My dad traduction Turc
33,670 traduction parallèle
I want my dad to meet you.
Babamın seninle tanışmasını istiyorum.
I'm going to meet my dad.
Babamla tanışacağım.
I don't know, but would my dad do that?
Bilmiyorum ben de. Babam öyle yapacak değil ya.
I'm not sure, but there's no way my dad drew it.
Bilemiyorum ama babam çizmemiştir öyle bir şey.
He called my dad's house, and I answered it.
- Babamın ev telefonu çaldı ben de baktım.
- He's my dad's pupil.
- Babamın öğrencisi.
My dad, he was in the army, and we grew up in bases in Europe.
Babam, ordudaydı ve Avrupa'daki üslerde büyüdük.
She said it was just me and her,'cause my dad was gone.
Babam olmadığından sadece ikimizin kaldığını söylerdi.
My dad served, and I was always proud of that.
Babam da ordudaydı ve bununla gurur duyardım.
It... it's my dad's.
- Babamın.
When I was seven... my dad killed my mum in front of me.
Yedi yaşındayken babam gözümün önünde annemi öldürdü.
I'll find another way. Aaron, my dad will be dead in a week.
Aaron, bir haftaya babam ölmüş olur.
- Well, my dad says nobody really jokes.
- Babam her şakada gerçek payı vardır der.
Then Theo, then my dad.
Sonra Theo, sonra da babam.
Um, my dad was... He was a great man...
Babam muhteşem bir adamdı...
Oh, like the time my dad fired you?
Babamın sizi kovduğu zamanki gibi mi?
And my dad, who's usually the rational one, is, like, freaked out now, too. So...
Ve genelde mantıklı davranan babam da şu an ne yapacağını şaşırdı.
When I reach Goa, I have to do a beautiful shoot for my dad.
Goa'ya ulaştığım zaman, yapmam lazım Babam için güzel bir atış.
My dad used to bring me here every Sunday
Babam beni her Pazar günü buraya getirirdi.
My dad's birthday gift to me.
Babamın bana doğum günü hediyesi.
I mean, I guess on some level it's because my dad's an Olympic runner.
Yani bir de babam Olimpiyat koşucusu olduğu için sanırım.
My dad's from Cambodia.
Benim babam da kamboçyalı.
This one time this lady asked my dad if he was Vietnamese, and he went ballistic.
Bu seferde bir kadın babama "vietnamlı mısın" diye sormuş, ve babam da köpürmüş.
As far as I'm concerned, I'm just getting pointers from my dad on girls, right?
Bildiğim kadarıyla babamdan kızlar üzerinde etkili olabilecek sözler duyabilirim, değil mi?
My dad thinks that?
Babam böyle düşünüyor?
I made it home in time to say good-bye to my dad... before he passed.
Babam ölmeden önce ona veda edebilmemin... yegane sebebiydi.
If I could have one more day to sit and talk to my dad instead of that hunk of rock, I'd do anything.
Şu taş parçasıyla konuşmak yerine, babamla oturup konuşabileceğim bir günüm daha olması için,... her şeyi yapardım.
I was visiting my dad today, and he told me to give you something.
Bugün babamı ziyaret ettim,... o da benden sana bir şey vermemi istedi.
Not to my dad it isn't.
Babama göre değiliz.
My dad was a scientist and my mom fought for justice.
Babam bilim adamıydı, annem de adalet için savaşıyordu.
I couldn't even save my dad's camera.
Babamın kamerasını bile koruyamadım.
You know, watching my dad's camera get destroyed... It reminded me of something.
Babamın kamerasının mahvoluşunu izlemek bana bir şeyi hatırlattı.
My dad isn't exactly known for his open-mindedness, but he was pretty good.
Babam pek açık fikirli olarak bilinmezdi ama gayet iyi karşıladı.
You and my dad talked to Goff.
Sen ve babam Goff ile konuştunuz.
My dad would have my badge.
Babam rozetimde olurdu.
You know how long it took my dad to get off the case?
Babamın davadan kurtarmam ne kadar sürdü biliyor musun?
He was my dad's teaching assistant for years.
O yıl babamın öğretim asistandı.
My dad built it for me.
- Babam benim için yapmıştı.
Well, it doubled as my dad's office, and he was a cop, so I guess the theme was bloody homicide photos.
- Odam aynı zamanda babamın ofisiydi. O da polis olduğu için tema kanlı cinayet fotoğraflarıydı sanırım.
Whoa, I'm calling my dad, okay?
Babamı arıyorum, tamam mı?
My dad's a detective with the LAPD.
Babam LAPD'de dedektif.
No, but... take my dad's digits.
Hayır. Ama... babamın numarasını öğren.
That park on Little Neck with my dad.
Little Neck'teki küçük parkta. Babam da vardı.
Are you looking for my dad?
Babamı mı arıyordun?
- If I told the police where I saw him, then my dad would find out that my mother was having an affair.
- Eğer onu gördüğümü polise söylersem babam annemin bir ilişkisi olduğunu öğrenmiş olacaktı.
Soon as I call my sitter.
Dadımızı arar aramaz.
My dad negotiates grain contracts.
Benim babam tahıl sözleşmeleri yapıyor.
- You're not even my real dad!
- Sen benim öz babam bile değilsin!
My dad's dream.
Babamın rüyası.
My time machine got a virus that causes Dad to die again if it's ever used.
Zaman makinama, kullanmamız halinde babamı tekrar öldürecek bir virüs bulaşmış.
All right, well, let's find out who William Sharman really is. ( tires screech ) Man, that detective that called, that was just my friend's dad.
Pekala, William Sharman gerçekte kimmiş öğrenelim.
my daddy 57
my dad died 38
my dad said 28
my dad's gonna kill me 18
my dad was right 17
my dad's 22
my dad's here 22
my dad's dead 25
daddy 8904
dada 130
my dad died 38
my dad said 28
my dad's gonna kill me 18
my dad was right 17
my dad's 22
my dad's here 22
my dad's dead 25
daddy 8904
dada 130
dads 44
daddy's girl 16
daddy loves you 25
daddy issues 21
daddy's home 125
daddy's little girl 17
daddies 20
daddy's coming 27
daddy's here 81
daddy frank 21
daddy's girl 16
daddy loves you 25
daddy issues 21
daddy's home 125
daddy's little girl 17
daddies 20
daddy's coming 27
daddy's here 81
daddy frank 21