No problems traduction Turc
1,473 traduction parallèle
No problems. - Okay, then we go.
- Tamam, o zaman başlıyoruz.
When that ship sails, and there ain't no problems... then that paper gets tossed.
Geminin işi bitip gittiğinde, herhangi bir sorun yoksa bu kağıtlarda atılırdı.
You had no problems being in the shadow, letting Delia take all the heat.
Perdenin arkasında oturup bütün sorumluluğu Delia'ya bırakırken sorun yoktu.
I have no problems with my mum's being in a park with a lesbian!
Onları şeker gibi dağıtıyor!
No problems. Grandpa's room is empty and money's a bit tight right now
Sorun yok, odanın biri boş ve paraya ihtiyaç var.
- No problems?
- Sorun yok mu?
Working for Anglos now posed no problems.
Beyaz Amerikalılar için çalışmak artık mesele değildi.
"No problems in the post-mortem, I hope?"
"Öldükten sonra problem yok, Umarım?"
Made to do hard labour in 100-degree South African heat for 27 years, and did it with no problems. He got out of jail, after 27 years of torture, spent six months with his wife and said,
Bekâr olduğunuzda, dünyadaki en iyi saksoları çektirirsiniz... 8 dakika, 12 dakika, 15 dakika aralıksız devam eden.
If there're no problems, sign here.
Eğer sorun yoksa, imzalayın.
No, no problems.
Hayır, hiç bir problem yok.
I have no problems with jews, as long as they don't annoy me!
Yahudilere karşı hiçbir şeyim yok yeter ki beni sinir etmesinler!
No problems with Gramps?
Büyük babayla sorun çıkmadı mı?
We have no problems with the citizens.
Vatandaşlarla bir problemimiz yok.
We have no problems either.
Bizimde sorunumuz yok.
I should be home by tomorrow night, if there are no problems at work.
İşle ilgili sorun çıkmazsa yarın akşam evde olurum.
Right on... If we just went from the start they'll be no problems...
Pekala... baştan başlarsak sorun falan kalmayacak.
She's been out for two weeks with this chest thing... but she's had no problems cashing the checks I've been sending her.
Şu göğüs işi yüzünden iki haftadır yok ama gönderdiğim çekleri bozdurmakta hiç sorun yaşamıyor.
No problems. So whoever did it, did it last night.
Yani bunu her kim yaptıysa dün gece yapmış.
PHLOX : With your scientific background, you should have no problems.
Bilimsel temelin olduğundan sorun yaşamaman gerek.
I have no problems taking orders from you.
Senden emir almakla bir sorunum yok.
E., we have no problems.
E hiç sorunumuz yok.
- I've got no problems with being adopted.
- Evlat edinilmiş olmakla ilgili bir sorunum yok.
Then you two will live happily ever after with no problems and nothing standing in your way?
O zaman siz ikiniz sonsuza kadar mutlu olursunuz roblemsiz ve yolunuza da hiçbişey çıkmaz?
There's no other problems. everything's going like clockwork.
Başka sorun yok, herşey saat gibi işliyor.
No. Other families have these sort of problems,
- Hala taksi kullanıyor musun?
You can see that one of the problems we have here is that most people in the streets no names, and sometimes is very difficult to find people.
Sorunlarımızdan biri, çoğu sokağımızın isimsiz olması. O yüzden bazen insanları bulmak çok zor oluyor.
No heart problems.
Kalp problemim yok.
Well, you know, there are no component problems... and we have all the parts and tools we need on board.
Biliyor musunuz, parça sorunumuz yok... ve uçakta, ihtiyacımız olan parçalara ve aletlere sahibiz.
No behavioral problems, a few absences.
Geçen yıl düzgün bir "B" öğrencisiydin.
No, you're gonna go up there and tell them about my problems.
Ne var biliyor musun, seni tanıyorum. Oraya gidecek ve onlara benim sorunlarımı anlatacaksın.
Nelson Mandela spent 27 years in a South African prison, got beaten and tortured every day for 27 years, and did it with no fucking problems.
Eğer sakso çektirmeyi seviyorsanız, evlilik size göre değil demektir. 7 yıldır sakso çektirmedim ben. Ama onun yerine oral seks yaptırdım.
No, there could be problems.
Hayır, geçemezsiniz. Teşekkür ederim. Devam edin.
For revenge? No. You don't always need violence to solve problems.
Hayır, sorunları çözmek için herzaman şiddet gerekmiyor.
For solving any of his 23 problems, David Hilbert offered no prize or reward beyond the admiration of other mathematicians.
David Hilbert 23 sorusundan birini çözene diğer matematikçilerin takdiri dışında hiç bir şey vaat etmedi.
In it, he had no doubt that all his 23 problems would soon be solved and that mathematics would finally be put on unshakeable logical foundations.
Röportajda, 23 probleminin hepsinin yakında çözüleceğinin ve matematiğin sarsılmaz ve mantıksal temeller üzerine kuralacağından süphesinin olmadığını söylemişti.
There are absolutely no unsolvable problems, he declared, a belief that's been held by mathematicians since the time of the Ancient Greeks.
Antik yunan zamanından beri matematikçiler tarafından, söylenegelmiş olan çözülemeyecek soru yoktur düşüncesini bildirmiştir.
I don't know what you're up to, but this is no way to resolve problems!
Bazılarımız buranın daha iyi olduğunu düşünüyor.
Your problems, they are no more.
Sorunlarınız bitecek.
You have no more problems.
Artık hiçbir sorununuz olmayacak.
Invited? No, I was gonna say you're still the guy I want solving my problems, but, yeah... Let me talk to Dad about that invite situation.
Hayır, sorunlarımı halletmesini istediğim kişisin diyecektim, ama davetiye olayı için babamla konuşmalıyım.
No soap was the least of his problems.
Başına darbe almış ve boğulmuş.
Well, I thought about it and I realized that one of Richard's problems is that he's got no family here.
, Ben bu konuda düşünce ve ben fark Richard'ın sorunlardan biri Burada hiçbir aile var olmasıdır.
Uh, that's gonna be the least of his problems, no?
Karşılaşacağı en ufak problem bu olacaktır, yanılıyor muyum?
Problems or... difficulties or even sadness, no such thing.
Hiçbir sorun... güçlük ya da üzüntü çekmezdik.
It's no secret that you've been having financial problems.
Senin bazı maddi sorunların olduğu sır değil.
There are many problems in this world for which there is no way to answer.
Dünyada cevabı olmayan birçok soru vardır.
There's no protocol for putting a patient in a high-pressure oxygen room to treat auto-immune problems.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için hastayı yüksek basınçlı oksijen çadırına koymak nerede yazıyor?
Her history. Nonsmoker, good health, low cholesterol, no blood pressure problems.
Sigara içmezmiş, sağlıklı, kolesterolü düşük, tansiyon sorunları yok- -
Just remember : There are no such things as problems... simply opportunities for solutions.
Unutmayın ki, problem diye bir şey yoktur sadece çözümler için seçenekler vardır.
Believe me, you had no performance problems.
İnan bana performans sorunun yoktu.
problems 192
no problem 6032
no problemo 107
no pressure 309
no promises 96
no problem at all 119
no prob 43
no problem there 21
no press 50
no prints 114
no problem 6032
no problemo 107
no pressure 309
no promises 96
no problem at all 119
no prob 43
no problem there 21
no press 50
no prints 114