One date traduction Turc
1,045 traduction parallèle
One date- - come on, please?
Bir randevu. Lütfen. Ne olacak?
She can't expect us to trail and follow one couple on one date and know everything.
Bir çiftin bir randevusunu izleyerek her şeyi öğrenmemizi bekleyemez.
You only had one date.
Sen de daha bir kere çıktın.
After one date you try and improvise on a machine?
Sadece bir buluşmadan sonra bir makineden mi özür diledin?
Just that one date? Yeah.
Tek bir kez mi çıkmıştık.
Oh, so anyway. We go out on one date, and he asks me out for a second and then out of nowhere he calls me, cancels the date and says he doesn't wanna see me again.
Neyse, bir kere yemeğe çıkmıştık sonra bir ikincisine davet etti sonra durduk yere beni aradı, buluşmayı iptal etti ve beni tekrar görmek istemediğini söyledi.
We had one date two months ago.
İki ay önce bir kere çıktık.
One date I brought to a halt with, "Is that a beard..."
Bir meydan okumayla, yavaşladım.
Just one date.
Bir kerecik.
- We went on one date.
- Bir kere çıktık.
- We went out on one date.
- Bir kez çıktık.
You only had one camera crew on that date rape piece, right?
O tecavüz haberinde sadece bir kamera vardı, değil mi?
Since it's our last official date, I thought we could check out one of my favorite places.
En sevdiğim yere gideceğiz.
It is tomorrow's date, one hundred years ago!
Bu yüzyıl önce yarının tarihi!
What will you do when she's out on a date with one of her boyfriends?
Erkek arkadaşlarından biriyle buluşmaya gidersene yapıcaksın?
You know, you're not the only one with a date tonight.
Bu gece randevusu olan tek kişi sen değilsin.
If they do not specify a time or date, nothing would be easier for them to wait their chance, carry off the child in a motor one day when he is out with his nurse.
Eğer günü ve saati söylemeselerdi bakıcısıyla dışarı çıktığı bir gün, çocuğu bir motosiklete atıp kaçırmak kadar kolay bir şey olamazdı.
I even put an "over one million served" sign on the wall by your bed.
Bak, The Predator, Dirty Harry, Judy's Huge Date?
Oh! Are you a Laker? I used to date one.
Ya, siz Laker mısınız?
Number one, they always set a date for the execution, and they always postpone it.
Birinci kural şudur : Onlar her zaman idam için bir tarih belirlerler. Ve her zaman bunu ertelerler.
I never lost a husband yet, but I got a golf date at one o'clock.
Bugüne kadar hiçbir koca kaybetmedim ama saat birde golf randevum var.
My dad say's there's no way to date this one.
Babam bunun tarihini bilmemize imkân olmadığını söyledi.
No one I've met since my divorce stuck around for a second date.
Boşandığımdan beri hayatıma sokabildiğim ilk kadın bu.
And, um, it was this totally awful experience, um... And that was... that was my first date. I never did another one until a year later.
Ve, şey, bu tamamıyla felaket deneyim... yaşadığım ilk ilişkiydi.Bir yıl süreyle kimseyle bir ilişkiye giremedim.
One more date, we would've had a Greek tragedy on our hands.
Bir kez daha çıksaydık, facia olacakmış.
Not one, I did not reveal your date of return
Bir tane bile yok. Dönüş tarihini bildirmedim.
We're trying to get you a quick court date. One month, two months tops.
Hemen mahkeme tarihi alırız.
Did you ever notice, sometimes when you're walking with your arm around your date, one of you has to change the way you're walking?
Bazen kız arkadaşınızla birlikte yürürken birinizin yürüyüş şeklini değiştirmesi gerektiğini düşündüğünüz oldu mu?
Well, this time I promise a much more exciting date than our last one.
Öyleyse geçen seferkinden daha heyecanlı bir randevunun sözünü verebilirim.
Hey, Bud, you know, if you had one more arm you would have a date for every night of the week.
Baksana Bud, bir kolun daha olsa haftanın her akşamı için bir flörtün olmuş olacak.
I almost made a date with one.
Bir tanesi ile neredeyse çıkıyordum.
Marketing wants to up the publishing date.
Kitabın basım tarihini öne almak istiyorlar.
We are moving up the pub date on the Dean book.
Dean'in yayın tarihini öne alıyoruz.
So which one's your date... Grumpy or Doc?
Evet, hangisiyle çıkıyorsun?
And next week, after her dream date she'll have the opportunity to go to Bermuda with one of our three nerds or our very own Rodrigo.
Ve bir daha ki hafta, rüyalarındaki randevudan sonra Bermuda'ya gitme şansını elde edecek. Üç asosyalimizden biriyle veya bizim Rodrigo'muzla.
- Uh-oh. And here it shows all these girls talking about how one of their friends... got a date with Skutch and how envious they all are.
Burada da kızların, arkadaşlarından birinin nasıl Skutch'la çıkmaya başladığını konuştuklarını ve özendiklerini görüyoruz.
At least I've never tried to date one of my plastic toys.
En azından ben plastik oyuncaklarımdan biriyle çıkmaya kalkmadım.
But, by the time I left, I had all of his latinum and a date with one of his dabo girls so I thought I might try my luck again.
Fakat ayrılıncaya kadar bütün latinyumunu almış ve dabo kızlarından biriyle çıkmıştım. Bu yüzden şansımı bir kez daha deneyeyim dedim.
This one with mustard. Now give me $ 3 50 bucks... or you're gonna be a mess for your date.
Şimdi, bana $ 350 ver bütün buluşmayı mahvet.
"Give me a year, and I'll be taken to college court for date-raping one of these two girls."
"Bana bir yıl ver, ve bu iki kızdan birine... dost tecavüzünden üniversite mahkemesine gideyim."
I don't know what you mean. - Anyway, I only date one guy at a time.
- Yine de bir seferde yalnız bir kişiyle çıkarım.
First date sex, one-night stand...
İlk randevu seks, bir gecelik ilişki.
- I used to date one of their O.R. Techs.
- Ameliyathane teknisyeniyle çıkardım.
Well, I know one thing. I'm never going to set him up on a date again.
Bir daha asla ona kız arkadaş ayarlamayacağım.
I'll tell you one thing, after the run I've had lately, I pity the next man I date. I'll probably rip him to shreds.
Doğrusu bu son olaylardan sonra, çıkacağım sıradaki adama acıyorum.
Well, one possibility is, go on a date with her.
Tek imkânı, onunla çıkman.
Maureen and I are here on a date. I know you might think this is one of those wildly embarrassing moments where I'm standing here with egg on my face.
Burada mosmor olmamın çok utanç verici bir durum olduğunu düşünüyorsunuzdur.
You're not the only one with a date.
Birisiyle çıkmıyorsun.
You can't date one without the other.
Biri olmadan diğeri yok.
It's a one-on-one kinda date thing.
Bu birebir randevu gibi. - Kimle?
The new forms have the wrong date or something. Ninety-one or ninety-two.
Yeni formlarda yanlış tarih varmış.
date 423
dates 147
dateline 28
dated 37
date night 47
date of birth 94
one day at a time 90
one day 2293
one day soon 34
one day more 18
dates 147
dateline 28
dated 37
date night 47
date of birth 94
one day at a time 90
one day 2293
one day soon 34
one day more 18