Searched traduction Turc
3,388 traduction parallèle
We couldn't find him no matter how hard we searched...!
Onu çok aramamıza rağmen bulamamıştık.
So for ten bitter years, I searched.
10 yıl bunları aradım durdum.
I searched every inch of that box.
- O kutunun her santimini yokladım.
We've searched all over this street, and there aren't any burnt out streetlights.
27. bölgenin her yerini aradık. Hiç sönük sokak lambası yoktu.
That's why I searched for her.
Bu yüzden hep onu aradım.
It's also emerged that everybody but the Sweeney was searched.
Sweeney'den başka herkesin arandığı da bildirildi.
But at the end of that battle, I searched amongst the slain.
Ama muharebe sonunda cesetlerin arasında tek tek onu aradım.
For three years, I searched for the house he built.
Üç yıl boyunca onun yaptığı evi aradım.
We searched all the ballerina's assets.
Balerinin her yerini aradık.
Your bags may be searched.
Çantalarınız kontrol edilebilir.
Julia Shumway searched for her next headline. So you're the newspaper woman?
Julia Shumway bir sonraki haber başlığını arıyor siz haberci misiniz?
As the authorities searched for the egg,
Yetkililer yumurtayı aramakta,
They never came and searched.
Ama asla gelip araştırmadılar.
We've searched every square inch of this place.
Bu toprakların her bir santimetre karesini aradık.
You're probably gonna get searched at the border.
Muhtemelen sınırda ararlar seni.
Then, as I searched for my dear friend Patchi I was confronted by the specter of his bloated corpse cast upon the sand like a lump of rotting flesh.
Sonra, sevgili dostum Patchi'yi ararken onun şişmiş cesedinin görüntüsüyle karşılaştım. ... kıyıda, kumun üstünde şişkin çürümüş eti.
We searched the area.
Bölgeyi aradık.
We spent the last two days the area searched.
İki gündür bu alanda arama yapıyoruz.
We've searched everywhere and failed.
Her yeri araştırdık... ama nafile.
And I can tell you, we searched and searched that old house in the woods... And it was never a witch to be found.
Ve diyorum sana bak, ormandaki o eski evi o kadar çok aradık ki ama bulunacak bir cadı falan yoktu orada.
Yeah, well. They did searched the entire house.
Ama bütün evi didik didik ettiler.
As soon as I was absent, gentlemen came home searched in my books and took my sketches.
Ben evde olmadığım zamanlar, bu beyefendiler evime gelip kitaplarımı karıştırıyor, çizimlerimi götürüyorlarmış.
Looking for it. She searched for a very long time.
Onu çok uzun bir süre aramış.
I think it was taken when I was strip-searched.
Sanırım beni soyarak ararlarken el koymuş olmalılar.
Call me Cornball, but I've always searched for a way to make my dad proud of me.
Bana Şapşal deyin, ama ben her zaman babamın benimle gurur duyabilmesi için bir yol aradım.
We searched.
Arama yaptık.
You've been out and searched already!
Çoktan çıkıp aramışsın bile.
I want the whole place searched.
Her yerin aranmasını istiyorum.
You both searched high and low for that birth certificate, didn't you?
O doğum belgesini her yerde aradınız, öyle değil mi?
We searched the ent re vi age,
Bütün köyü aradık.
I mean, they had to have searched it before they killed Archer.
Bence, Archer'ı öldürmeden önce aramış olmalılar.
We have searched every part of this ship, and now we're in the engine room.
Bu geminin her tarafını aradık, şu an makina dairesindeyiz.
I've searched for you.
- Seni araştırdım. - Hayır.
I get stopped and searched every couple of weeks.
İki haftada bir durdurulup aranıyorum.
I searched her on Facebook, but no use.
Facebook'a da baktım, ama kullanmıyor.
What would I find if I searched your house?
Evini ararsam ne bulurum sence?
- I've searched everywhere.
- Her yere baktım.
All these years, I've searched the skies, hoping to find the light of my one true love.
Yıllar yılı, tek gerçek aşkımın ışığını bulmak için gökyüzünü araştırdım.
Everyone searched.
Herkes aradı.
So you searched the victim's computer without a warrant?
Yani kurbanın bilgisayarını arama izni olmadan mı araştırdın?
We searched the place, and we feel there is something very unholy about this house.
Evi aradık ve o evde çok fena bir şey olduğunu düşünüyoruz.
They had pictures and searched for Long Susan.
Long Susan'ın fotoğrafları vardı, onu aradılar.
We searched every corner.
- Her köşeyi didik didik aradık.
I thought the police already searched your whole house.
Polisin sizi evi aramış olduğunu zannediyordum.
- If it was there the whole time, why didn't the police find it when the searched the house?
- Ta en baştan beri oradaysa eğer, Polis evi aradığında onu niye bulamadı?
I've searched every inch of this house, twice, and I can't find those pages anywhere.
Evin her köşesini iki kere aradım ama bu sayfaları hiç bir yerde bulamadım.
Yeah, and that is what my firm told me. I searched it out, I did my research, my office manager told me to put my clients into this. Look, I...
Bak farkındayım
"But i have searched for those that would stand against it, And in the least expected places, i have found them."
Ama bunlarla mücadele etmek için yollar aradım ve en beklenmeyecek yerde buldum. "
Because he's getting searched.
Çünkü kontrol ediliyor.
I searched for so long.
Uzun süre aradım.
People have always searched for guidance, Kenzi.
İnsanlar her zaman rehberlik aramışlardır, Kenzi.