English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Perhaps we should

Perhaps we should traduction Turc

1,026 traduction parallèle
Perhaps we should meet again in Barcelona.
Belki bir ara tekrar buluşmalıyız mesela, Barcelona'da.
Perhaps we should send someone ahead to let the townspeople know.
Belki de kasaba halkını bilgilendirmek için önden birini göndermemiz iyi olur.
- Well, Jean, perhaps we should...
- Şey Jean, belki biz...
Perhaps we should have confided our suspicions.
Belki de kuşkularımızı ona açmalıydık.
Perhaps we should talk about...
Belki de şey hakkında... konuş...
Perhaps we should wait five minutes more?
Beş dakika daha beklesek olmaz mı?
- Well, think perhaps we should, uh- -
• Pekâlâ, bir düşünelim.
Perhaps we should say "beginning."
Belki "Başlangıç" diyebiliriz.
Perhaps we should discuss this matter in comfort, Sir James.
Belki bu konuyu daha rahat bir ortamda görüşmeliyiz Sir James.
I think perhaps we should put you in a hospital.
Belki de sizi bir hastahaneye yerleştirmeliyiz.
Perhaps we should let the police handle this.
Belki de polisin ilgilenmesi gerekir.
Captain, since it is too late for you to escape, perhaps we should do something about protecting you.
- Hayır ama mantıklı. Kaçmanız için artık çok geç, belki biz sizi korumalıyız.
There'll be no evacuation, Jim. But perhaps we should go back and get you straightened out.
Boşaltma olmayacak, ama belki dönüp senin durumunu düzeltebiliriz.
Perhaps we should settle it by force
Sanırım başka bir zaman karşılaşacağız
Perhaps we should put a cat on duty down here.
Belki de burada bir de kedi görevlendirmeliyiz.
Perhaps we should wait out here.
Belki de dışarıda beklemeliyiz.
Perhaps we should look to ourselves before we blame Russia.
Rusları suçlamadan önce kendimize baksak iyi olur.
- Perhaps we should have telephoned.
- Keşke telefon etseydik.
Perhaps we should go back and get him.
Belki de dönüp onu almalıyız.
Anyhow, since we're talking about Lewis's money... perhaps we should soon be talking to Lewis.
Lewis'in parasını konuştuğumuza göre belki yakında Lewis'le konuşsak iyi olur.
Well, ladies and gentlemen, perhaps we should go in.
Şey, bayanlar ve baylar, belki içeri girmeliyiz.
Don't you think perhaps we should open...
Acaba şunu açıp...
Well, now that summer, along with presidential primaries, is heavy upon us... and the frost is still there, perhaps we should take a closer look.
Şimdi yaz geldiği ve başkanlık önseçimleri yaklaştığı halde durumu hâlâ zayıf, belki de olaya daha yakından bakmamız lazım.
Perhaps we should wait for the other parachutists to arrive
Belki de diğer paraşütçülerin gelmesini beklemeliyiz.
Perhaps we should change places?
İkimiz yer mi değiştirsek acaba?
Perhaps we should just wait and see.
En iyisi bekleyip görmek.
Perhaps we should give them a hand.
Belki bizim de bir el atmamız iyi olur.
Perhaps we should discuss the wedding.
Sanırım düğünü konuşmamız gerekir.
I thought perhaps we should talk.
Düşündüm ki konuşmamız gerek.
Perhaps we should be together. A joining of free, independent warrens.
Belki de hep birlikte olmalı ve özgür kolonilere katılmalıyız.
- Perhaps we should go.
- Sanırım artık gitsek iyi olacak.
Hmm, perhaps we should return to austerity.
- Eski haline dönsem daha iyi olur.
Perhaps we should put her somewhere where it's cool so she doesn't rot too quickly.
Hemen kokuşmayacağı serin bir yere koyabiliriz mesela.
Perhaps we should think about phasing him out.
Belki de yavaş yavaş devre dışı bırakmalıyız.
Perhaps we should travel together.
Birlikte yolculuk etmeliyiz belki de..
Perhaps we should...
Belki biz...
Gentlemen I think perhaps we should recommence.
Beyler sanırım baştan başlamalıyız.
Perhaps we should warn the others
Belki de diğerlerini uyarmamız gerek.
Perhaps we should wait for you here... to guard the escape.
Kaçış yolunu korumak için seni burada beklesek daha iyi olur.
Perhaps we should step into the back room.
Arka odaya geçsek daha iyi olacak.
Perhaps we should give him an extra day to think it over
Yine de ona düşünmesi için... bir günlük ek süre tanıyabiliriz yurttaşlar.
Perhaps we should call Giulietta.
Belki de Giuliettayı çağırmalıyız.
- Perhaps we should be going?
- Artık gitsek iyi olacak.
Well, perhaps we should begin with your back.
Peki, belki de sırtınızdan başlamalıyız.
- I think, perhaps, we should listen to him... come on.
- Belki de onu dinlemeliyiz, haydi.
I say 60 million is perhaps the highest price... we should be prepared to pay in a war.
Dedim ki, savaş durumunda... en az 60 milyon kişiye ödeme yapmaya hazır olmalıyız.
Gentlemen, perhaps I should tell you - or perhaps I should not tell you - that we have just come from a very brief and very painful session with the Prime Minister on this.
Beyler, size belki söylemeliyim... belki de söylememeliyim ama... Başbakanla bu konu hakkında biraz önce yaptığımız... oldukça önemli ve açıklayıcı bir toplantıdan geliyoruz.
Perhaps I'll explain later but I think we should go now.
Belki sonra açıklarım ama bence şimdi gitmeliyiz.
I just thought perhaps... we should meet.
Tanışırsak... iyi olur diye düşündüm.
Perhaps I should explain, we normally get our celery delivered on a Wednesday, along with our cabbages, onions, walnuts, grapes...
belki de açıklamalıyım... normalde kerevizlerimiz ; lahanalar, soğanlar... cevizler ve üzümlerle birlikte çarşamba günleri geliyor... - Ama bu hafta, şoför...
Perhaps, we should look over the cost estimates.
Belki de, maliyet tahminlerine bir göz gezdirmeliyiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]