Search warrant traduction Turc
1,595 traduction parallèle
That is a search warrant.
Arama emri.
There is already a search warrant for you because of the Labour Party murders.
Eşkali falan vermişler polise. TİP'li öğrenciler yüzünden Ankara'dan aranıyorsun.
what are you doing here - we have a search warrant.
- Evimde ne arıyorsunuz? - İnceleme yapıyoruz.
That said, we got a search warrant, and we tore old Hugo's house apart.
Ayrıca bir arama emri çıkarıp Hugo'nun evinin altını üstüne getirdik.
Search warrant for the building and the vehicle.
Bina ve araç için arama emri var.
That's a search warrant for the papers you took from bill winston's office.
Bill Winston'ın bürosundan aldığınız evraklar için arama emri. Az sonra bazı müvekkillerim gelecek ama bununla ilgileneceğim. Peki.
I have a telephonic search warrant that says I can.
Telefonla aldığım mahkeme emri kullanabileceğimi söylüyor.
Off a search warrant obtained by Calleigh Duquesne.
Calleigh Duquesne'in çıkarttığı bir arama emriyle.
We could just waithere together while somebody drivesover a search warrant.
Burada bekleriz, o sırada biri arama iznini getirir.
Already got you a search warrant for the residence.
Daire için, arama emri hazır.
Time was kind of of the essence, so we got the search warrant, and it was for two locations.
"Sonra olanları hatırlamıyorum" Çok zamanımız yoktu o yüzden arama emri çıkarttık. İki yer içindi.
Me and my partner along with a narcotics officer proceeded with the search warrant to the hotel.
Partnerim, ben ve narkotikten bir arkadaş arama emriyle otele gittik.
We proceeded up to his room and completed the search warrant, which we did find the camera equipment, the film that we ultimately had developed, and... - and it did show nude pictures of the victim.
Odasına gittik ve arama emrini yerine getirdik o sırada fotoğraf makinesi ve malzemeler bulduk sonuç olarak film tab edildi ve kurbanun çıplak fotoğraflarına rastlandı.
Getting a search warrant as we speak
Biz konuşurken arama izni alınıyor
Shouldn't we get a search warrant?
Arama izni almalı mıydık?
I have a search warrant.
Zlatavich, elimizde arama emri var.
The next morning, a judge issued a search warrant for Thurman's apartment and photo studio.
Ertesi sabah yargıç, evinin ve stüdyosunun aranması için mahkeme emri çıkardı.
The son of a bitch was let out on some microcrap problem with my search warrant.
Orospu çocuğu, arama kararındaki mikro bilmem ne sorununu ağzından kaçırdı.
But all the evidence is poisonous fruit because of the search warrant.
Ama arama izni yüzünden bütün kanıtlar zehirli meyveye döndü.
Whoa, don't you need a search warrant for that?
Onu yapman için bir arama iznine ihtiyacın yok mu?
Thick enough for a search warrant.
Arama emri için yeterli kalınlıkta.
And I'll bet when we get a search warrant for your house, that we'll find bush meat in your freezer. Lots of people eat it.
Şu an evin için bir arama izni çıkarttırsak, buzdolabında o etten bulacağımıza eminim.
He's getting a search warrant.
Bir arama emri alacak.
- I can get a search warrant. - Go ahead.
- Bir arama emri çıkarttırabilirim.
So you got your search warrant. Good.
Arama emrinizi almışsınız.
The prosecutor has issued a search warrant.
Savcı arama emri çıkarttı.
Also getting a search warrant so I can go through the house.
Ayrıca evini aramak için izin çıkartıyorum.
I've already asked a judge for a search warrant.
Yargıçtan arama izni istedim.
You don't have to wait for a search warrant.
Arama iznini beklemenize gerek yok.
Get a search warrant, find the gun.
Arama izni çıkar, tabancayı bul.
Shouldn't you have a search warrant for something like that?
Arama yetkisi gibi bir şeyiniz olması gerekmez mi?
I'll get a search warrant sorted.
Sınırlı bir arama emri çıkartacağım.
But there's still no search warrant.
Ama hala arama emri yok.
Where are we on that Falk search warrant?
Falk'ın arama yetkisi ne durumda?
I've just executed a search warrant of our victim's house, which is where she was murdered.
Az önce kadının öldürüldüğü yer yani kurbanımızın evi için arama izni çıkarttırdım.
We can't search her place without a warrant.
Arama izni olmadan araştırma yapamayız.
Of course, as soon as I see your warrant to search my husband's vehicle.
Kocamın aracı için elinizde arama emri ile gelir gelmez, sizindir.
This is a search warrant.
Neden bahsediyorsunuz?
You don't have a warrant to search my...
Arama yapmak için izniniz yok.
Agent Sylvestri, we have a warrant to search your home.
Ajan Sylvestri, evinizi arama emri var elimizde.
Here's your warrant to search the premises.
Mekânın için arama emri.
All right, look, even if I could wrap my mind around the idea of this lovesick guy building an elaborate stage set to woo his ex-wife there's no way I can get a warrant to search that complex on the basis of a dream.
Anlaşıldı, bak... aşk delisi bir adamın dekorlar içine eski eşini kapattığını aklım kabul etse bile tüm alanı aramak için arama izni alamama imkan yok.
I have a warrant to search these premises, confiscate all scripts and written material.
Bu mülkü aramak ve bütün senaryo ve yazılı materyallere el koymak için yetkim var
Roman Nevikov, we have a warrant to search the premises.
Roman Nevikov, binayı arama iznimiz var.
We need a warrant to search his apartment.
Dairesini aramak için mahkeme emrine ihtiyacımız var.
If you can't provide us with an alibi for the nights in question, then I'm gonna have to exercise my right to hold you for 24 hours while I obtain a warrant to search your apartment.
Eğer bize sorduğumuz geceler için bir mazeret bulamazsanız, sizi yetkim doğrultusunda 24 saat burada tutarım, bu sırada izin çıkartıp evinizi arattırırım.
We have a warrant to search the premises.
Elimizde arama izni var.
We have a warrant to search the premises. Now what?
- Elimizde arama izni var.
bones, I have a warrant here to search these premises for any weapon or implement congruent with the murder weapon.
Bones, herhangi bir silah ya da onunla uyumlu bir alet bulmak için izin belgem var.
Mr. Winters, while you were sitting out there waiting for us, I went ahead and got a warrant to search your home.
Bay Winters, orada oturmuş bizi beklerken, evinizi aramak için izin aldım.
"With a warrant to conduct a search of the Morales garage..."
"Morales'in garajında arama yapmak için mahkeme emri ile..."
warrant 30
search 127
searching 134
searched 25
search her 20
search me 56
search him 68
search everywhere 33
search the place 23
search and destroy 17
search 127
searching 134
searched 25
search her 20
search me 56
search him 68
search everywhere 33
search the place 23
search and destroy 17