Name and address traduction Turc
601 traduction parallèle
Did you get this bird's name and address?
- Bu kuşun ismini ve adresini aldın mı?
Why didn't you just leave my name and address?
AyrıIırken adımı ve adresimi bırakmadığına şaşıyorum.
- Mind you, he was game, the gunner was. Halfway through the 10th, he run into my right hook... and forgot his name and address.
- Diyordum ki, topçu sıkı biri çıktı, 10nucu raundun ortasında sağ kroşemi yedi...
We'll be only too glad to charge it if you would be kind enough to give me your name and address.
Eğer bana adınızı ve adresinizi yazacak nezaketi gösterirseniz bunu teslim ettiğimizde ödemenizden memnuniyet duyarız.
Sit down and write the name and address.
Şuraya otur ve isimle adresi yaz.
Can you tell me the recipient's name and address?
Alıcının adı ve adresini bana verebilir misin?
It saves me the trouble of persuading you to give me his name and address.
Dostunuz Smith'in de burada olmasına sevindim. Yoksa ismini ve adresini almak için seni zorlayacaktım.
This name and address, Hodder. Is that your handwriting?
Bu isim ve adres, Hodder, sizin yazınız mı?
Let me have your name and address.
İsmini ve adresini alayım.
They gave me her name and address.
Adını ve adresini söylediler.
Get his name and address, will you, Bob?
Adını ve adresini alır mısın Bob?
State your full name and address.
Adınız ve adresiniz lütfen.
Your name and address.
Adınız ve adresiniz.
Remember, answer no questions... only your name and address.
Unutma, sorulara cevap vermeyeceksin. Sadece adını ve adresini söyle.
Remember, Karl, just your name and address.
Unutma Karl, sadece adın ve adresin.
You can give me her name and address.
Bana adını ve adresini ver.
The name and address of the pickpocket you sold to a girl tonight.
Bu gece bir kıza sattığın yankesicinin adı ve adresi.
He gave me your name and address, that's all.
Bana senin ismini ve adresini verdi, o kadar.
The accused is permitted to give his name and address, then off with his head.
Sanık ismini ve adresini verip sonra da idama mahkum edilir.
Write Sophie's married name and address... and then we'll compare notes.
Al, Sophie'nin soyadını ve adresini yaz... sonrada kağıtları değiştirelim.
What about that envelope with his name and address on it?
Peki ya üzerinde adı ve adresi olan zarf?
If you wish one of these lovely vases... just send us your name and address... together with $ 45,000 in cash.
Bu güzel vazolardan istiyorsanız adınızı ve adresinizi 45,000 $'lık nakitle birlikte bize gönderin.
So if you would like to give his fiancée my name and address -
Adımı ve adresimi nişanlısına verirseniz- -
She got his name and address. That wasn't too bad.
Adını ve adresini almış, kötü sayılmaz.
I shall require your name and address. And your husband's occupation.
İsim ve adresinizi bir de kocanızın mesleğini almalıyım.
Start with your full name and address.
Adınız, soyadınız ve adresinizle başlayın.
The only trouble is you forgot to tell them the name and address of the family.
Tek sıkıntı onlara ailenin ad ve adresini söylemeyi unutmuş olman.
See, it says, "$ 5 reward for return", and it gives our name and address.
Bak, diyor ki, "5 dolar geri ödeme ödülü", ve bizim adımızı ve adresimizi veriyor.
It's got your name and address in it.
Adınız ve adresiniz yazılı.
- What's his first name and address?
- Önadı ve adresi ne?
You get the kid's name and address.
Delikanlının adını ve adresini al.
I'll give you their name and address.
Sana adlarını ve adreslerini vereceğim.
- Name and address.
- İsim ve adres.
She - - Name and address.
- İsim ve adres.
One quick whiff of something called potassium argon and they can tell the age of the stone, where it was quarried, when it was cut and the name and address of the man who did it.
Bak baba, potasyum argon denen bir maddeyle, taşın yaşını, ne zaman çıkarıldığını, ne zaman yapıldığını yapanın adına ve adresine kadar herşeyi tespit edebiliyorlar.
Mr. Yamada, shouldn't we get his name and address while he's here?
Bay Yamada. Burdayken ismini ve adresini almamız gerekmiyor mu?
Tell me your real name and address.
Gerçek adını ve adresini söyle.
All right, let's have your name and address.
Tamam, adını soyadını ve ikametgah adresini alalım.
Insurance, name and address, so on?
Sigorta, isim ve adres falan?
- I know your name, and I know your address.
- Adını da, adresini de biliyorum.
Now, if you will just give me the name and the address of the person.
Şimdi o kişinin adını ve adresini verirseniz...
I just happened to be walking along and the sign said for rent... and it said your name and your address, so I want it.
Tabelanın yanından geçiyordum ve "kiralık" olduğu yazıyordu sizin adınız ve adresiniz vardı, ben de istiyorum.
He looked at the street name... and asked again if it was the right address.
Caddenin adına baktı doğru adres olup olmadığını tekarar sordu.
Give me your name, age and address.
Bana adını, yaşını ve adresini ver.
- I'll let you know the name and the address.
- Adı ve adresi bildiririm.
State your name, address and age.
Adınızı, adresinizi ve yaşınızı belirtin.
State your name, age and address.
Adını, yaşını ve adresini belirt.
I want your name and address.
Hiçbir şey yükleyemez.
His name, see, and the address here.
Adı ve adresi burada yazılı.
He gave an address in Ealing, which didn't exist, and a name, with which I doubt he was baptized,
Ealing'de var olmayan bir adres verdi. Verdiği isimle vaftiz olmadığından da eminim...
Name, address and phone number.
İsim, adres ve telefon numarası.