Roll traduction Turc
15,574 traduction parallèle
You don't get to say, "Roll on, po-po" like that after you just smiled and waved to the police.
Polise gülümseyip el salladıktan sonra "sürmeye devam et, aynasız" demeye hakkın yok.
And then, he used to roll with this nigga, Ridgeley.
Şu zenciyle takılıyordu Ridgeley.
Because that's how we roll, motherfucker.
Çünkü biz böyle süreriz it herif.
Slow your roll, fool.
Sakin ol sersem.
Roll the video.
Videoyu oynatın.
And when a cop gets killed, heads roll.
Bir polis öldürülünce çok can yanar.
Romeo would roll over in his grave, the way you hop-skipping with these cats nowadays.
Romeo bu heriflerle nasıl iş yaptığını görse mezarında ters dönerdi.
Roll, roll, roll.
Çekmeye devam et.
¶ We can roll like dogs from the devil ¶
¶ Köpekler gibi kaçabiliriz şeytandanl ¶
¶ The days into years roll by ¶
¶ Günler yılların içinde dönüp dururken ¶
All right, this guy right here was rock'n'roll to the core.
BU adam tam şurada, rock'n'roll göbeğindeydi.
Rock and roll!
Rock and roll!
¶ The days into years roll by ¶
¶ The days into years roll by ¶
Okay, well, let's roll the tape on that.
Peki, o zaman elimizdeki kasetlere bakalım bir.
Two kind of guys roll through here.
Buralara iki türden adamın yolu düşer.
Maybe even roll them back a bit. Make the hosts more manageable.
Hatta robotları biraz da olsa eski hallerine döndürebilir ev sahiplerini daha idare edilebilir yapabiliriz.
We can roll them back, clean them up, put them back in service.
Robotları alır eski hallerine çevirir, düzelterek yeniden hizmete sokarız.
Rock and roll ready.
Ben ortalığı yıkmaya hazırım.
You want a roll, go round the front, wait your turn.
Kızlarla yuvarlanmak istiyorsan, binanın önüne git ve sırasını bekle.
You either roll with it or you get rolled on.
Ya katlanırsın ya da yuvarlanırsın.
Okay, Anna, we are gonna roll you down the hall.
Pekala, Anna. Şimdi seni koridorun aşağısına götüreceğiz.
♪ and if I get too mad ♪ - No. - # I can make the thunder roll #
- Hayır.
Aren't afraid to roll up their sleeves.
Kolları sıvamaktan korkmayan.
Guys who are willing to roll up their sleeves.
Kollarını sıvamaya istekli kişiler.
You roll it out nationally.
Diğer şubelerde de kullanırız.
I'm going to roll this out nationally.
Her yerde başlatacağım.
When shapiro sees what we've got, He's gonna roll over and play dead.
Shapiro elimizdekileri görünce yere yatıp ölü taklidi yapacak.
On a roll, Juice.
- Çok iyisin, Juice.
- Come on, let's roll him. - What?
- Hadi, yuvarlayalım.
Roll up!
Hazır olun!
Yeah. Anyway, want to roll?
Neyse, gidelim mi?
I had a crucial roll in getting the suit to perform stably at depths of 1,000 feet but their ambition was limited.
Elbisenin 1800 metreye kadar yapılabilen dalışlarda dengeli olmasından sorumluyum. .. ama istekleri sınırlandı.
- Wow, I would roll my eyes so hard right now if it didn't make my brain burn.
Şu anda beynimi yakacak olmasa gözlerimi devirirdim bu dediğine.
Hitchcock, you once told me you could roll that chair anywhere.
Hitchcock, bir keresinde bana sandalyeyle her yere gidebileceğini söylemiştin.
When I started in this business, rock and roll was defined like this...
Bu işe başladığımda rock'n roll şu şekilde tanımlanıyordu :
It's rock and roll.
Rock'n roll bu.
Radio invented rock and roll, not you.
Rock'n roll'u radyo ortaya çıkardı, siz değil.
Rock and roll, man.
Rock'n roll, adamım.
♪ Just let me hear some of that rock and roll music ♪
Çeviri : G.Jackson KaT
Don't roll your eyes.
Gözleri kaçırma.
You think he'd just roll over and give us what we wanted?
Onların bize teslim olacağını ve ne istersek vereceklerini mi düşünüyorsun?
If they had all those guns and trucks, they wouldn't talk about'em, they'd just roll right in.
O silahlar ve kamyonlar onların olsaydı, Onlar bu konuda konuşmasalardı sadece sigara içeceklerdi.
All right, people, we gotta roll.
Pekâlâ, millet, başlıyoruz.
Roll camera, roll sound.
Kamera hazır, ses hazır.
Well, let's go and roll some dice.
Hadi gidip biraz zar atalım.
They don't roll over for anyone.
Kimseye boyun eğmiyorlar.
I need one egg roll from Yang's Palace.
Yang's Palace'tan bir adet Çin mantısı lazım.
You got to go get that egg roll, buddy.
Şimdi o Çin mantısını getir, ahbap.
Let's roll out!
Kopalım!
Right, and all of a sudden, this super cop, he gets to roll in there and get the bust.
Sonra birden şu süper polis olaya dahil olup baskını yapıyor.
I see, then allow me to convey how I'm going to roll out of here once I've finally roasted this cop.
Anlıyorum. O hâlde, buradaki polisi kesin olarak kızarttığımda buradan nasıl uzayacağımı aktarmama izin verin.
roller 19
rollin 44
rolls 40
rolled 23
rolling 154
rollie 41
rollo 103
rollins 144
rolling stone 41
roll tide 29
rollin 44
rolls 40
rolled 23
rolling 154
rollie 41
rollo 103
rollins 144
rolling stone 41
roll tide 29