One for the road traduction Turc
267 traduction parallèle
- Tell you what, have one for the road.
Bana kimse yardım edemez. Ne diyeceğim..
May I have one for the road?
Bir tane hatırlamak için alabilir miyim?
- One for the road, Captain?
Haydi Yüzbaşı bir içki daha.
COME ON, TIM, GIVE US ONE FOR THE ROAD.
Hadi Tim, yol için bize bir içki ver.
Would you care for "one for the road"?
Gitmeden önce son bir içki?
Give me a drink, one for the road.
Bana bir içki ver, bir tane de yolluk.
I think I'll have one for the road.
Çıkmadan bir kadeh içsem iyi olur.
He's over on the other side getting one for the road.
Yolculuk için bir şeyler alıyordur.
"One for the road"?
"Yolcu yolunda gerek" mi?
It is called, "One For The Road."
Adı, "Tek Kişilik Yolculuk."
How about one for the road?
Tek kişilik yolculuk nasıl olur?
One for the road.
Tek kişilik yolculuk.
I had one for the road.
Yol için saklamıştım.
I'll go and mix one for the road, wait for Aunt Bea to arrive.
Bea teyzenin gelmesini beklerken yol için bir şeyler hazırlayayım.
One for the road.
Yol için bir tane.
C'mon, one for the road!
Haydi bir tane daha!
Just one for the road, huh?
Sadece yol için, hah?
What about one for the road?
Gitmeden önce son bir defaya ne dersiniz?
Let's have one for the road.
Bir tane de yola içelim.
One for the road.
Yolculuk için.
Just one for the road?
Yol için sadece bir tane mi var?
- One for the road, eh?
- Bir tane yolluk atalım.
One for the road?
Bir tane daha?
Coach, how about one for the road?
- Koç, yol için de bir tane alayım. - Tabii.
How they say, one for the road?
Nasıl derler yolluk olarak?
oh, i felt so good i figured... one for the road.
Oh, kendimi çok iyi hissettiğimi farketttim.. Yol için bir tane.
One for the road, Dex?
Gitmeden bir tane daha içmek ister misin Dex?
One for the road.
Gitmeden önce bir içki içmek ister misin?
One for the road.
Son bir kadeh.
Give me one for the road.
Bana bi tane yolluk ver.
Give me one for the road.
Yol için, bi tane.
- Here's one for the road, dude.
- İşte bir tane de yol için züppe.
One for the road.
Son bir tane daha.
We should be making tracks. One for the road.
Yollar için patikalar... döşüyor olmalıydık.
Give me one for the road.
Bana bir tane daha ver.
- Can I get one for the road there?
Bir tane daha alabilir miyim?
He's for the road. There's only one road for him, whichever way he goes.
Bu adamın gideceği tek yer öbür taraf.
Just one more for the road.
Son bir tane daha içelim.
Meche, pour me another one, for the road.
Meche, bir daha doldursana, yolda içerim.
And one more for the road
# Bir kadeh de yol için
One more for the road.
Yol için bir tane daha.
One more for the road.
Bir tane daha. Yol için.
I know the feeling. One for the road.
Yol yorgunluğunu bilirim.
- One more for the road?
- Yol için bir tane daha?
Here's one for the road.
Yol için.
One for the road.
Bir tane susuzluk, bir tane de keyif için, tamam mı?
For this road, in one day of Summer of 1944, the soldiers had arrived.
1944 yılının bir yaz günü askerler bu yoldan çıkageldiler.
One day on the road, two men took me for him
Bir gün yolda iki adam onun olduğumu sanarak beni aldı.
- And one more for the road - Very, very sorry.
Çok üzgünüm.
You better give me one more for the road and then I'm... I'm off to buy presents.
Bana bir tane de yolluk versen iyi olur, sonra gidip hediye alacağım.
Eh, what the hell. One more for the road.
Herneyse, bir tek daha atalım.