English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / No one's answering

No one's answering traduction Turc

75 traduction parallèle
no one's answering at the house.
Evde kimse cevap vermiyor.
If you stop worrying so much about finding employment, you can sit here like this without answering to a superior, at no one's beck and call.
İş bulma konusunda bu kadar kaygı duyması kesersen yetkililere cevap vermeden bu şekilde oturur kimsenin kölesi olmazsın.
No one's answering.
Cevap veren yok.
No one's answering.
Kimse cevap vermiyor.
No one knows the motive. And we have a bulletin in the Who's Answering God's Mail case.
Tanrı'nın Mektuplarını Kim Cevaplıyor davasından bir haber.
No one's answering our description of Nagi Hassan as one of the casualties.
Hassan'ın kayıplar arasında olduğuna dair bir iz yok. Orada olduğu belli değil.
If no one's answering at the house...
Kimse cevap vermiyorsa...
History's a deaf man answering questions no-one's asked.
Tarih kimsenin sormadığı soruları yanıtlayan sağır bir adam gibidir.
Dr. Greene, no one's answering the door.
Dr. Greene, kapıyı açan yok.
No one's answering their door.
Kapıyı açan yok.
No one's answering my calls, responding to my e-mails, even my letters.
Kimse telefonlarıma cevap vermiyor, maillerime karşılık vermiyor, mektuplarıma bile.
No one's answering.
Arıyorum ama kimse cevap vermiyor.
No one's answering inside.
İçerden cevap yok.
No one's answering at his home.
Kimse ev telefonunu açmıyor.
Well, either no one's home or not answering.
- Ya kimse yok ya da açmıyor. - Ne yapmalıyız?
His phone's turned off. No one's answering at home.
Telefonu kapalı ve evde kimse yok.
There are five people living in this house with me and no one's answering.
Bu evde benimle beş kişi yaşıyor ve hiçbiri cevap vermiyor.
As of five minutes ago, no one's answering the phone.
- Ama telefonu açan yok.
We got an emergency call from the penthouse 20 minutes ago, and now no one's answering.
Acil bir çağrı aldık. 20 dakika önce çatı katından aradılar, ve şimdi kimse cevap vermiyor.
- No one's answering at UCB or Stanford yet.
- UCB'den ya da Stanford'dan kimse cevap vermiyor.
No one's answering?
Cevap vermiyorlar mı?
- Comrade, no one's answering. - No answer? Is there anybody else we can call?
Dün akşamki gibi çile çekmemek için hemen evlenmeye karar verdim.
Yeah, we've got a plumber at your house, but no one's answering the door.
Evet, evinize tesisatçı yolladık, ama kapıyı açan yok.
Chief, no one's answering the door, but there's something in the backyard that we should look at.
- Amirim, kapıyı kimse açmıyor. Fakat arka bahçede bakmamız gereken bir şey var. Tamam.
Okay, well maybe not centuries, but for, like, a lot and lot of years people have been answering their phone, not knowing who it is and as far as I can tell, no one's died from that.
Belki yüzyıllardır değil ama uzun yıllardır insanlar kimin aradığını bilmeden telefonlarını cevaplıyorlardı ve bildiğim kadarıyla bu yüzden ölen kimse yok.
Jesse's not answering either phone number I have for him, and no one seems to be home at his house.
Jesse telefonunu açmıyor ve evinde kimse yok.
Well, there's gonna be a big fucking scene tomorrow, when 20 of our biggest accounts call and no one's answering the fucking phone.
Olayı sen yarın gör. En büyük 20 müşterimiz bizi arıyor ama kimse lanet telefonlara bakmıyor.
No one's answering. Everyone's left the building.
Kimse yanıt vermiyor, herkes binayı terk etmiş.
No one's answering from the control room.
Kontrol odasından cevap veren yok.
Pillar's ignoring the key questions, and the questions that he is answering, no one's asking.
Pillar hayati sorulara cevap vermiyor. Verdiği cevaplar da kimsenin sormadığı sorulara ait.
No one's answering their phones and our favorite show's about to start.
Kimse telefonunu açmıyor ama en sevdiğimiz program başlamak üzere. Peki.
Kevin's camping in the perimeter, And no one is answering their phone.
Kevin'ın kampı çemberin içinde, ve kimse telefonuna cevap vermiyor.
No one's answering.
Kimse açmıyor.
He was a no-show for one of our interviews, he's not answering his cell, and neighbors saw him leave his apartment with an overnight bag.
Görüşmemize gelmedi. Telefonunu açmıyor. Komşuları, ufak bir çantayla çıkarken görmüş.
No one's answering up front.
Kimse ön taraftan cevap vermiyor.
And Jeremy? No one's answering their phones.
İkisi de telefonuna bakmıyor.
No one's answering.
Hiçbiriniz cevap vermemişsiniz.
- No one's answering any questions.
Kimse sorulara cevap vermiyor ki. İzin verin.
No one's answering.
Kapıyı kimse açmıyor.
- No one's answering.
- Cevap vermiyorlar.
I'm calling their phones, texting, no one's answering.
Cevap veren yok.
- No one's answering.
- Kimse cevap vermiyor.
- Alexis and no one's answering their phones, and my dad always takes my phone.
- Alexis. İkisi de telefonlarını açmıyorlar. Babam ben arayınca hep açardı.
Tried reaching Mrs. Stanton by phone, but no one's answering.
Bayan Stanton'a telefonla ulaşmayı denedim ama açan olmadı.
No one's answering on their cell phones.
Kimse telefona cevap vermiyor.
So that's why no one's answering.
Bu yüzden diğer YF lerden çağrı alamıyorum.
He's not answering his cell phone, and apparently no one has seen him since May Day!
Telefonuma cevap vermiyor ve görünen o ki, imdat çağrısından beri onu gören olmamış.
Locked and no one's answering.
Kapı kilitli ve kimse cevap vermiyor.
I have been calling and texting, and no one's been answering.
Arıyorum, mesaj atıyorum, ama cevap veren yok.
And no one's answering, so Better make a public-safety check.
.. ve kimse cevap vermiyor, bu yüzden..... bir kamusal güvenlik kontrolü yapmak en iyisi.
No one's answering at the switch-board.. .. and dad forgot his phone at home.
Ofisten kimse cevap vermiyor, babam da telefonunu evde unutmuş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]