English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / One for me

One for me traduction Turc

8,193 traduction parallèle
You'll have a fresh one for me tomorrow?
Benim için yarına taze bir tane ayarlar mısın?
I'll do you a favor if you do one for me.
Eğer sen bana bir iyilik yaparsan ben de sana yaparım.
One for me?
Bana yok mu?
And one for me.
Bu da benim için.
Have one for me.
Benim yerime de iç.
And come one day, I will set out for New York to seek an apprenticeship to a barrister. And even if it takes me a year of going there and back,
Hem bir gün gelecek bir avukatın yanında çıraklık aramak için New York yollarına düşeceğim ve oraya gidip geri dönmem bir senemi alsa bile bu işi muhakkak başaracağım.
The last murdering savage who had that job went rogue on me, so I need a new one. Someone who can bridle these men and ready them for a special mission I'm planning.
Vahşice işlenen cinayetten sonra iş bana kaldı bu yüzden bu adamları dizginleyip planladığım özel görev için onları hazırlayacak yeni birine ihtiyacım var.
Can't you be serious with me for one goddamn second?
Kahrolası bir saniye için ciddi olamaz mısın?
I hoped more than anything I've ever wanted... that one day she might feel that way for me.
Sadece tek bir şeyi umdum belki bir gün benim için aynı şekilde hissetmesini.
One day, the Devil came to God and said, "Let's make a bet between you and me for the soul of a man."
Şeytan bir gün Tanrı'ya gelip demiş ki, "Bir insanın ruhuna iddiaya girelim."
A pint for me, one for my friend here as well.
Bana bir 50'lik ver, bir tane de arkadaşıma.
But were it not for me and my mention of this city's potential for home and hearth, not a one of you would have had the vision to come here, let alone the cojones to travail such a fraught and punishing pilgrimage.
Ama ben size bu şehrin potansiyel bir yuva ve sığınak olduğunu söylemeseydim hiçbirinizde buraya gelecek vizyon yoktu. Böylesine endişe verici ve yorucu bir kutsal yolculuğa çıkacak hayalarınızın olmaması da şöyle dursun tabii.
being one of the only women on the force and with the chief constantly breathing it doesn't always feel like an option for me to ask for help.
Bilirsin, tek başıma kolyeyi korumayı beceremedim. Şefin gözüne girmek istiyordum. Bu yüzden bu durumu tek başıma düzeltmem gerekiyordu.
You can't dock me for that one.
Bunun için puan kıramazsın.
So you're saying you wouldn't leave me for the chance to be one of the first humans to colonize another planet?
Başka bir gezegende koloni kuracak ilk insanlardan biri olma ihtimalim olsa da beni bırakmayacağını mı söylüyorsun?
Mmm. If I was at a train station and one train could take me to my current job and the other train could take me to an audition for a movie, which train should I get on?
Bir tren garında olsam ve bir tren beni şu anki işime götürürken diğeri beni film seçmelerine götürse hangi trene binmem gerekir?
Munni... will you do one thing for me?
Munni, bir görevin var.
No-one speaks for me, Captain Farquhar.
- Sevgilim yok Yüzbaşı Farquhar.
That's the one thing you can fucking do for me!
Benim için yapabileceğin tek şey bu!
If I thought for one second you could cure me, believe me, I'd jump at the chance.
Beni iyileştirebileceğinize bir saniye inanabilsem inanın bana size koşa koşa gelirim.
- No-one's done anything like this for me before.
- Şimdiye kadar hiçkimse bana böyle bir şey yapmadı.
And I'm gonna buy one for the strange man behind me who I've never met.
Bir tane de arkamdaki tanımadığım adama ısmarlayacağım.
Can you do that one thing for me?
En azından bunu yapabilir misin?
To have you ruin yourself for me was shame enough, but... Another one with no father to give him a name?
Kendini benim için mahvetmiş olman yeterince utanç verici zaten ama isim vercek bir babası olmayan başka bir bebek de neyin nesi?
You want me to get? one of the little children to carry it for you?
Çocuklardan birini çağırayım da taşısın mı?
Will you just excuse me for one second?
Bana bir saniye izin verir misiniz?
The bitch hasn't even paid me for the last one.
O sürtük zaten son seferin de parasını vermedi.
Well, there's only one thing left for me to do.
Bana yapacak tek bir şey bıraktınız.
Sign me up for the first one.
Ben ilkinden alayım.
One will be very dangerous for me.
Biri kendim için tehlikeli.
You couldn't leave me alone for just one day?
Sadece birgün için bana izin verediniz mi?
Call me a coward one more time, mate, see how that fucking works out for you!
Bana bir daha korkak dersen o lafı bi'tarafına sokarım!
- Will you excuse me just... just for one second? You're experiencing something that is the optimum in tennis. - How are you dealing with the pressure?
Kazan...
Wow, man! For Armstrong that would be one small step, but for me it's gonna be...
Armstrong için küçük bir adım olmuş olabilir, ama benim için...
- There is one thing that you can do for me.
- Benim için yapabileceğin bir şey var.
You want me at this orgy because I'm gay, and that will force one of the other non-gay men to sleep with me, which will make more women available for you?
Ben eşcinselim diye gruba katılmamı istiyorsun. Ve diğer normal erkekler benimle yatması, sana düşecek kadın... sayısını artıracak, değil mi?
I want you to buy me a big, nice one with a view like yours for me and the children.
Çocuklar ve benim için büyük, güzel seninki gibi manzaralı bir ev almanı istiyorum.
Each and every one of you uptown ladies came to me for the fix.
Sosyetik muhitin kadınları olarak hepiniz.. .. sorununuzu çözmemiz için bana geldiniz.
I've been living here for years, you show up out of the blue trying to kick me out because of one of your famous whims?
Yıllardır burada yaşıyorum ama birden ortaya çıkıp geçici heveslerin yüzünden beni buradan atmaya çalışıyorsun.
- You do this one thing for me -
- Benim için bir şey yapar mısın?
That woman, the one who's looking for me, who is she?
- Beni arayan şu kadın, kimdi o?
One shiny new visitor's permit for me!
Ve parlak bir ziyaretçi izni kazandım.
Children, close your work and listen to me for one minute.
Çocuklar, işinizi bırakın ve beni bir dakika dinleyin.
Give it to me for one-third retail.
Bana satış fiyatının üçte birine ayarla bunu.
My little one's waiting for me at home, and he gets anxious if I'm gone too long.
Benim ufaklık beni evde bekliyor eğer çok uzun süre kalırsam sinirleniyor.
And you know Russ, always the follower, which leaves me as the only one to fight for Matt they convinced Russ that Matt should be buried in Oakland, of all places.
Russ'ı bilirsin, her zaman takipçidir, Matt için mücadelede beni yalnız bırakıyor. Bu kadar yer içerisinde
Uh, excuse me for one second.
Bir saniye müsaade edin.
Girl, for all your whining and complaining about your boyfriend and your medals, have you ever thought to ask me one question about myself?
Kızıp sürekli sızlanıp söyleniyorsun. Erkek arkadaşın ve madalyaların konusunda. Hiç bana kendimle ilgili bir soru sormak aklına geldi mi?
Ed and I put away one-third every week, minus the occasional... so $ 200, and you gave me $ 500 for the course, so that's 2 and half months'savings, your money, for you to spend as you please.
Ed'le her hafta üçte birini ayırıyoruz. O haftalık masrafları... Yani 200.
You're the one who used me. For a thousand years.
Beni bin yıl boyunca kullanan sendin.
Ungrateful child, you will thank me for this in one century or the next.
Hayırsız evlat. Bana bunun için bu yüzyıl olmasa da önümüzdekinde teşekkür edeceksin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]