English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Put me in

Put me in traduction Turc

6,944 traduction parallèle
I would ask you not to put me in this position.
Beni böyle bir duruma sokmanı istemem.
Put me in jail.
Hapse atabilir.
They put me in a room.
Beni bir odaya koydular.
I'm sorry... are you offering to put me in full charge os Nucleus?
Anlayamadım. Bana Nucleus'un tam yetkisini vermeyi mi teklif ediyorsun?
You could stuff me and put me in a display cabinet.
Beni dondurup bir kabinde sergileyebilirsin.
Then he put me in a cell and he tortured me again, and again.
Beni bir hücreye hapsetti ve yine işkence etti, ve yine.
You could put me in front of a thousand young kids right now, and I would say the same thing... reading is for losers.
Şu an önüme bin tane çocuk koysan yine de aynı şeyi söylerim : Okumak eziklerin işidir.
Do you have any idea the danger that you've put me in?
Beni içine koyduğun tehlikenin büyüklüğü hakkında bir fikrin var mı?
You should totally put me in it too.
O zaman beni de koymak gerekiyor.
I never thought she'd put me in her will.
Beni vasiyetine yazdığına ihtimal vermezdim.
You were Michael before you came out of me, and you will be Michael until they put me in my grave.
Sen daha doğmadan önce Michael'dın ve ben ölene kadar da Michael olacaksın.
But see, you put me in a bit of a spot, nigga.
Ama beni kötü duruma düşürüyorsun dostum.
If you don't pay me the 200 grand the men who financed this deal... will put me in a shit storm up to my ankles.
Eğer bana 200 bini ödemezsen bu anlaşmaya sponsor olan adamlar beni pisliğe gömecekler, ve hiç de iyi insanlar değiller.
Oh, God, I talked to her for three hours, but she put me in touch with her source.
Onunla üç saat boyunca konuştum. Beni kaynağıyla bağlantıya geçirdi.
You know, if you were to help me put him away, I'm sure we could come to some kind of an agreement. I mean, a young lady like yourself doesn't want to spend the rest of her life in jail.
Bana onu yakalamak için yardım edersen seninle bir anlaşma yapabileceğimize eminim.
But as I said, if it was just me ye put in danger...
Ama dediğim gibi tehlikeye attığın yalnızca ben olsaydım...
I'm not letting you fucking put some twigs on me and bury me in shit, because, um, I don't really know you, and I don't even fucking know what you're gonna do to me when I get in the hole, if I'm honest with you.
Beni bazı dalların arasına koymana bokun içine gömmmene izin vermeyeceğim çünkü seni gerçekten tanımıyorum ve deliğe girersem, bana ne yapacağını bilmiyorum, eğer sana dürüst olursam...
Send me some of the photos you're taking, I want to put it in my album...
Çektiğin fotoğraflardan bazıları bana gönder. Albümüme koymak istiyorum.
Can you put me on in about 30? Can do.
- 30 dakika sonra beni sahneye koyabilir misin?
Are you trying to put me and crwon prince in danger to give them excuse to overthrone us?
Hükümdarlığımı elimden almalarını sağlayıp devrim yapmak mı istiyorsun?
He can still hate me for trying to put his ass in jail.
Onu hapishaneye sokmaya çalıştığım için benden nefret ediyor olabilirdi yine de. O kadar da değil.
First, you take me to that tavern, put my life in danger and now this.
Önce beni o meyhaneye götürerek hayatımı tehlikeye atıyorsunuz, şimdi de bu.
Put my tongue in his bum, he'd tell me anything.
Götüne dilimi soktum mu bülbül gibi şakıyor.
Put your trust in me.
Bana güven.
You're going to help me put this back in?
Şunları geri sokmama yardım edecek misiniz?
You want me to put my hands in the curry?
Ellerimi körinin içine sokmamı mı istiyorsun?
Dear God... if You bestow upon me a chance to play ball in this league again, a chance to lace up my shoes, a chance to put on that helmet and once again ball...
Yüce Tanrım eğer bu ligde tekrar top oynama şansını bana bahşedersen... Bağcıklarımı bağlama fırsatı... O kaskı giyme fırsatı...
If you really wanna help, you could come put in the water filtration system with me tomorrow.
Eğer gerçekten yardım etmek istersen, yarın su arıtma sistemini takabilirsin.
Put the drink down and look at me in the eyes.
İçkini bırak ve gözlerimin içine bak.
Put 12 amps in these animals, they're never gonna trust me again.
Bu hayvanlara 12 amper elektrik verirseniz bir daha bana asla güvenmezler.
There's no other way for me to put it not being in her right mind.
Bunu başka şekilde söylememin imkânı yok ama zihni dengesi yerinde değil
He waltzes in on my wife and me, so we take him out and put him on the couch.
O, eşim ve benim üzerinde vals Bu yüzden onu alıp kanepeye koydular.
Just lei me put it in.
Biraz ileri gitmeme izin versen.
And I'm gonna get me a baby, too, and I'm gonna put him right in there.
Kendime bebek de yapacağım. Oğlum tam burada olacak.
She tells me you don't encourage her to get out and lead a more purposeful life, and put obstacles in her way.
Daha anlamlı bir hayat sürmesi için cesaretlendirmediğini söyledi. Üstelik mani oluyormuşsun bir de.
So, you just come up in here, dump a pile of crazy on my lap and expect me to put my reputation on the line by grilling this guy?
Yani buraya öylece geliyor, alenen benimle dalga geçiyorsun sonra benim de bu adamı yakalayarak tüm saygınlığımı kenara atmamı mı istiyorsun?
If you thought it was me, why did you put Anne in the pit?
Eğer benim yaptırdığımı düşünüyorsan neden Anne'i çukura attın?
If the boss finds out that I let you put cameras in the truck, he'll kill me.
Patron kamyona kamera koymanıza izin verdiğimi öğrenirse beni öldürür.
I don't like pretending that Jerry Wunderlick's jokes are funny, I don't like the cookie-cutter cards that I've got to put on those shelves every day and they're not letting me put my own stuff up there?
Jerry Wunderlick'in şakalarına gülüyormuş gibi yapmayı sevmiyorum, Her gün raflara dizmek zorunda olduğum o baskı kalıplarını sevmiyorum, ve kendi eşyalarımı koymama bile izin vermiyorlar.
Put me back in my body.
Beni bedenime geri koy.
I could use a little heavenly help over here with this hand, maybe you could put in a word with the big guy for me upstairs regarding this hand?
Tanrı biraz yardım etse fena olmaz. Belki yukarıda ona hakkımda güzel şeyler söylersin.
I sat in the same chair. Salvatore put the same cape over me.
Salvatore üstüme aynı önlüğü geçirirdi.
Look, I appreciate everything that you guys have done for me, but even if I put in the time and the money to refurbish this trash heap, it's not gonna change the fact that no respectable people live in this part of town anymore.
Yaptığınız her şey için sağ olun ama gerekli zamanı yaratıp parayı bulsam bile buralarda saygıdeğer kimsenin oturmadığı gerçeğini değiştiremem ki.
Why don't I put it back in the way that you showed me last week, Tom?
Ben neden geçen hafta bana gösterdiğin gibi yerine oturtmuyorum ki şu parmağı?
And you should know the only soggy box that interests me is mine, and all that goes in it are dicks and tampons... and sometimes other things, but only guys can put those in.
Şunu bil ki, beni ilgilendiren tek ıslak kutu benimki ve içine bir tek çükler ve tamponlar giriyor bazen de başka şeyler ama onları da sadece erkekler sokabilir.
They're not just cheap hand-me-downs that you put in the poor box at church.
Kilisenin bağış kutusuna koyabileceğin ucuz ikinci el kıyafetler değil.
Somebody followed me here... so he could put that picture in a place where I would be the one to find it.
Biri beni takip etmiş sonra da bulacağım bir yere o fotoğrafı koymuş.
Let me put my number in first, it's the least I can do.
Önce numaramı yazayım hiç olmazsa.
Allow me to correspond with my contacts in Massachusetts, and I will gladly get to the bottom of this unrest and put an end to it.
Massachusetts'deki bağlantılarımla görüşmem için bana izin verin ve bu huzursuzluğun dibini araştırıp, sonunu getireceğim.
Put them all in front of me so I didn't see anything.
Bir şey göremeyeyim diye onları önüme koymuştum.
You think Gareth would have been able to follow you guys if you'd have just put a bullet in my brain? Cut me up like your sister did?
Sen beynime bir kurşun sıkmış olsaydın kız kardeşin gibi beni kesmiş olsaydın Gareth sizi takip edebilir miydi sence?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]