Lighters traduction Turc
103 traduction parallèle
I guess I just don't have a red thumb with lighters.
Sanırım çakmaklı bir kırmızı başparmağım yok.
They also don't take quite as many silver cigarette lighters as you might think.
Yine insanlar sanabileceğin kadar çok çakmak bulundurmazlar.
Gentlemen, your lighters.
Beyler? Kibrit yok mu?
You know very well lighters are forbidden here.
Çakmakalrın burada yasak olduğunu çok iyi biliyorsun.
I sold lighters, washers, curling irons, ties... and even life insurance.
Çakmak, ütü, kravat, saç maşası hatta hayat sigortası bile sattım.
So I sold lighters.
Çakmak satmaya başladım.
Not only lands and herds... but houses, palaces, cities, cars... movies, dime-stores, stations, airports... swimming pools, casinos, theaters... bouquets of flowers, arches of triumph... cigar factories, printing plants... lighters, airplanes... ladies of the world.
Sadece topraklar ve sürüler değil ayrıca evler, saraylar, şehirler, arabalar sinemalar, mağazalar, istasyonlar, hava alanları yüzme havuzları, kumarhaneler, tiyatrolar çiçek buketleri, zafer takları sigara fabrikaları, matbaalar mavnalar, uçaklar dünya kadınları.
Like I said, I began taking things : the silverware, a couple of candle holders, a couple of lighters and the jewelry
Dediğim gibi, eşyaları almağa başladım, gümüş parçalar, bir miktar şamdan, bir kaç çakmak ve takılar.
Jewels, lighters, everything.
Mücevherleri, çakmakları, her şeyi!
"all matches, cigarettes, lighters " and electric appliances of any kind will be collected.
Sigaralar, çakmaklar, ve elektrik aygıtlarına el konulacaktır.
- Boys, see the ink lighters?
Çocuklar, perdeleri yükseltip yükseltemeyeceğinize bakar mısınız?
Across from it souvenir lighters are sold shaped like grenades.
Hemen karsisinda, el bombasi seklinde hatira çakmaklar satiliyor.
Listen, I think I've got the right to do what I want and to give all the lighters in the world to whoever I wish
Dinle, ben istediğimi yapma hakkına sahibim... ve dünyadaki bütün çakmakları istediğim kişiye veririm.
" Here you are seventy-nine pairs of sunglasses, two hundred and twelve cigarette lighters, four thousand nine hundred and eighty-three ballpoint pens and here's a jock strap we found on the Golden S tate Freeway.
4983 tükenmez kalem Bir de Golden State Otobanı'nda bulduğumuz sporcu çamaşırı.
If they have to sweat all day in some stinking factory making disposable lighters or Christmas trees, by Christ, they're entitled to them.
Tüm gün boyun bir fabrikalarda Noel ağaçlarına, iğrenç ışıklar yapmak için ter döküyorlar ise İsa şahittir, arabalarına binmek içindir.
I'm a heavy smoker, I go through about two lighters a day now and uuh... is that a lot?
Sigara tiryakisiyim ve bir günde iki çakmak bitiyorum. Çok mu?
There's gotta be a newsstand upstairs with tons of matches and disposable lighters.
Yukarıda içinde tonla kibrit ve çakmak olan... bir gazete tezgahı olmalı.
According to Hodges, the material is consistent with the plastic tanks in most disposable lighters.
Hodges'a göre o plastik kaplı çakmaklardaki yakıta ait.
I'm terrible with lighters, I keep losing them.
Çakmaklarla başım belada. Boyuna kaybediyorum.
You're gonna stand there, owning a fireworks stand and say you have no whistling bungholes spleen splitters, whisker biscuits, hookey lighters, Hüsker Düs and don'ts.
Havai fişek tezgahın olacak ve orada durup diyeceksin ki hiç ıslıklı çatapat dalak yaran, bıyık bisküvisi, öd koparan, Hüsker Düs'ün yok.
Santa Claus up here, grabbing me some wallets, cigarette lighters, some car keys.
Vahşi kadınlar tavlayabilirim. Orada dur pislik herif!
When we already have the shoe-bomber who would have blown up an airplane if he had a butane lighter, according to the FBI why would Transportation Security say it's okay to take four books of matches and two lighters as you board a plane?
Bir de Richar Reid adlı ayakkabı bombacımız vardı. FBI'a göre gazlı çakmağı olsa patlatabilirdi. Öyleyse neden güvenlik 4 kutu kibrit ve 2 çakmağa izin veriyor?
I'm guessing somebody put pressure on to say, "When an airplane lands, people wanna light up so don't take their lighters away."
Sanırım birileri "İnsanlar uçaktan iner inmez sigara yakar. Çakmak kalsın" diye baskı yaptı.
Let's use our lighters.
Çakmakları kullanalım.
Thanks to us, the whole neighborhood had color TVs and Dupont lighters.
Renki televizyon ve Dupon çakmaklarını alan tüm komşular bize teşekkür ediyorlardı.
- He didn't steal my lighters.
- Çakmağımı çalmazdı ama o.
Lighters, pipes, matches.
Çakmaklar, pipolar, kibritler.
Pipes, lighters.
Pipolar, çakmaklar.
- Do you have gas for those lighters of yours?
- Şu senin çakmakların gazından var mı?
According to Hodges the material is consistent with the plastic tanks in most disposable lighters.
Hodges'a göre o plastik kaplı çakmaklardaki yakıta ait.
- Man, I lose lighters all the time.
- Dostum her zaman çakmak kaybederim.
The basement door closes and out come the lighters and the drugs.
Bodrum kapısı kapanıyor ve çakmak ve ilaçlar ortaya çıkıyor.
The basement door closes and out come the lighters and the drugs.
Bodrumun kapısı kapatılıyor ve çakmaklar ve uyuşturucular ortaya çıkıyor.
No wonder you've got so many lighters in your house
Evinde o kadar çok çakmak olmasına şaşmamak gerek.
I just keep losing my lighters.
Sadece sürekli çakmaklarımı kaybediyorum.
Those fire lighters all right?
Bu çakmaklar çalışıyor mu?
I never pay for lighters and umbrellas.
Ben çakmak ve şemsiyeye asla para vermem.
I learned that lighters must be on top of a desk.
Çakmağın, masanın üstünde durması gerektiğini öğrendim.
Are there any matches or cigarette lighters in the room?
Oda da çakmak var mıymış?
No, they'd be loaded down toilet paper and lighters.
Hayır, öyle olsa tuvalet kağıdı ve çakmak taşıyor olurlardı.
Lighters are strictly forbidden on the aircraft.
Çakmaklar, uçakta yasaktır.
Where are all the lighters?
Bütün çakmaklar nereye kayboldu?
- Lighters.
- Çakmaklar!
- Give us one of them lighters.
- Bize bir çakmak verir misiniz?
I should bring lighters.
Bir kibritimiz olsaydı.
With this, you can start fires, refill lighters.
Bununla, yangın çıkartabilirsin, çakmak doldurabilirsin.
I get the lighters, the bracelets.
Çakmakları alırım, bilezikleri alırım.
You sure you're old enough to be playing with lighters?
Çakmakla oynayacak kadar büyüdün mü sen?
At the request of the patient, you'll relinquish any sharp objects such as :'nail files, pencils, pens, safety pins, bobby pins, your necklace, matches, lighters, belts, belt buckles,
Hastanın isteği üzerine bazı kesici aletleri bırakacaksınız.
You can have four books and two lighters.
Hakkınız dört kutu kibrit ve iki çakmak.
I didn't see any lighters.
Herhangi bir çakmak da görmedim.
light 922
lightning 148
lighting 44
lights 343
lightman 210
lightly 30
lighter 53
light it up 59
lights out 204
light yagami 28
lightning 148
lighting 44
lights 343
lightman 210
lightly 30
lighter 53
light it up 59
lights out 204
light yagami 28
lightweight 42
light' em up 33
light bulb 17
light it 42
lighten up 275
lights up 17
light as a feather 41
light brown hair 16
lights off 30
lightbody 32
light' em up 33
light bulb 17
light it 42
lighten up 275
lights up 17
light as a feather 41
light brown hair 16
lights off 30
lightbody 32