English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Pot

Pot traduction Turc

7,430 traduction parallèle
Okay, I'm gonna have to start hiding the pot from you.
Tamam, esrarı senden saklamaya başlamak durumunda kalacağım.
Then "uncle stan" who sold pot.
Sonra da ot satan "Stan amcam" tarafından.
What about your pot business?
Peki ya senin şu ot işin ne oldu?
I spent all those years trying to mold that pot-addled lump of clay, and now Candace gets the reward.
Yıllarımı o ot bağımlısı pasaklıya verdim ve şimdi ödülü Candace alıyor.
You got to repot it during the peak growing season, which is between June and July, but you can only use a clay pot.
Büyüme döneminde saksısını değiştirmen lazım ki bu Haziran ve Temmuz arasında. Sadece kil saksı kullanabilirsin.
Just cleaning out my coffee pot.
Kahve makinemi temizliyordum.
I'll get rid of my pot right now.
Ottan hemen şimdi kurtulacağım.
I haven't felt this way since I was cleaning my house when I was 14 and I found pot in my dad's sock drawer.
On dört yaşındayken evi temizlediğimden beri böyle hissetmiyordum. Yani babamın çorap çekmecesinde ot bulduğumdan beri.
I'm gonna go get some pot and put it in your damn food.
Gidip biraz ot bulup yemeğine koyacağım.
Dottie's making a pot roast and we just got HBO.
Dottie rosto yapıyor, HBO kanalımız da geldi.
Completely forgetting that three months ago, he was living in his van, smoking pot out of an apple, then giving Roscoe the apple.
Daha 3 ay önce karavanında yaşayıp, elmadan yapma otunu içtiğini ve elmayı Roscoe'ya vermeye çalıştığını tamamen unutmuş.
Baxter did nothing but smoke pot, sit on the couch and yell the wrong answers at Jeopardy.
Baxter ot içmekten, kanepede oturup Jeopardy'ye yanlış cevapları bağırmaktan başka bir şey yapmadı.
She's smoking pot now, so her memories will fade.
Yani hatıralarını unutacaktır.
Victoria's coming, and the coffee pot.
Cezve de Victoria ile geliyor.
Brice, if you want to smoke pot up on the roof, that's fine by me.
Brice, çatıda ot içmek istiyorsan benim için sorun değil.
42 billion spent in the war on pot.
Esrar savaşı için 42 milyar dolar harcandı.
Pot.
Esrar.
You want to know what I think is wrong with pot?
Esrarın neyini yanlış buluyorum biliyor musunuz?
Would you rather be in a room full of drunks or pot smokers?
Bir oda dolusu sarhoşla mı yoksa esrarkeşle mi aynı odada kalmak istersiniz?
Give me the pot smokers every time.
Bana her daim keşleri verin.
Mother nature produces pot.
Esrarı doğa ana yetiştirir.
I'm talking about pot here.
Burada esrardan bahsediyorum.
It's just pot.
Bu sadece esrar.
It's just pot.
Sadece esrar.
- Hide the pot!
- Nevaleyi saklayın!
It's the first pot I've made in 31 / 2 years.
3.5 yıldır demlediğim ilk kahveydi.
Yeah, but my image of you is a shadowy figure smoking pot in a corolla.
Ama bendeki imajınız, Corolla'nın içine oturmuş, ot çeken karanlık bir figür.
If you haven't noticed, she's a fuckin'pot head.
Fark etmediysen kafası kıyak sürekli.
You know you have to put a dollar in the swear pot.
- Küfür kavanozuna 1 dolar atmak zorundasın.
I left the swear pot back in Texas.
Çocuklar, küfür kavanozunu Teksas'ta unuttum.
If you finish a pot of blood, please put another one on.
Eğer kan sürahisini bitiriyorsanız yenileyin bari.
Dag, your mother and I don't want to encourage pot smoking.
Dag, annenle birlikte seni ot içmeye teşvik etmek istemiyoruz.
"I didn't smoke pot because I was afraid there wasn't enough for everyone."
"Ben ot tüttürmedim çünkü herkese yetmeyeceğinden korktum"
We're just gonna take some low-level, late'80s dirt pot.
Bize sadece, biraz 80'lerdeki düşük kalite kirli ottan lazım.
I didn't drive my ass across town to sell some moms some fucking dirt pot.
Kıçımı kaldırıp şehrin öbür ucuna, annelere siktiimin kirli otunu satmak için gelmedim.
I just smoked some 21st century pot.
Az önce 21. yy otu tüttürdüm.
There is a lid for every pot.
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
The only pot I have, you can't even piss in.
Benim sahip olduğum tek tekne ancak küvette yüzer.
I mean, just when your son told me that your husband left you for a 19 year old I guess I thought of you were gonna be like one of those hot women when we first met in high school but then let herself go and got a pot belly and turkey neck with a with a hairy chin. "
Yani, oglun bana kocanın seni 19 yasında biri icin terkettigini söylediginde lisede tanıstıgında seksi olan ama sonradan göbek ve sakal bırakıp hindi gibi gıdıgı cıkanlardan biri olursun sanmıstım.
It was really difficult getting it in that tiny pot.
Bunu küçük kaba koymak gerçekten zordu.
You landed in a pot of jam, arresting me.
Beni tutuklayarak büyük başarı yakaladın.
No, she took my keys away when she caught me with pot in the car.
Hayır, beni arabada otla yakalayınca anahtarları aldı.
I was all-in, on this monster pot, okay?
Bütün paramı koymuştum tamam mı?
I've really let myself go to pot.
Kendimi çok fena saldım.
That's dandy and all, but we ain't got a pot to piss in.
Bu harika falan ama, işeyeceğimiz bir deliğimiz yok.
I made Pot Buds last night.
- Dün gece patates yaptım.
Do you, uh... Do you want some pot?
Esrar ister misin?
Maybe... we'll have pot roast, ride the Schwebebahn.
Belki rosto yapar, Schwebebahn'a bineriz.
We'll have a fresh pot of coffee brewing for you in the lobby, first thing in the morning. Okay.
Sabahleyin lobide sizin için, taze kahvemiz var.
Bring the pot, please?
Tencereyi getirir misin?
- A pot of boiling water.
- Bir tencere kaynar su.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]