Line up traduction Turc
4,043 traduction parallèle
Sponsors will line up for this!
Sponsorlar kapıda kuyruk olacak.
Line up.
Sıraya girin!
Line up!
Sıraya girin!
Line up!
Sıraya girin.
See, traditionally only single girls line up to catch the bouquet.
Geleneksel olanı sadece bekar kızların buketi yakalamak için dizilmesidir.
Huge line up at the Lima Bean, but here are the lattes that Mr. Shue made me get everybody.
Üzgünüm, geciktim. Lima Beans'de inanılmaz sıra vardı. Ama işte Bay Shue'nun herkes için almamı istediği kahveler.
- Does the victimology line up?
- Kurbanlar tarzına uyuyor mu?
Hang up your aprons and line up over here.
Önlüklerinizi asın ve sıraya geçin.
All right, people, let's line up from least annoying to the most.
Pekâla millet, sıraya girin. En az ggıcıktan en gıcığa doğru.
I just listened. We're just a little worried he's trying to line up a case against us, Cary.
- Biz sadece bizim aleyhimize bir dava kurmaya çalışmasından endişe ediyoruz.
Line up in hold.
Sıraya girin.
Right, I'll call Madge, get a line up.
- Madge'i arayayım.
When I say your name, line up in front of me.
Adınızı söylediğimden, öne çıkın.
See if any bus routes line up with this circle.
Herhangi bir otobüs rotası bu çemberle eşleşiyor mu bak bakalım.
There is kind of a poetry to the way the numbers line up to the... the survey stats.
Anket sonuçlarına bakınca rakamların sıralanışında bir şiirsellik var.
Word of Eli's death gets out, there'll be finger-pointing from Baghdad to Belgrade, not to mention the Palestinians, the Iranians and every single radical group that's going to line up to take credit for it.
Eli'ın öldüğü haberi yayıldığı an, Bağdat'tan Belgrad'a kadar herkesi suçlayacaklar. Filistinliler, İranlılar ve bu işten kendine pay çıkartmaya çalışacak radikal gruplarda cabası.
We shouldn't hold the line up.
Sırayı bekletmemeliyiz.
Line up and shut up.
Sıraya girin ve kapatın çeneleri.
They line up exactly with withdrawals that Penelope made from her checking account.
Penelope'nin vadesiz hesabından çektiği parayla uyuşuyor.
The micro-scratches on the drain covers don't line up with the surrounding rings.
Giderin yüzeyindeki mikro-çizikler, çevresindeki halkayla uyuşmuyor.
Is line it up with the "X" on the back of my neck.
Boynumda "X" diye işaretlediğim yer var.
Now, he'll have to line them up in a specific pattern before he eats them.
Onları yemeden önce belirli bir düzende sıraya dizer.
Fishing line was used to hold up the bodies and... the wings.
Misinalar, cesetleri ve kanatları tutmak için kullanılmış.
You know, in our line of work, we have to follow up with every lead.
Bizim meslekte her ipucunu takip etmek zorundayız.
If you're a photographer, then you should be hunting up moments like that for yourself, right? Oh, now that's a nice line.
- Eğer fotoğrafçıysan o zaman anları kendin için avlamalısın, tamam mı?
Two lines in the crossing out means I'm going up the line.
Karalamadaki iki çizgi cepheye gittiğim anlamına gelir.
Line it up.
Sıraya girin.
No, rack up a line of that pepper and see if you can snort it.
Hayır, bir sıra karabiber çek bakalım olacak mı.
When you don't have me to keep you in line, you fuck everything up.
Seni dizginlemek için yanında olmadığım zaman her şeyi berbat ediyorsun.
You gotta walk right up to that line, bro, and not cross it.
Sınır çizgisine kadar gidip, orayı geçmeden durman lazım kardeşim.
Picking up people from the airport and the cruise line?
İnsanları havaalanından veya limandan alıyormuş muhtemelen.
They're just some pennies you pick up off the floor, stick in your pocket... and you're just going in a straight line to you-know-where.
Sadece yerden toplayıp cebe attığın bozukluklar. Düz bir çizgi üzerinde yürüyoruz. Nereye gittiğimiz de malûm.
They sent it up the line to the bank president.
Bankanın Başkanına yollamışlar.
You just won the prize for the creepiest pick-up line ever.
Az önce en ürkütücü ayartma cümlesini kurma ödülünü kazandın.
Line me up!
- Bir içki çek.
So he saves your life, cleans you up, fed you a line of bullshit.
Demek seni kurtardı temizledi ve aklına bir sürü boktan şey soktu.
There's a long line-up for the C.T. scanner.
Tomografiye için uzun bir line - up var tarayıcı.
'Cause you're gonna line up this bar here at the end of the barrel, right there on that notch.
Gezin arasında.
Now, patrol just picked up Boyd on Route 16, just east of the Utah state line. What about Christine?
Ekipler Boyd'u Utah eyalet sınırın hemen doğusunda Route 16 üzerinde yakalamış.
You are so fired up to get out there and put your life on the line that you'd take drugs and lie about it just to do it.
Dışarı çıkıp hayatını tehlikeye atmak için öyle bir yanıp tutuştun ki ilaç alıp bir de yalan söyledin, öyle mi?
Line them up here.
Dizin onları buraya.
I came here without studying the park map beforehand, which is how I ended up in a long line that turned out to just be a crowd of people watching two owls have sex.
Park haritasına bakmadan geldiğim için, Uzun yol yürüdüm İki baykuşun sex yapmasını izleyen büyük bir kalabalığın oradan döndüm.
Then the park started to fill up, but, I'm being spontaneous, so I tried to cut the line for the flight of the hippogriff, which is when Duncan here caught me.
Sonra park dolmaya başladı, Fakat bende spontane olmaya başlamıştım, Hippogriff ´ in uçuşu kuyruğuna aradan kaynak yaparken,
People in my alleged line of work don't tend to be locked up.
Casusluk işinde çalışanlar hapse atılmazlar.
You need a line all set up.
Şöyle güzel bir çizik lazım sana.
Line'em up.
Diz bakalım.
I stuck my neck out on the line for you, and you better not fuck this up.
Senin için büyük riske girdim. Sıçıp batırmasan iyi edersin.
He comes up to the line nose up, but he resets before the snap on the right side outside.
Çizgiye burnuna kadar giriyor. Ama tam çarpışmadan önce sağ tarafı dışarı çekiyor.
He was coming to the line nose up.
Çizgi burnuna kadar giriyordu.
And they'll get on line here and start shooting straight up into the compound like a bunch of dumb-ass gangsters.
Ve buraya dizilip kafasız gangsterler gibi binaya doğru ateş etmeye başlayacaklar.
All waiting in line to gas up.
Yakıtlarının doldurulması için sırada bekliyorlar.
upsy 47
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up yours 130
up next 81
upside down 57
up top 130
uppercut 41
upstate 42
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up yours 130
up next 81
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50
up against the wall 84
up guy 119
up and at' em 72
up call 187
up the stairs 74
up north 49
up we go 50
up high 87
up now 50