Look it up traduction Turc
3,038 traduction parallèle
It's a fact. Look it up.
Gerçek bu, araştırırsın.
Look it up.
Araştırın.
We'll look it up later.
Sonra hallederiz.
Don't look it up.
Hiç araştırma. Çok nadir bir hastalık.
- You can't just look it up on Wikipedia, Maggie.
- Wikipedia'ya bakıp kimmişler neymişler öğrenemezsin, Maggie.
And if that word is too vague for you, then look it up.
Bu size net gelmediyse araştırın.
We've covered a lot of range, we're travelling up a river, we've checked all the different streams and we've narrowed it down to some areas where it could be, and so that's where we're focusing all of our energy, to look in those areas and see if we find it.
Bir sürü aralığı kapsadık, akıntıya karşı seyahat ediyoruz, farklı akımları kontrol ettik ve onu bulunabileceği bazı alanlara daralttık, ve böylece tüm enerjimizi, bakıp onu bulabileceğimiz yere, bu alanlara odakladık.
I think they will look me up. I'm sure of it.
Sürekli gelip beni bulacaklarını düşünüyorum.
Somebody took you there to make it look like you dug up Ali's body.
Birisi seni oraya Ali'nin cesedini sen çıkarmış görün diye götürdü.
I just wanted to look at your yam, but when I picked up the jar, it burnt me and I dropped it.
Sadece bakmak istemiştim, ama kavanoz elimi yaktı ve düşürdüm.
It's boring. Look, I just think it's kind of odd that this never came up.
Çünkü duyacak birşey yok.
And as soon as you get to the sign-up sheets, you look for the words "purchase" or "bring" on it.
ve kayıt listesine ulaşır ulaşmaz, "satın alma" ve "getirme" kelimelerini ara.
The way it creeps up on you, bit by bit, and year by year, everything around you just crumbling, and you see those pictures in the magazine, and their homes look so nice, and you think, " ooh, maybe I'll put a vintage green bowl of fruit
parça parça, yıl ve yıl, üzerine nüfuz ediyor, etrafımızdaki herşey, sadece döküntü ve sonra.. şu dergilerdeki resimleri görüyorum, evleri çok güzel, ve düşünüyorum "belki ben de Goldie Hawn gibi" mutfak masasının üzerine yeşil bir mevsimlik meyve tabağı koyabilirim diye ve deneyince ne oluyor biliyor musun?
look, I think what we do is we suck it up for Bay, because basically it's the same deal as if Angelo had gotten his green card.
Bak, Bence yapacağımız şey Bay'in yanında olmak, çünkü bu Agelo'nun yeşil kart alabilmesi için yaptığımız şeyle aynı mantıkta.
Look, I just... it seemed like we were broken up.
Bak, sanki biz ayrılmışız gibiydik.
But, um, most fathers who had just found out that their daughter had been switched might look for her first, instead of hooking up with a 25-year-old nurse in the hospital where it happened.
Kızlarının karıştığını yeni öğrenen çoğu baba, olayın yaşandığı hastanede 25'lik bir hemşireyle takılmak yerine kızlarını arardı.
Look, I know, you're caught up on the sex stuff, but it's not about that.
Bak, biliyorum, senin aklına cinsel şeyler geliyor ama olay böyle değil.
Now you can look at it when you wake up and when you go to bed.
Artık uyandığında bakabilirsin. Bir de yattığında.
Up there, look. It's a fish eagle.
Yukarı bak.
Go look it up in the file!
Git, dosyanın içine bak!
Look up at the Sun, and you can feel it on your face... energy produced by a star 93 million miles away.
Belki de fizik kanunları, kariyerimi önceden belirlemişti. Pek de öyle sayılmaz. Öngörülebilirlik, her zaman doğa kanunlarının bir sonucu olmayabilir.
Look, just help me put it back up. Why?
Yardım et de geri asalım.
If you look up in the aw today, and you watch a plane, it leaves behind this plume of smoke as it travels across the sky and you've got the snake's tail wiggling at its backside.
Bugün gökyüzüne bakıp bir uçağı izlediğimizde arkasında bıraktığı dumanın tüye benzediğini ve bunun bir yıIanın kuyruğu gibi kıvrıIdığını görebiliriz.
Yeah, but why would they set it up to look like a busted partnership?
Evet ama neden bozulan bir ortaklık gibi göstermeye çalıştılar?
He's asked for a lawyer. If this goes up in front of the wrong judge, it could look like entrapment.
Avukat istedi ve olay ters bir hakime giderse, tuzak kurmuşuz gibi görülebilir.
I think we should make our parks look like my room after Yolanda finally, you know, gave in and cleaned it up for me.
Bence parklarımız, benim odam gibi olmalı. Yolanda'nın sonunda vazgeçip, odamı temizledikten sonraki hali gibi.
Look, I know it's not my place to give you advice, but I'd ease up on the micromanaging.
Bak, sana tavsiyede bulunmak bana düşmez farkındayım ama ben olsam bu kadar üstüne düşmezdim.
Look, I know I really screwed up, but please don't let it stop you from getting out there.
Her şeyi berbat ettiğimi biliyorum, ama bunun seni durdurmasına izin verme.
It's just fan mail. I mean, would you read a bunch of letters from people who look up to me?
Yani, beni örnek alan bir insanların gönderdiği mektupları okur muydun hiç?
No, it's can you actually look up your own arse now?
Şu anda, gerçekten kendi kıçına bakabilir misin?
Wind it up and, Father, see Look, it plays a melody
Baba, bak onu kurunca Bir melodi çalıyor
Look at it prising its way into that roof, just lifting that whole structure up.
Şu tavana kadar kendine zorla yol açana bak, bütün yapıyı kaldırmış.
When I look at my day, I realize that most of it was spent cleaning up the damage of the day before.
Herhangi bir günüme baktığımda o günü, bir önceki günden aldığımız darbelerin izlerini silmeye çalışmakla geçirdiğimi görüyorum.
When it's up and running, take a look.
Mekan işlemeye başladığında gelir bakarsınız.
They all look professional, but for all we kw they could have set up dummy e-mail accounts or deleted everything as soon as they got it.
- Hepsi profesyonel görünüyor ama... -... saçma hesaplar almış ya da yazışmalarını silmiş olabilirler.
But, hey, look, I know it's a lot to put up with, but it's not forever.
Ama hey bak, biliyorum katlanmak için çok fazla ama bu sonsuza kadar değil.
Look. I know, with ships blowing up and a crazy terrorist on the loose, that it seems like the worst possible time for a party.
Gemilerin patladığını ve çılgın bir teröristin etrafta dolandığını biliyorum.
Hey, look. Thinking about Dani is... it's messing you up.
Bak, Dani'yi düşünmek seni mahvediyor.
No, you could look it up.
20 ayrı kumarhanenin kameralarında olmalıyım.
And when you look at a close-up of an asteroid, it looks like some kind of distorted peanut, like a potato that's been sort of bashed.
Ve bir göktaşına yakından baktığınızda bir çeşit eğri fıstığa benzer. Ya da bir tür kızartmalık patatese benzer.
And, in fact, if you were to look up, you could cover it with just your thumb.
Aslında, aramak için baktığınız yer sadece başparmağınız kadar bir yer.
Ugh! Look, don't make me take that ring and jam it up your nose.
Bak, beni o yüzüğü çıkarıp burnuna sokmaya mecbur bırakma.
That's how it works in America - - you move up and never look back.
Amerika'da işler böyle yürür. Yoluna devam et ve ardına asla bakma.
Ah. Um, my-my user name is GeekToys82, in case you're bored, and want to, you know, look it up and...
Kullanıcı adım GeekToys82.
I'm not sure how she got her hands on it, but she wants me to take a look at it - and see what I'm up against.
Nasıl ele geçirdiğinden emin değilim ama neyle karşı karşıya olduğumu göreyim diye bir göz atmamı istiyor.
I mean... look, I'm... I'm trying to explain to you that it was really messed up, but I just don't think that everything should be blown up out of proportion over something that happened once that meant nothing.
Bak, bunun gerçekten berbat bir durum olduğunu sana açıklamaya çalışıyorum ama hiçbir anlamı olmayan bir şey yüzünden, her şeyi mahvedecek kadar meseleyi büyütmemiz gerektiğini düşünmüyorum.
" look, don't open it up.
"bak, gaza basma. Başına birşey gelmesini istemeyiz."
I mean, no offense, but it doesn't look like your family would be up to the task.
Yani alınma ama sizin aile pek buna elverişli gibi görünmüyor.
Look, I know you're trying to protect me, but it's not up to you.
Bak beni korumaya çalıştığınızı biliyorum ama bu size kalmış bir şey değil.
Somebody took you there to make it look like you dug up Ali's body.
Ali'nin cesedini sen çıkarmışsın gibi görünsün diye götürdü.
That took Nick Mason, and IT Sort of Sums up, Because I just Look Wide-Eyed and, you know, thrilled is the Only Word, I Think.
Nick Mason'un çektiği, bir çeşit olanı özetliyor, gözlerimin içi gülüyor, aşırı heyecan sanırım en iyi özetliyor.
uptight 38
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
up top 130
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
up top 130
upside down 57
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up call 187
up guy 119
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up to you 126
up against the wall 84
up and at' em 72
up call 187
up guy 119
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50