmen'e Şahingöz'ün bu ayki numaralarından ne kadar etkilendiğimi söylüyordum.
But Lieutenant Blake is just being modest.
Ama Teğmen Blake mütevazi davranıyor.
What happened to letting Lieutenant Blake handle the politics, Detective?
Hani politik işlerle Teğmen Blake ilgilenecekti, Dedektif?
Oh, it's okay, Lieutenant.
Sorun değil, Teğmen.
He is the top lieutenant in one of the most dangerous cartels in Oaxaca.
Oaxaca'daki en tehlikeli kartellerden birinin baş amiri.
Lieutenant?
- Başçavuş?
Not a word goes beyond 51, right, Lieutenant?
51'den tek kelime bile çıkmaz, değil mi Başçavuş?
There's no need to hide, Lieutenant.
Saklanmaya gerek yok Başçavuş.
Just answer the question, Lieutenant.
Sadece soruları cevapla Başçavuş.
They're armed- - Lieutenant, are you listening?
Onlar silahlı- - Teğmen, dinliyormusun?
So, Jiang Jin is Boss'lieutenant, and specifically, he's the gatekeeper for Hong Kong.
Demek Jiang Jin Boss'un teğmeni ve teknik olarak kendisi Hong Kong'un geçit denetçisi.
Your lieutenant friend?
Şu Teğmen arkadaşına falan?
You have something promising here, Lieutenant.
Gelecek vaad ediyorsun Teğmen.
Lieutenant Warren?
- Teğmen Warren?
Lieutenant Roberta Warren.
Teğmen Roberta Warren.
I understand your reluctance, Lieutenant Warren.
Tavrınızın sebebini anlıyorum teğmen Warren.
What happened to your Delta Force Escort, Lieutenant Hammond?
Delta Gücü Koruyucunuz teğmen Hammond'a ne oldu?
You have my word, Lieutenant Warren.
Söz veriyorum teğmen Warren.
Lieutenant in the quds force Of the army of the islamic revolution of iran.
İslamcı devrimci iran ordusunun teğmeni.
This is around the time where you say, uh, "Not long enough, Lieutenant."
Tam da burada "Yeterince çok olmadı Teğmen" demen gerekiyordu.
What are they planning? That's a good question, Lieutenant.
- Bu çok güzel bir soru Teğmen.
Lieutenant Blake, Metro P.D.
Teğmen Blake, Metro Polisi.
Upwardly mobile lieutenant, always hungry for the next promotion.
Devamlı terfi almayan çalışan aç Teğmen neden Ön Kâhin'i de kullanamasın ki?
Come on, Lieutenant. Before you turn me in, don't you want to run with a Precog?
Hadi Teğmen, beni ele vermeden önce bir kere olsun Ön Kâhin'le çalışmak istemez misin?
And I ask you, Lieutenant, to consider you just helped take down an illegal hijacking operation.
Şunu göz önünde bulundurmanı istiyorum Teğmen biraz önce yasa dışı kaçakçılık yapan çeteyi çökerttin.
Why is Lieutenant Blake at my favorite lunch spot?
Teğmen Blake'in favori öğlen yemeği yerimde ne işi vardı?
Well, that sounds like code for a cartel lieutenant.
Kartel yetkilisi için bir kod adı gibi geldi.
You really got him busting his hump, Lieutenant.
Hörgücünü iyi zorluyorsun Başçavuş.
I'm Lieutenant Casey.
- Ben Başçavuş Casey.
Lieutenant.
- Başçavuş.
Lieutenant, car's about 50 feet down.
Başçavuş, kabin 15 metre kadar aşağıda.
Lieutenant, hey.
- Başçavuş merhaba.
Don't worry about Lieutenant Blake.
Teğmen Blake için endişelenme.
You remember Precrime, Lieutenant? Of course.
- Ön Suç programını hatırlıyor musun Teğmen?
Permission to interrogate the suspect, Lieutenant.
Şüpheliyi sorgulamak için izin istiyorum Teğmen.
He'd waterboard his own mom if it meant making lieutenant.
Teğmen olacağını bilse annesine işkence eder.
To make lieutenant?
Teğmen olmak mı? Yapma.
Oh, Lieutenant Kelly, Inspector Dunn.
Teğmen Kelly, Müfettiş Dunn.
And I'm on it, Lieutenant.
Bende çalışıyorum zaten teğmenim.
Well, it's no wonder Lieutenant Blake finds you so impressive.
Teğmen Blake'in seni bu kadar etkileyici bulmasına şaşırmamalı.
Thank you, Lieutenant.
Teşekkürler Teğmen.
Lieutenant?
Teğmen?
You're acting truck lieutenant this shift.
Bu vardiyada aracın Başçavuşu sensin.
- Lieutenant.
- Başçavuşum.
You stay within an arm's length of the Lieutenant at all times!
Başçavuş ile aranda her zaman bir kol mesafesi olsun!
Am I hearing right... your lieutenant fathered this kid?
Doğru mu duyuyorum? Bebeğin babası Başçavuşun mu?
- Thanks, Lieutenant.
- Sağ ol Başçavuş.
Then there's Lieutenant Casey, and he's calm, and in control, and that makes me feel calm.
Teğmen Casey'i görecektin. Çok sakindi, kontrollüydü, bu da beni sakinleştirdi.
You hear anything from Chief, Lieutenant?
Şeften haber var mı Başçavuş?
- Lieutenant!
- Başçavuş!
Nice work, Lieutenant.
İyi iş çıkardın Başçavuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]