Over time traduction Turc
7,206 traduction parallèle
It evolved over time.
Zamanla amacımız değişti.
Over time, it starts to...
Zamanla, ruhuna...
But over time, the fun did wane.
Ama zamanla işin eğlencesi kaçtı.
I have no control over time anymore, but this... This will live on.
Artık zaman benim kontrolümde değil, ama bu yaşamaya devam edecek.
I was fumbling, but over time it seemed to be working.
El yordamıyla ilerliyordum, ama zamanla işe yaradığını gördüm.
But it takes a smaller force to decelerate the egg's momentum over time.
Ama uzun sürede yumurtanın ivmesini az kuvvetle sıfırlıyor.
Right, how stem cells specialize over time to create various tissues in the body.
- Evet kök hücrelerin zamanla vücutta başka dokular oluşturmak için kendilerini değiştirmesi gibi.
You'll have time to think it over.
Düşünecek zamanın olacak.
This gives me the time to sneak over to the North Tower and check the rigging.
Bu, kuzey kulesine sızıp teçhizatı kontrol etmem için vakit verecek bana.
But I must admit, by this time, I was very worried the coup was over already.
Ama itiraf etmeliyim o an darbemin sonlandığını düşünmüştüm.
I had your prescription transferred over to the local pharmacy, so let me know when it's time for a refill.
Kaydını burdaki eczaneye geçirdim. Yani, yenilenmesi gerektiğinde söyle.
Time for me to start things over.
Bir şeylere yeniden başlamanın zamanı.
Lunch is going to be over by the time she gets here.
O buraya gelemeden yemek saati bitmiş olacak.
I'm responsible for dancing to the best of my ability, for keeping my weight a few pounds over malnourished, for showing up to rehearsals on time.
Yeteneğimle en iyi şekilde dans etmekten kilomu eksik beslenmenin biraz üstünde tutmaktan provalara zamanında gelmekten sorumluyum.
This time's over.
Gitme vakti geldi.
For what seemed like the first time, a hush came over Gallipoli.
Görünüşe göre Gelibolu'ya ilk defa sükunet gelmişti.
He likes to take in a performance every time he comes over.
Buraya her gelişinde bir gösteri izlemekten hoşlanıyor.
Well, the wall applies a bigger stopping force over a shorter time.
Duvara çarptığında hızı engelleniyor.
Your grieving time's over.
Matem sona erdi.
Every time I thought it was over, I would hear another scream. Ugh...
Ne zaman bittiğini sansam bir çığlık daha duyuyordum.
I want them boiling over by the time I return.
Ben döndüğümde öfkeden kudurmuş olsunlar.
Johnny, please, you don't have to apologize, and you really don't have to hit me over the head with this sort of thing, I get it, you need your little family time and all that, I'm sure.
Johnny, lütfen, özür dilemek zorunda değilsin, ve gerçekten kafama vurmana gerek yok, bu şekil bir şeyle, anladım, Küçük aile zamanı ve bu tür şeyler gerekli size, eminim.
It's time you understood, Sister Amin, that the times when people like you could demand things from us are over.
Sizin gibilerin bizim gibi insanlardan bir şeyler istediği dönem artık sona erdi Amin kardeş.
But now I'm going to go for real this time, and smell the red roses when I'm living my life all over again.
Ama bu sefer gerçekten yapacağım... kırmızı gülleri koklayacağım hayatımı tekrar yaşadığımda....
Play time is over, kid.
- Oyun zamanı bitti, velet.
Play time, is over, Zeus.
Oyun vakti bitti, Zeus.
The next time you pull some shit like you did today, I'm gonna have BIA crawling all over your ass.
Bugünkü gibi bir şey yaparsan bir daha BIA'i peşine takarım.
Tonight, for the first time ever, streaming live in 4K resolution over the Internet,
Bu gece ilk defa internet üzerinden 4K çözünürlükte yayın yapıyoruz.
Father, Mrs. Tyler says it's time to turn the room over for dinner.
Baba, Bayan Tyler odayı yemek için hazırlamanın vakti geldiğini söyledi.
Every time I go over there, she's, like, walking around in panties...
Ne zaman yanına gitsem, kız böyle donuyla falan dolanıyor evde.
You're gonna be boiling. By the time we actually got the divorce itself, it was over, so...
Bu arada biz gerçekten boşandık yani bitti bu yüzden...
We don't mind paying people, but it seems ridiculous to rent two floors of the Time Life Building when we have plenty of space over here.
- Sebep? İnsanlara ödeme yapmamız sorun değil ancak burada bir sürü yerimiz varken Time Life Binası'ndaki iki kata kira ödememiz tam bir saçmalık.
You do this, like, every time you come over here.
Buraya her gelişinde bunu yapıyorsun.
I'm sure you need some time to mull it over but I think it makes sense.
Eminim üzerinde kafa yormak için zamana ihtiyacın olur ama bana göre gayet mantıklı.
over for a long time, so... a playground is better than a cemetery.
Içinde uzun bir süre için, yani. Bir oyun mezarlık daha iyidir.
Our time is over.
Bizim zamanımız geçti artık.
And at the time, he owned over 800 homes and fincas, surrounded by dozens of sicarios willing to die for him.
O zamanlar etrafı onun için ölmeye hazır düzinelerce adamla dolu 800'e yakın ev ve çiftliği vardı.
And at that time, you will be able to turn yourself over to the authorities.
O zaman yetkililere teslim olursun.
For the time being, Carrillo's war was over.
Şimdilik Carrillo'nun savaşı bitmişti.
I've been fighting this lung cancer for a year, and when I was taking some time off, this son of a bitch goes on excursion all over my body.
Akciğer kanseriyle bir yıl savaştım biraz dinleneyim derken musibet vücudumun her yerini sardı.
Time to turn it back over to the locals?
Yerel polislere bırakma zamanı mı?
'Cause a person with the initials A.P.J. has all the high scores on that machine over there - - something to pass the time on those quiet nights.
Çünkü baş harfleri A.P.J. olan biri makinadaki bütün yüksek rekorları almış.
It'll take time for us to get over this, but we will.
Bunun üstesinden gelmemiz zaman alacaktır ama başaracağız.
Investors over people Every time for the governor!
Vali için yatırımcılar daima insan ötesi!
I'll take that bet at any odds, for any amount of money, over any length of time stretching from now into infinity.
Bu bahse neyine dersen de varım. Parasına da çeneni sonsuza dek kapamana da.
My time in government work was over.
Devlette çalışma dönemi benim için sona erdi.
So, by the time this show is over, I will find who stole it, and they will pay the ultimate price.
Program bitmeden çalanı bulacağım ve en ağır cezayı ödeteceğim.
Before the night is over, we will seal them away for all time.
Gece bitmeden, onların işini bitireceğiz.
We could start over and get it right this time.
Baştan başlayabilir ve bu sefer bunu düzeltebiliriz.
You know, how they weren't native to America and then that guy Eugene brought them over,'cause he wanted it to be like Shakespeare's time.
Amerika'ya özgü değillermiş de Eugen denen bir eleman ortam Shakespeare zamanı gibi olsun diye getirmiş.
There's lots of fighting over the channel, so each group gets their time.
Kanalda bir sürü dövüş maçı oluyor böylece her grubun zamanı oluyor.
time 2517
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
times 1964
timer 243
timers 88
times square 22
time to die 52
time to go home 94
time flies 78
time to wake up 54
time is running out 68
time is money 74
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
time is of the essence 71
time to go 627
time is up 41
time travel 83
time to sleep 29
times are tough 45
time's up 595
time to eat 55
time is 18
times are changing 28
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18
time will tell 62
times a week 28
times in a row 26
times before 18
time for bed 134
times change 49
times a day 121
times over 33
times three 18