English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / So lonely

So lonely traduction Turc

1,138 traduction parallèle
I don't know, you guys, being popular can be so lonely.
Bilemiyorum kızlar, popüler olunca çok yalnız olunuyor.
I'm so lonely...
Çok yalnızım...
It was so lonely and eerie in this dim light that I was frightened and ran out again.
Orası loş ışıkta öyle sessiz ve ürkütücü görünüyordu ki oradan kaçtım.
I get so lonely, especially when business is bad,
Çünkü çok yalnızım. Özellikle de işler kötü ve konuşacak kimse yokken.
- I'm so lonely. You know you ruined me, Willy.
Beni perişan ettin, Willy.
It's so lonely here.
Burası çok ıssız.
They get so lonely for the high-scrapers and the video.
Gökdelenlerini özlüyorlar ve videolarını.
I`m so lonely...
Ben çok yalnızım.
I felt so lonely...
Kendimi çok yalnız hissettim...
At least Otik'll not be so lonely.
En azından Otik artık yalnızlık çekmez.
I'VE BEEN SO LONELY BABY?
I'VE BEEN SO LONELY BABY?
I'VE BEEN SO LONELY?
I'VE BEEN SO LONELY?
I'VE BEEN SO LONELY I COULD DIE?
I'VE BEEN SO LONELY I COULD DIE?
IT'LL BE SO LONELY, BABY?
IT'LL BE SO LONELY, BABY?
IT'LL BE SO LONELY?
IT'LL BE SO LONELY?
THEY'LL BE SO LONELY THEY COULD DIE?
THEY'LL BE SO LONELY THEY COULD DIE?
THEY'RE SO, THEY'LL BE SO LONELY, BABY?
THEY'RE SO, THEY'LL BE SO LONELY, BABY?
WELL, THEY'RE SO LONELY?
WELL, THEY'RE SO LONELY?
WELL, IT'LL, IT'LL BE SO LONELY, BABY?
WELL, IT'LL, IT'LL BE SO LONELY, BABY?
IT'LL BE SO LONELY, YOU COULD DIE.?
IT'LL BE SO LONELY, YOU COULD DIE.?
It gets so lonely on the holidays.
İnsan, tatillerde kendini yalnız hissediyor.
Maybe... but he's so lonely.
Belki... ama çok da yalnız.
I've been so lonely.
Çok yalnızım.
- I'm so lonely, and nobody loves me...
Öyle yalnızım ki, kimse beni sevmiyor...
I'm so lonely.
O kadar yalnızım ki.
I'm so lonely, Doctor. I'm so lonely!
Çok yalnızım.
We were both so lonely. And we still loved each other after so many years.
ikimiz de öylesine yalnizdik ki, ve bunca yil görüsmemis olmamiza ragmen, birbirimizi o kadar seviyorduk ki.
I'm so lonely.
Çok yalnızım.
So lonely
# Çok yalnızım #
It's so lonely being wealthy.
Zengin olmak insanı yalnızlaştırıyor.
He's so lonely there in the Hostel.
O yurtta çok yalnız.
- Little Katie's been so lonely...
- Küçük Katie öyle yalnız ki.
He looked so lonely but still very handsome.
Yalnız görünse bile yakışıklıydı.
That's so easy for you to say, but I'm so lonely.
Senin için bunu söylemesi kolay ; ama ben yapayalnızım.
I know that's so hard for you to comprehend because you're married. But it's so lonely out there.
Evli olduğun için, yalnızlığın ne demek olduğunu bilemezsin.
Writing can be so... So lonely.
Yazmak bazen çok... çok ıssız.
I'm so lonely, I could die.
Yalnızlıktan ölmek üzereyim.
She said she'd be lonely so far away in Toyohashi.
Toyohashi'de, o kadar uzakta yalnız kalacağını söyledi.
Find company on the way, so you won't be lonely.
Yalnız kalmak istemiyorsan yol arkadaşlarını bul.
So all you lonely guys out there, this film is for you.
Yani, dışarıdaki bütün yanlız adamlar bu film sizin içindir.
Yeah, but they don't seem to really help that mu... how come you know so much about lonely guys?
Evet, ama sanıldığı kadar çok yardımcı olmadı... yanlız adamlarla ilgili nasıl bu kadar çok şey biliyorsun?
I never realized a lonely guy could be so experienced.
Yanlız bir adamın bu kadar tecrübeli olabileceğini fark etmemiştim.
#'cause one lonely guy # # might change the world # # for one lonely girl # # and life would be so sweet # # if only she could meet # # one lonely guy # # one lonely #
# dünyayı değitirbilir # # tek bir yanlız kadın için # # ve hayat çok tatlı bir hale gelir # # şayet sadece onunla buluşabiliyorsa # # bir yanlız adam # # bir yanlız #
# one lonely guy # # in a world like today # # so many times # # even lovers are strangers # # they pass # # but look away # # keeping their hearts # # far out of danger #
# bir yanlız adam # # dünyada bugünkü gibi # # birçok kere # # aşıklar yabancı olsalar bile # # onlar geçiyorlar # # ama ileri bakıyorlardı # # kalplerini tutuyorlar # # tehlikeden çok uzakta # # ve bu üzücüdür #
# one lonely # # one lonely guy # # in a world with so many people # # we long so desperately # # don't it make you wonder why # # there's a lonely guy # # one lonely #
# çok fazla insanlı bir dünyada # # we long so desperately # # senin merak etmeni sağlamaya çalışmıyorum # # orada bir yanlız adam var # # tek yanlız #
THEY'VE BEEN SO LONG ON LONELY STREET?
THEY'VE BEEN SO LONG ON LONELY STREET?
I don't want you to be lonely,... so you take this.
Kendini yalnız hissetmeni istemiyorum. Al şunu.
You looked so lost and lonely.
O kadar kaybolmuş ve yalnız görünüyordun ki.
I was looking at my wife's picture, so that I don't feel lonely.
Kendimi yalnız hissetmemek için karımın resmine bakıyordum.
I figured since I waxed Tony and Marco and his friend here, I figured you and Karl and Franco might be lonely so I wanted to give you a call.
Düşündüm de Tony, Marco ve onun arkadaşını hakladığım için,..... sen, Karl ve Franco yalnızlık çekebilirsiniz..... bu yüzden bir arayayım dedim.
It just seems that here you're so sad and lonely all the time.
Burda sürekli mutsuz ve yalnızmışsın gibi geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]