Miles apart traduction Turc
138 traduction parallèle
- We're a million miles apart.
- Aramızda uçurumlar var.
We were born thousands of miles apart, but we were made for each other.
Binlerce kilometre uzak yerlerde doğduk, ama birbirimiz için yaratılmışız.
I'm afraid the two cases are miles apart.
Korkarım birbirinden millerce uzakta iki dava.
She and I were a thousand miles apart then, and strangers.
Onunla aramızda bin kilometre vardı. İki yabancıydık.
No matter how many miles apart we are... or whether I ever get to see your face again... you will be my dear companion always... always.
Ne kadar uzakta olsak da, .. yüzünüzü bir daha göremeyecek olsam da.. .. hep benim sevgili dostum olarak kalacaksınız..
Two towns on the same highway, 28 miles apart, both Sentinel.
Aynı otoyolda iki kasaba ötede. Aralarında 42 kilometre var.
- We live miles apart.
- Kilometrelerce ötedeyiz birbirimizden.
I mean, we're not kids anymore... and it's silly to think that when we're 3,000 miles apart... we shouldn't be able to see other people and go out.
Yani artık çocuk değiliz... ve birbirimizden 4600 kilometre uzaktayken başkalarını görmemeyi... başkalarıyla çıkmamayı düşünmek aptallık olur.
♪ In your heart you're miles apart
# In your heart you're miles apart
After a series of confused engagements hundreds of miles apart, the Imperial Japanese Navy suftered heavy losses.
Birbirinden kilometrelerce uzakta, karmakarışık icra edilen görevler sonrası Japon Birleşik Filosu, ağır kayıp verdi.
He's rigged two accidents 2,000 miles apart'in one week without leaving a trace.'
Bir hafta içinde hiç iz bırakmadan birbirlerine 3500 km. uzaklıkta iki olay tezgahladı.
5,000 miles apart?
5,000 mil uzaktamı?
Like a million miles apart.
Birbirimizden öyle uzaktık ki.
Yet they're only 20 miles apart
Aralarında 30 km olmasına rağmen.
Why would Danny and Diane both be suffering from the same delusion in two cities 1,000 miles apart?
Neden Danny ve Diane birbirinden 1600 km. uzaktaki şehirlerde aynı kabusu yaşadılar?
Two women- - a thousand miles apart, no way of knowing each other, no relation.
Aralarında binlerce km olan, birbirlerini tanımayan, akrabalıkları olmayan iki kadında.
Miles apart, Frank.
Aralarında dağlar var, Frank.
Yet we may as well have been hundreds of miles apart.
Şimdi aramızda binlerce kilometre olduğunu biliyoruz.
But it wasn't so believable that I would cut her in half... and place the pieces miles apart.
Ancak benim kızı ikiye bölüp, parçaları kilometrelerce. uzağa bırakmam kimseye inandırıcı gelmezdi.
The point is if they're 3,000 miles apart, they're never gonna see each other.
- Esas konu.. aralarında 3.000 mil varken, birbirlerini hiç göremeyecekler.
Herds of muskox, for instance, may be tens of miles apart.
Örnek olarak misk sığırı sürüleri, onlarca kilometreye dağılmış olabilir.
We came from the same place, but now we're miles apart and I intend to keep it that way.
Aynı yerden geldik ama şimdi aramızda miller var ve ben bunu korumaya kararlıyım.
You and me a hundred miles apart, working at the same job.
Sen ve ben, aramızda yüz mil var ve aynı işi yapıyormuşuz.
Say 12 U-boats 20 miles apart... possibly two lines, possibly three.
12 denizaltı 20 mil arayla... belki iki, belki üç sıra halinde.
Five miles apart, one dreamed of having a sister, the other a brother to spend all their time with.
Genellikle 9 kilometre uzaklıkta, bütün vakitlerini birlikte geçirecekleri bir kardeş istiyorlardı.
It must be, especially... considering the amount of time you're forced to spend 3,000 miles apart.
- Özellikle de 500 kilometre uzakta olmak zorunda olduğun zamanları düşünürsen. Bunu değiştirebilirsin.
There's two of them, but they're a few miles apart.
İki tane var, ama aralarında birkaç km var. Biz kuzeydekini alıyoruz.
I just got two calls, ten miles apart... both reporting abductions.
İki çağrı aldım. Birbirinden 16 km. uzaklıkta, adam kaçırma olayı.
Individuals also call to one another and may keep in contact even though they're hundreds of miles apart.
Balinalar ayrıca birbirine seslenir ve yüzlerce kilometre uzaktan iletişim kurabilir.
He keeps the bodies in a freezer and buries them 1 000 miles apart?
Cesetleri dondurucuda saklayıp, 1000 mil uzağa mı gömüyor?
But they're just hit-and-runs to the police, and usually a thousand miles apart.
Ama polise göre bunlar basit vur-kaç vakalarıydı, ve olaylar 1000 mil civarı aralıklarla gerçekleşiyordu.
When a father and son... end up miles apart... they can see eye-to-eye... when they act heart-to-heart.
Bazen baba ve oğul ayrı kaldığında,.. ... kalpleri birbiri için atar.
They're miles apart.
Tarzları bambaşka.
They live 10 miles apart.
15 km. ötede oturuyor.
9 : 00 a. m. McDowd is sighted in three separate locations, miles apart.
McDowd üç ayrı yerde görülmüş, millerce uzaklıkta.
Nate and I, we're 100 miles apart on this baby.
Nate ile bu bebek konusunda çok farklı düşünüyoruz.
We're 20 miles apart.
Aramızda 20 mil var.
The equator region of Titan, at least on one side where we've gotten good radar imagery, has hundreds and hundreds of miles of these dunes, that are hundreds of meters high, several miles apart, and they just go on, this vast sea of dunes.
Titan'ın ekvator bölgesindeki, iyi radar verileri aldığımız bir alanında, bu kumullar yüzlerce mil yayılıyordu ve yine yüzlerce mil yüksekliğe sahiptiler, kumulların bu muazzam denizi böylece ilerleyip gidiyordu.
Travelling at just A few hundred miles apart, Scientists expect That at some point, these moons, Due to gravitational forces That they impart Upon each other,
Bilimadamları, Birbirlerinden birkaç yüz kilometre uzakta hareket eden bu ayların, bir noktada birbirlerine uyguladıkları kütleçekimi neticesinde, sonunda çarpışıp birbirlerini yok edeceklerini düşünüyorlar.
46 miles apart, at the very same moment, all the arguments stopped.
46 mil uzakta, tam da aynı anda, Bütün tartışmalar kesildi.
They failed, however, to address just how he could've known the precise location of his brother's mortal wound or how both men happened to die at the same hour, miles apart.
Halbuki kardeşinin ölümcül yarasının yerini nasıl bildiğini... tam olarak açıklayamadıkların - dan dolayı başarısız oldular. Her ikisinin kilometrelerce uzak - tayken aynı saatte nasıl olupta öldüğünü izah edemediler.
But his body and his car were found a few miles apart.
Ama cesedi ile arabası birkaç kilometre farklı yerlerde bulundu.
Right, and postal police say the envelopes came from two different mailboxes 15 miles apart.
Doğru, posta memuru da zarfların birbirine 15 mil uzak iki ayrı posta kutusundan geldiğini söylüyor.
And so in the grim north of Nebraska with less than 700 miles to go and over 800 miles of pain and hunger behind them the Cheyenne nation broke apart.
Ve böylece Nebraska'nın kuzeyindeki acımasız bölgede geride kalan acı ve açlık dolu 800 milden fazla yola ve daha gidilecek yaklaşık 700 mil yola rağmen Cheyenne halkı ikiye ayrıldı.
It would be just my luck to finish two months'worth of work two miles under... and have the whole place fall apart with just three days left.
İki aydır, iki mil aşağıda çalışıyor olmamız bir yana Bu yerin tümüyle çökmesine 3 gün kalmış olması benim şansım olmalı..
We may be at each other's throats or we may be separated by 5,000 miles but we'll never be apart.
Gırtlak gırtlağa birbirimize girsek de binlerce kilometre ayrı düşsek de asla ayrılmayacağız.
We may be separated by 5,000 miles but we'll never be apart.
Binlerce kilometre ayrı düşsek de asla ayrılmayacağız.
Apart from that, I don't want you within a hundred miles of the man.
Bunun yanında, seni adamın 100 mil etrafında bile görmek istemiyorum.
They have the ability to swing from tree to tree, 50 feet apart with speeds up to 35 miles per hour.
Onun gibi bir adamın bunu anlaması olanaksızdı. Çarpıcılık.
I've got a lot of frequent flyer miles and we survived one semester apart.
Birçok sık kullanım mil puanım var, ve birbirimizden uzak bir dönemi atlatabildik.
The sole on my boot came apart after a couple hundred miles.
Botumun tabanı yüzlerce mildir yırtık.
apart 33
apartments 23
apartment 274
apart from that 81
apart from anything else 18
apart from you 38
apart from 22
miles 2190
miles an hour 504
miles per hour 260
apartments 23
apartment 274
apart from that 81
apart from anything else 18
apart from you 38
apart from 22
miles 2190
miles an hour 504
miles per hour 260
miles away 434
miles to go 28
miles wide 17
miles to the gallon 34
miles out 42
miles long 27
miles o'brien 17
miles back 19
miles per second 25
miles from here 113
miles to go 28
miles wide 17
miles to the gallon 34
miles out 42
miles long 27
miles o'brien 17
miles back 19
miles per second 25
miles from here 113