She's like me traduction Turc
1,715 traduction parallèle
And I feel like she is there with me in the kitchen.
Sanki o, mutfakta, benim yanımdaymış gibi.
You know, like she was, I don't know, trying to tell me something.
Sanki, bir şey söylemeye çalışıyor, bilmiyorum.
A month ago, she tried to kill me, and now she's acting like my best friend.
Bir ay önce beni öldürmeye çalıştı, şimdiyse en iyi dostummuş gibi davranıyor.
So you borrow some, but she's like, "You're stealing from me,"
Ödünç alırsın fakat o "Ben çalıyorsun." gibi şeyler söyler.
Well, it seems to me like you've gone from relationship to relationship so is Zooey the one or is she just the next one?
Bana göre sen ilişkiden ilişkiye koştun ve Zooey asıl olan mı yoksa sıradaki mi?
I mean, she's still gonna run me like 500 bucks a month but at least I get dinner and a movie with my load.
Gerçi cebimden gene ayda 500 dolar çıkacak ama en azından parama karşılık, bir akşam yemeği ve film alacağım.
She never told me if she was an only child or had brothers and sisters or even if her parents were still alive, if she had gotten good grades at school, if she had read War and Peace, if she believed in God or something of the sort, if when she saw an old lady on the street, she suddenly asked herself what she would be like at that age, if she had suffered, if she had ever fallen in love.
Bana hiç tek çocuk mu olduğunu ya da erkek veya kız kardeşi olup olmadığını hatta ailesinin hayatta olup olmadığını okulda iyi notlar aldığını Savaş ve Barışı'ı okuyup okumadığını Tanrıya inanıp inanmadığını sokakta yaşlı bir kadın gördüğünde kendine yaşlanınca nasıl görüneceğini sorup sormadığını hiç acı çekip çekmediğini aşık olup olmadığını anlatmadı.
She's been treating me like I'm a bad guy.
Bana kötü biriymişim gibi muamele ediyor.
She was definitely hiding something, the way she wasn't saying anything and kept backing me in a corner, like I was the one who was cheating.
Hiçbir şey söylememesinin sebebi kesinlikle bir şey saklamasıydı ve sanki aldatan benmişim gibi, beni köşeye sıkıştırıp durdu.
I like your mother and I think she likes me, and it's all that's important.
Annenizden hoşlanıyorum, ve o da benden galiba, ve önemli olan da bu.
Yeah, Kat's called me, like, three times, but I don't think she's looking to talk to me.
Evet, Kat beni aradı, üç defa, ama bence konuşmak istediği ben değildim.
Now she looks at me like I'm a stranger.
Şimdiyse bana bir yabancıymışım gibi bakıyor.
She's got one more time to talk to me like that.
Sıkıyorsa benimle bir daha öyle konuşsun, bakalım.
Her compressed cervical vertebrae and bowed legs told me exactly what Alyssa Milano would look like if she were placed in a vise and squished to one-quarter size.
Onun sıkıştırılmış boyun omurları ve bacakları eğer dörtte bir oranında mengeneyle sıkıştırılmış olsaydı bana tam olarak Alyssa Milanoya benzediklerini söylemiş olurdu.
Because she's mad at me? You know what she's like.
Keyfi kaçtığında nasıl davrandığını sen de biliyorsun.
You can't expect me to be the perfect child all the time cause mom acts like a bunch of different people when she's stressed out.
Annem stres altına girdiğinde farklı insanlara benzeyip, rol yapıyor diye benden mükemmel çocuk olmamı bekleyemezsiniz.
It's just she's sort of like a really stupid version of me. - Huh.
Sadece benim aptal versiyonum gibidir.
I mean, the way Ashley came after me... it's like she was really, really trying -
Yani, Ashley'in benden sonra gelip, gerçekten denemesi...
How I'm trying to control her, how I don't respect her, how she's worked so hard to build up trust with these people and now... they're gonna think that she's some neocolonialist like me.
Onu nasıl kontrol etmeye çalışıyormuşum ona saygı duymuyormuşum bu insanların güvenini kazanmak için ne kadar çok çalışmış şimdi giderse insanlar onun yeni sömürgecilerden olduğunu düşünecekmiş benim gibi.
I mean, you know, without, like, adult supervision. Right, yeah, well, she's buying my ticket for me.
Yani yetişkin denetimi falan olmadan?
I mean, I know that a guy like you can look at somebody like me and think, " She's old, you know, she's another generation.
Bak, şu anda yaşlı ve bir başka jenerasyondan, birisiyle konuşuyormuşsun gibi geliyor olabilir.
But it's just not like Julia. She always calls me back.
Ama bu Julia'ya göre değil.Beni mutlaka arardı.
And Elizabeth, she's like a... niece to me.
Ve Elizabeth de,... yiğenim.
And she's poking'me like I'm her needlepoint.
Ve sanki iğnesini denediği bir tahtaymışım gibi sokup sokup duruyor.
Oh, oh.. and there's this lady Tomo-san, she teaches me to be like a real princess.
Bir de Leydi Tomo-san, bana nasıl gerçek prenses olunabileceğini öğretiyor.
Every time she looks at me, it's like, she's just- - you know, peeling back the layers of my soul.
Ne zaman bana baksa, sanki ruhumu yeniden canlandırıyor.
It's like she was waiting for me. Ready to serve knowing my every desire. - Okay, we don't need details.
Sanki beni bekliyordu hizmet etmeye hazır her arzumu bilen...
Sounds like she's been speaking to you about me.
Silvia benim hakkımda sizinle konuşuyor galiba.
Sounds to me like she picked up her purse, she got in her car and she left.
Bana çantasını toplamış arabasını almış ve burayı terk etmiş gibi geldi.
I'd say it's just that she doesn't like me... but everybody likes me.
sana söylediğim gibi sadece benim gibi değil... fakat herkes benim gibi.
No, she works for, like, 5 minutes and then she runs away and leaves me with everything.
Evet, beş dakika falan çalışıyor ve sonra kaçıp her şeyi bana bırakıyor.
Mom hasn't heard from you in, like, 48 hours, so... she sent me here to make sure...
Annem 48 saattir senden haber alamamış, bu yüzden kontrol etmek için beni yolladı.
Michelle is this woman that works for a food bank, only she doesn't do it for some high like me.
Michelle, bu kadın yemek bankası için çalışıyor. Ama bunu benim gibi kendini beğenmiş biri olduğu için yapmıyor.
She was treating me like john connor.
John Connor'mışım gibi davranıyordu.
She's... like me, isn't she?
O... benim gibi, değil mi?
Yeah, but the strange thing is even though I haven't seen her for 23 years, there's this part of me that feels like maybe she still does.
Evet, ama tuhaf olan onu 23 yıldır görmemiş olmama rağmen, bir yanım beni hala tanıdığını söylüyor.
Because she's not like me.
Çünkü o benim gibi değil.
It doesn't look like her, but somehow i know it is. And she's looking down at me, and she's smiling.
Ona benzemiyor, ama bir şekilde o olduğunu biliyorum ve aşağıya, bana bakıyor, gülümsüyor.
She'll be a university lecturer and tells me that she's ashamed to be with a blockhead like me.
Üniversitede okutman olacak ve bana benim gibi bir aptaldan utandığını söyledi.
I mean, she's so far beyond me, it's like she's on another plane.
Yani o benim çok ötemde. Sanki başka bir gezegendenmiş gibi.
But, when she dumps me, and, believe me, it's coming like a freight train, I'll try to find a new gal.
Ama beni terk ettiğinde, inan bana sonu marşandiz hızıyla geliyor, bir başka kız bulacağım.
It's like she's so freaked out about me dying that she won't let me have a life.
Ölmemden o kadar korkuyor ki, neredeyse yaşamama bile izin vermiyor.
Why don't you two tell me what it's like when your child risks death every time she shakes hands?
Neden siz ikiniz bana, kızınızın her el sıkıştığında ölüm riskiyle yaşamasının nasıl olduğunu anlatmıyorsunuz?
I really, really like Nina and I thought that... well, I hoped that she liked me.
Ben nina'dan gerçekten hoşlandım ve onun da benden hoşlanmış olabileceğini sandım.
I mean, we have history and I know that she's felt like she was always in my shadow, ao now she does things to get back at me and I just, I always take the bait,
Bizim bir mazimiz var. O herzaman benim gölgemde kaldığını hissetti. Şimdi bu şeyleri benden öç almak için yapıyor.
The reason that Jessica calls me all late like she does is that she's a vampire.
Jessica'nın beni geceleri aramasının sebebi vampir olması.
She's fit, she's older than me, and she goes like a porn star.
Kız fit, benden büyük ve porno yıldızı gibi.
She's like a sister to me, but she insisted on working.
Kardeşim gibidir, onu iyi ağırlamak istedim, ama o çalışmak istedi.
It's like she was fucking me before she met me.
Sanki benimle tanışmadan önce de benimle sevişiyordu.
Not only did she make me sound like a turd, she left out the best parts.
Beni bir hergeleymişim gibi göstermekle kalmıyor bir de en güzel kısımları atlıyor.
- She can't hurt you like she's hurting me.
Lafları bana dokunduğu gibi size dokunmaz. Gayet dokunur.
she's like 180
she's like a 18
like me 894
like men 24
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
she's like a 18
like me 894
like men 24
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43