So this traduction Turc
100,082 traduction parallèle
So this fella, this Timothy Ifield, who you may or may not have thought was having sex with your wife, - what did you plan to do to the pair of them? - Nothing.
bu Timothy Ifield, karınla seks yaptığını düşündüğün adam, ikisine ne yapmayı planlıyordun?
Great Granddad spent it face-down in Normandy, so this is for him.
Büyük Büyükbaba Normandiya'da yüzü dönüp gitmişti, bu da onun için.
So this is all that is left for us.
Bizim için her şey artık geride kaldı.
So this map shows the abduction and dump sites for the three murder victims as well as the attempts for the two survivors, Sara Yee and Mary Gau.
Bu harita üç kurbanı kaçırıp attığı yerleri ve sağ kalan Sara Yee ve Mary Gau'yu kaçırmaya çalıştığı yerleri gösteriyor.
- [Beep] - So this narrow stem here in between the two districts is where I think the unsub's anchor point is.
Bence iki semt arasındaki dar alan şüphelinin bulunduğu alan.
So this isn't about the victim suffering.
Yani amaç kurbanın acı çekmesi değil.
You know, I waited years for a moment like this... when I could finally tell my own father that I was better than him and stronger than him, so you go ahead.
Ben de böyle bir an için yıllarca beklemiştim.. babama nihayet ondan daha iyi ve daha güçlü... olduğumu söyleyebilmek için. O yüzden devam et.
I am so sorry about all this.
Tüm bu olanlar için üzgünüm.
This would be so much easier if we knew who the bloody hell we were looking for.
Hangi lanet olası herifi aradığımızı bilseydik... işimiz çok daha kolay olurdu.
Can you just give me a minute? Um... I'm so sorry I dragged you into this.
Bana bir dakika verebilir misin? Seni bu işin içine sürüklediğim için çok üzgünüm.
Whatever happens at the trial tomorrow happens, so I just... I want to do this tonight.
Yarınki duruşmada ne olursa olsun, sadece... bunu bu gece yapmak istiyorum.
God, this is so gross!
tanrım, bu çok kötü!
We lay hands on each other so we feel like we're all in this together.
Hepimiz birbirimize bağlıyız Öyleyse bu Hepimiz bu işte birlikteyiz.
This first time is about accepting that it's real, and then we can focus on work... taking you back to those moments in your past when you first felt your so-called illness coming on.
İlk seansımızda bunların gerçek olduğunu kabul etmen yeterli olacaktır. Sonra çalışmalara odaklanabiliriz. Geçmişindeki anlara şu sözde hastalığına yakalandığını hissettiğin ilk ana geri götüreceğiz seni.
So is this, like, my stove, or...
Bu ocak benim mi şimdi?
Thanks so much for this, Jodie.
Bunun için çok teşekkürler, Jodie.
We've seized all your husband's clothing from your address, so we'll see if we can track down this navy jumper.
Kocanızın kıyafetlerini adresinizden topladık, bu yüzden bu donanma kazağını inceleyebilir miyiz göreceğiz.
- Mm. - Penelope, this means so much to me.
Penelope, bu benim için çok şey ifade ediyor.
This man was clearly sick, so we took him to the clinic where he was diagnosed with AIDS.
Hasta olduğu belliydi. Kliniğe götürdük ve AIDS teşhisi koyuldu.
- So sorry this is happening...
- Olanlar için çok üzgünüm.
He leaves her, so now Irma's a single mother raising this... bastard runt.
Onu terk etmiş. Irma bekar bir anne. Piç kurusunu yetiştirmiş.
So I am gonna get out of this place.
Buradan çıkacağım yani.
But apparently, I'm this super-powerful mutant, so I'm guessing I'll figure something out.
Ama görünüşe göre süper güçleri olan bir mutantım. Bir yolunu bulurum diye tahmin ediyorum.
And so you came up with this... Idea.
Ve bu... fikri yarattın.
The old clock on the wall says it's time for your meds, so let's pick this up tomorrow.
Duvardaki eski saat ilaç zamanının geldiğini söylüyor o yüzden de yarın devam edelim.
God, this is so weird.
Tanrım, çok garip bu.
So that's why you kept this one for yourself, hmm?
Bu yüzden mi bunu kendine saklıyordun?
But why would this Captain Sham person go through so much trouble just to place you under his care?
Kaptan Üçkağıt denen kişi, neden sizi almak için bunca zahmete girsin ki?
So I want to settle this quickly, put you in the hands of a sailor I just met on the phone, before returning safe and sound to the city.
Bu meseleyi, sizleri yeni tanıştığım bir denizciye emanet ederek çözüp şehre dönmek niyetindeyim.
If this place is so miserable, why don't you leave?
Madem bu kadar kötü niye gitmiyorsunuz?
So if this asshole is one of her four horsemen, where's the other three?
Bu yavşak Mahşer'in 4 Atlısı ise diğer üçü nerede?
Mr. Ramse, this place is so steeped in bullshit.
Bay Ramse burası pisliğe batmış durumda.
So I gave you one last chance. I gave you this place.
Sana son bir şans verip buraya getirdim.
So you all have been chasing the Monkeys for years, but this word is your chance to get ahead of them?
Fakat bu sözle onların önüne geçme şansı mı yakalayacaksınız?
Thank you so much for taking care of this for me.
Benim adıma ilgilendiğiniz için çok teşekkürler.
If it wasn't for me, your freaks in the ropes and the face paint never would've gotten into this place and get to use Jones'machine, so...
Ben olmasaydım senin ucubeler buraya gelip Jones'un makinesine asla erişemezlerdi.
So if we still have time while we still have this machine, please... let me have this.
Makina için hâlâ vaktimiz varken, lütfen bırakta halledeyim.
So I thought, you know, this is who I am, this is what I do.
Düşündüm de bunu yapacak kişi benim.
I saw him drop some off this morning, so let's have it.
Bu sabah birazını bıraktığını gördüm, O yüzden dökül bakalım.
So get it right this time.
Bu yüzden bu sefer doğru olanı yap.
Is this your boy I heard so much about? Pete?
Bu hakkında çok şey duyduğum oğlun Pete mi?
I figure, so long as we can hang onto this place.
Burası bizde kaldığı müddetçe.
So we need to stop this unsub before he kills again.
Şüpheliyi yeniden öldürmeden durdurmalıyız.
I want this one so bad.
Bunu çözmek istiyorum.
So what it is about a woman cherishing her children that turns this particular unsub off?
Şüpheliyi çocuklarını seven kadınlardan soğutan şey ne?
So how did no one notice a body being strung up in a popular place like this?
Böyle popüler bir yerde asılı cesedi nasıl kimse fark etmemiş?
So my grandpa would give me... this.
Dedem de bana bunu verirdi.
So whoever did this must have a vehicle they're moving him in.
Katil her kimse cesedi taşıyacak aracı olmalı.
And who'd be so bold as to do this in the cartel's territory?
Kim bunu kartel bölgesinde yapacak kadar cesur olabilir?
So maybe this wasn't just a message.
Belki amaç mesaj vermek değildir.
So Officer Calderon was right, this was the cartels.
Memur Calderon haklıydı, cinayetlerden karteller sorumlu.
so this morning 16
so this is it 173
so this is where you live 23
so this is 76
so this is my fault 33
so this time 27
so this guy 24
this 8555
this is 5015
this way 5411
so this is it 173
so this is where you live 23
so this is 76
so this is my fault 33
so this time 27
so this guy 24
this 8555
this is 5015
this way 5411
this is my bedroom 18
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is important 545
this is bullshit 584
this is bad 606
this is awesome 376
this one 1756
this isn't you 235
this is me 479
this is your captain speaking 58
this is it 3373
this is important 545
this is bullshit 584
this is bad 606
this is awesome 376
this one 1756
this isn't you 235
this is me 479
this is different 405
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this is not good 352
this is weird 356
this is crazy 1291
this is fun 448
this is a 428
this is ridiculous 1419
this isn't right 330
this is for you 917
this is the guy 68
this is not good 352
this time 1599
this is a bad idea 175
this isn't going to work 72
this morning 1627
this is good 1083
this isn't 241
this is amazing 700
this is serious 534
this is a bad idea 175
this isn't going to work 72
this morning 1627
this is good 1083
this isn't 241
this is amazing 700
this is serious 534