English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Objections

Objections traduction Turc

869 traduction parallèle
And now, if you've no serious objections, pal, Let's get going.
Şimdi, bir itirazın yoksa dostum ufaktan hareketlenelim.
If you have no objections.
Eğer bir itirazın yoksa.
She found out Dad withdrew his objections.
Babasının onu affettiğini öğrenmiş.
If there are no further objections, select your pistol.
Bir itirazı olan yoksa, seçin silahınızı.
Madge, have you any objections if I scare your husband... so that he'll never look at another woman?
Madge, itirazın var mı? Kocanı öyle bir korkutacağım ki bir daha hiçbir kadına bakmayacak.
- Any objections?
- Ben sebze işini yönetirken onu uzak tut. - İtirazın mı var?
- Any objections?
- İtirazın var mı?
If counsel's ears were as quick as his objections he'd know I said attempted lynching.
Avukat dinleseydi teşebbüs dediğimi duyardı.
Any objections, gentlemen?
İtirazı olan var mı beyler?
No, no objections at all.
Hayır, tabii ki itirazımız yok.
Any objections?
Eğer bir sakıncası yoksa.
Any more objections to the new tax from our Saxon friends?
Yeni vergiye Sakson dostlarımızdan başka itiraz geldi mi?
Objections, Your Highness?
İtiraz mı Majeste?
-... there won't be any objections.
- hiçbir itiraz olmamalı.
No objections to that, I hope?
İtirazın yoktur umarım?
Then you go after her and meet her despite your own father's objections
Senin baban karşı çıkmasına rağmen gidip onunla görüşüyorsun.
Have you any objections to being seen out with your husband?
Dışarıda kocanla birlikte görünmeye bir itirazın olur mu?
But I can go right back to Paris if there are any objections.
Ama itirazınız yoksa hemen Paris'e döneceğim.
Any objections?
İtirazın mı var?
Yeah, I got objections.
Evet, itirazım var.
Any objections?
İtirazınız var mı?
No objections to my staying with her are there?
Onunla kalmamın sakıncası yok değil mi?
I don't know whether you noticed, but, uh... If you have no objections, it was... It was my intention to, uh, ask Miss Harrington...
Fark ettiniz mi, bilmiyorum ama eğer sizce bir sakıncası yoksa..... benim niyetim, Bayan Harrington'a..... yani kızınıza... evlenme teklif etmek.
Yes, if you haven't any objections.
Evet, eğer itirazınız yoksa.
I thought maybe you might have some conscientious objections to it.
Düşündüm de belki vicdani itirazların olabilir.
- You have no objections to the 2nd.
- 2. alaya itirazınız yoktur.
Any objections?
Herhangi bir itiraz
But that's a lot of objections for so very little.
Ama pek azı için çok sayıda itiraz demek.
If you've got no objections, Mr Davies, I'd like to read Martin's letter now.
Bay Davies, bir itirazınız yoksa Martin'in mektubunu şimdi okumak istiyorum.
- Any objections?
- Bir itirazınız mı var?
Any objections Doctor Merrivale?
Bir itirazınız var mı, Doktor Merrivale?
- Got any objections?
- İtirazınız mı var?
- Any objections?
- Bir itirazın mı var?
No. No objections.
Hayır, hiçbir itirazım yok.
Upon mature consideration, my objections seem petty... compared with your generous gesture.
Bir hayli düşündükten sonra, itirazlarımın... cömert davranışınız karşısında oldukça önemsiz göründüğünü anladım.
If you mean permanent, I got plenty of objections... but if it's temporary, that's different... providing, of course, they guarantee to give him a good education and such.
Kalıcı olarak kalmasına bir sürü itirazım var. Ama onu geçici olarak alırlarsa, o başka. Tabii mahkeme onun iyi bir eğitim göreceği garantisini verirse.
- Any objections to answering? - No.
- Yanıtlamaya bir itirazın mı var?
No objections.
- Hayır. Yok.
If you got any objections, I'll hear'em now.
Bir itirazın varsa şimdi duysam iyi olur.
I guess we have enough information to take your word for it... unless there are any objections.
Gerek yok. Sanırım sözünüze güvenecek kadar yeterli bilgiye sahibiz. Tabii itirazı olan yoksa.
You ain't got no objections to bein'rich, have you?
Senin zengin olmaya itirazın yok, değil mi?
She waited to see if you had any objections.
Bir itirazın olup olmadığını sordu.
But Harvey has overcome not only time and space, but any objections.
Harvey sadece zaman ve mekanı aşmakla kalmayıp tüm engelleri aştı.
That is, if you don't have any objections.
Yani, herhangi bir itirazın yoksa.
Any objections?
İtiraz var mı?
[Hare] ♪ If there are no objections, let it be unanimous
İtiraz yoksa oy birliği ile kabul edilsin.
If there are no objections, please start the drawing.
Eğer kimsenin itirazı yoksa, lütfen numaraları çekmeye başlayın.
Uh, any objections?
Bir itirazın mı var?
- Then I have no objections.
- O halde itirazım yok.
No objections.
İtirazım yok.
Any more objections?
Bu durumda, ben balık avlamayacağım. Başka itiraz var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]