Pack it up traduction Turc
511 traduction parallèle
Yes, pack it up quickly, don't give me time to think.
Hemen paketleyin ve düşünmeme fırsat vermeyin.
Let's pack it up.
Hadi toparlanın, gidiyoruz.
Pack it up, we're pulling back.
Toplanın, geri çekiliyoruz.
Let's pack it up.
Toparlanalım.
- Pack it up now, Bert, I'm mashing tea.
- Onları kaldır Bert, çayı getiriyorum.
Pack it up!
Yetmedi mi be!
Let's pack it up then!
Hadi toparlanalım!
Pack it up, let's move.
Hazırlanın, haydi kıpırdayalım.
Pack it up. Pack it up!
Dikkat et, dikkat et.
MacKenzie, pack it up, move it!
MacKenzie! Çabuk, gidelim burdan!
To survive in this life you need dough pack it up, honey, don't make my cry
Hayatta kalabilmen için paraya ihtiyacın vardır. Toparlan bakalım tatlım, beni ağlatma sakın.
I can't finish all this food pack it up
Bunların hepsini yiyemeyeceğim Al bunları
Let's pack it up and get out of here.
Toplanıp gidelim buradan.
Pack it up and beat it!
Topla eşyaları ve defol git.
All right, pack it up.
Pekâlâ, paketleyin bunu.
Pack it up.
- Toparlayın.
Pack it up?
Toparlanalım mı?
Pack it up and come have lunch.
Toplanıp gelin öğle yemeği var.
Why don't you pack it up and come back tomorrow?
Sen en iyisi yarın gel buraya.
Just pack it up.
Eşyalarını topla ve git.
- Well, let's pack it up and go.
- Tamam, hadi paketleyip gidelim.
Pack it up.
Sana bir şey söyleyeyim.
- Pack it up, gentlemen.
- Toparlanın baylar.
Pack it up.
Topla eşyalarını ve git.
Let's call it quits and pack up and leave.
Bırakalım, toparlanalım ve gidelim.
If it freezes, I'll pack your supplies up.
Orasını merak etmeyin. Donarsa malzemelerinizi arabayla gönderirim.
Seems a lot of trouble to go to, writing a pack of lies and asking someone to burn it up.
Bir sürü yalan yazmak ve sonra onu yakmayı istemek fazla zahmetli görünüyor.
I've got more than a year's work tied up in me... and I've no mind to lose it for some tired horses and a pack of furs.
Kendi canim daha çok emek gerektirdi... ve birkaç yorgun at ve bir bohça kürk için onu kaybedecek degilim.
I wouldn't mind it too much if you wanted to pack up and go back home for a spell.
Eşyalarını toplayıp bir süreliğine eve gitsen bence iyi olabilir.
I think it's about time we all pack up and leave, Ike.
Bence bizim de gitmemizin zamani geldi lke.
Now, Miss Durant, whether you like it or not, we have to pack up and leave.
Bayan Durant, hoşunuza gitsin ya da gitmesin derhal toparlanıp buradan ayrılmamız gerekiyor.
There, that's the Great Seal of England, don't lose it, without the seal, there's no more England and we'll all have to pack up and go back to Normandy.
İşte, İngiltere'nin büyük mührü, kaybetme, bu mühür olmaksızın İngiltere ülkesi olmaz. Ve bizler de pılımızı pırtımızı toplayıp
Well, it set me back a few years, but at least there's a new pack of coyotes yapping up in the hills, and my boy said he saw a deer and a fox.
Birkaç yıl öncesine göre iyi. Tepelerde yeni çakal sürüsü var. Oğlum, bir geyik ve bir tilki gördüğünü söyledi.
What gives you the damn right to keep our cigarettes piled up on your desk... and to squeeze out a pack only when you feel like it, huh?
Kahretsin, siz hangi hakla sigaralarımızı masanızın üstüne yığıp yalnız canınız isteyince bize zar zor bir paket verebiliyorsunuz ha?
A few more days ain't gonna hurt me, but you get yourself stove up, you might as well pack it in.
Birkaç gün daha dayanırsın ama sonra yaralanırsın.
Julie, uh, pack up some chow for mr. Atkinson. It's all taken care of, j.w.
Julie, Bay Atkinson için tütün alır mısın?
What if he hooked it up to a battery pack, and he just carried it with him?
Ya pilini takıp yanında taşıdıysa?
Would it be on the moon, I'd pack up my bundle right away!
Ay'da yaşayacak olsam bavulumu hemen toplardım.
Pick it up yourself, wack pack
Kendin al, pislik torbası
And when a magician can no longer create, it ´ s time for him, as they say in the business, to pack up and leave quietly.
Ve bir sihirbaz artık üretemiyorsa onun için, ticarette dedikleri gibi toplanıp gitme vaktidir.
It's time to pack up the missus and light out of here.
Çoluğu çocuğu toplayıp buradan hemen gitmek lazım.
That's it. Go ahead. Pack up your things.
Haydi eşyanı topla ve de hiçbir şey unutma.
I just say that it's a lot quicker for four hands to pack up two million dollars than two.
2 Milyon $ taşımanın 4 elle daha çabuk olacağını düşündüğümü söyleyeceğim. - Tamam mı.
It wasn't easy for you to pack up and come to America.
Senin için, çantanı toplayıp Amerika'ya gelmek kolay olmadı.
Come on. Let's pack up and get out of here before it gets dark.
Hadi, toplanalım ve hava kararmadan burdan gidelim.
Pack up box 22 and call it a day.
Kutu 22 yi yükleyip günü bitirelim.
* what's the use of worrying * * it never was worthwhile * * so pack up your troubles in... * what?
Şimdi farkına varıyorum ki...
- Do you want us to pack back up? - No, leave it.
- Toplanalım mı?
But I heard a voice that told me to pack up and go... and I believed it.
Ama bir ses bana, gitmem gerektiğini söyledi. Ben de o sesi dinledim.
Pack up your office, and do it quietly.
Büronu toparla, sessiz yap.
Pack up and slip away in the back. I know, bring more wine. Fetch it, quick.
gidin ve hazırlanın biliyorum, daha çok şarap getireceğim sadece getir, çabuk ol!
uptight 38
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
up yours 130
upside down 57
up top 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50