English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ L ] / Light' em up

Light' em up traduction Turc

87 traduction parallèle
Light'em up.
Üst ışıkları aç.
No, make'em think they can't live without doorknobs that light up in the dark. Think big!
İnsanlara karanlıkta ışıldayan kapı tokmakları olmadan yaşayamayacaklarını düşündürün o zaman!
Light'em up.
- Tamam.
And then I'm gonna steal a car and drive to Jersey and pick up all the little fuckin'pieces... of your body, put'em in a big plastic bag, bring it back to my house... put'em in the fireplace, light'em on fire.
Ve sonra bir araba çalacağım ve Jersey'e süreceğim ve vucudunun her bir küçük parçasını toplayıp... plastik bir torbaya koyup eve getireceğim... ve şömineye atıp yakacağım.
# Electrocute'em, light'em up like Con Edison
# Onları elektrikler, Edison gibi ışılandırır
I want you to go to his house, round up all her slutty clothes, dump'em in the backyard and light a match.
Ben onun tüm sürtük elbiselerini evinin, yuvarlak gitmek istiyorum, dökümü onlara arka bahçe ve hafif bir maçta.
They're all expecting slug man here is gonna rise up and lead'em into the light.
Buradaki sülük adamın yükselerek onları ışığa götürmesini bekliyorlar.
- Light'em up, Beck.
- lşıkları aç, Beck.
So, folks, if you've got a pair of sunglasses, I advise putting''em on cos I got a feeling these two are gonna light it up.
Dostlarım, eğer güneş gözlüğünüz varsa, taksanız iyi olur. Çünkü bu ikisi az sonra ortalığı ışıldatacak!
All right. Light'em up, boss.
Yakaladım onları patron.
Wait till I light'em up.
Onları aydınlatana kadar bekle.
Light'em up!
Yak onları!
Let's light'em up.
Hadi patlatalım şunları.
You're gonna light it, and then get up on the board and jump. We decided to give'em a little more... oomph.
Şey biz biraz çoşku katmak istedik.
Light'em up!
Yakın şunları!
What the fuck else am I supposed to do but light'em up?
Onları vurmayacaktım da ne yapacaktım?
Light'em the fuck up.
- Onları vuracaktın.
Light'em up!
Yakalım onları!
Well, the order is everyone is declared hostile. Light'em the fuck up.
Pekala, madem emre göre herkes düşmanımız sikip atın o zaman!
If it's bad guys, we have time to light'em up.
Eğer kötü elemanlarsa, ateş açma fırsatımız oluyor.
- You're singin'my song, mate! - Boom Boom, light'em up.
Tam adamını buldun dostum.
Light'em up, boys.
Yakın onları çocuklar.
Just before they light her up...,... she tears her mouth open and lets'em have it.
Onu yakmalarından hemen önce ağzındaki dikişleri yırtarak, onlara seslendi.
Whoa! Light'em up!
Sirenleri çalıştır!
We throw'em in the coffin, bring'em to the giant witch, and tomorrow night, we light it all up and watch it all burn.
Onları tabuta tıkar, dev cadıya getiririz ve yarın gece de hepsini ateşe verip, yanmalarını izleriz.
Light... they never show up when you search for'em...
Bir ışık... Hay anasını, lazım oldu mu kimseyi bulamazsın.
Light'em up.
Ateşle şunları.
Light'em up!
Ateş!
Let's light'em up.
Şunları biraz aydınlatalım.
Light'em up.
Işıklar.
Light'em up!
Ateş açın!
Light'em up.
Sireni aç.
Light'em up on my signal.
İşaret verdiğimde sirenleri çalıştır.
I say we track'em down and light these bastards up.
Diyorum ki peşlerine düşüp hepsinin ebesini atlayalım.
Ooh. Let's light'em up.
Bakalım şunlara.
First light, you will haul your ass back up there, And you will treat those people, every last one of'em,
Sabahın ilk ışıklarıyla, kıçını kaldırıp oraya döneceksin, ve onların insanların her birini tek tek tedavi edeceksin.
Let's light'em up.
Hadi açalım şunları.
Light'em up.
Açalım.
All right.Light'em up.
Pekâlâ, yak bakalım şunları.
On behalf of Mystic Falls high school historical society, let's light'em up.
Mystic Falls lise tarihi topluluğu adına hadi yakalım şunları.
Light'em up, Longo.
Ateşle şunları, Longo.
Light'em up!
Çalıştıralım!
You know, every time you see someone's eyes light up when you pass'em that frothy beverage, it's just... it's like I'm giving a gift to myself, actually.
Köpüklü bir içki verdiğin zaman insanların gözünde sanki onlara çok büyük bir hediye vermiş gibi bir parlama oluyor.
Light'em up.
Sirenleri çalıştır.
Flyboy, you light up the fuel stores to draw em away from us, then you run like hell.
onların dikkatini sen çekeceksin.. Cehennemde savaşır gibi.
"Tell everyone to light me up with their dijjies, gotta load'em into my burner."
Herkes kendi dijji *'lerini paylaşarak beni aydınlatsın ki onları ateşimle doldurayım. "
Let's light'em up.
Hadi onları parlatalım.
Light'em up.
Erit şurayı.
I mean, you can't light your cigarette around'em. You're afraid their tits are gonna go up like the Hindenburg or something.
Memeleri Hindenburg gibi patlayacak korkusuyla yanlarında sigara yakamazsın.
- Light'em up, Ollie! - Special delivery!
Özel teslimat!
Light'em all up.
Parlat şunları.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]