English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / So this morning

So this morning traduction Turc

1,376 traduction parallèle
So this morning, the commissioner gave me the go-ahead to restructure the division.
Bu sabah şube müdürü, departmanı yeniden yapılandırmam için yeşil ışık yaktı. Şu andan geçerli olmak üzere, teğmenlik hizmetine son veriyorum.
So, you left early this morning.
Sabah erken çıkmışsın.
So this is where you've been all morning.
Bu, bütün sabah nerede olduğunu açıklıyor.
So you don't know that he raped another woman this morning either?
Yani bu sabah başka bir kadına daha tecavüz ettiğini bilmiyorsun ha?
I know, it's been so busy this morning.
- Ayaklarımı hissetmiyorum.
So, someone had to get in and cut in the Polly announcement before it aired this morning?
Demek yayınlanmadan önce birisi araya girdi ve Polly ile ilgili haberi araya montajladı?
And then that fucking rabbi this morning looked at us like we weren't Jewish enough. That pissed me off so much.
Sonra o haham bize öyle baktı ki yeterince Yahudi değilmişiz gibi.
You know, this turkey was still frozen this morning. So, I had to put it in the tub upstairs to defrost.
Sabah daha çözülmemişti ben de çözülmesi için yukarıdaki küvete koydum.
Of course, the city government claims the entire building was evacuated at 9 in the morning, so nobody was inside this special reinforced bunker when the towers collapsed.
Tabii ki şehir yönetimi bütün binanın sabah 9 : 00'da boşaltıldığını iddia ediyor. Yani, kuleler çöktüğünde kimse bu özel takviye edilmiş sığınak içinde değildi.
So, how are you kids this morning?
NasıIsınız bu sabah çocuklar?
She said this is what you have to do in the morning... so go up there and get it done.
Öğretmenlerinle konuştum. Yarına bunu yapacakmışsın. Yukarı çıkıp ödevini yap.
So, I spoke to Loretta this morning. And she told me you, more or less, have a plan of attack.
Bu sabah Elmore'la konuştum ve bir saldırı planı olduğunu söyledi, ben de bu konuda..
So, is Sophie the reason you wanted to get out so quick this morning?
Bu Sophie, sabahleyin acele yola çıkmamızı istemenin sebebi mi yoksa?
Dad the morning sun is bad for your health so I'm closing this.
Baba, sabah güneşi sağlığın için iyi değil.
So. Got a call from Jeremiah this morning.
Bu sabah Jeremiah ile bir telefon görüşmesi yaptım.
Look, I know today hasn't gone quite the way you expected, but this morning, in the service, you were so...
Bugünün beklediğin gibi geçmediğini biliyorum, ama bu sabah, ayinde, sen çok...
It just so happens it depicts a murder that occurred this morning.
Tesadüfe bakın ki bu sabah işlenen bir cinayeti tasvir ediyor.
I said so myself this morning to somebody else.
Ben de bu sabah birine aynı şeyi söyledim.
So why not force this morning's murder outside?
Neden sabahki cinayetle ilgilenmiyorsunuz?
I've gotten so much done this morning, it's scary.
- Kahve? - Biraz aldım bile. Güneşin doğuşunu izledim.
I'll perform a biopsy this morning, and Dr. O'Malley will take blood so we can run some tests, and then we can start to get you some answers.
Biyopsiyi bu sabah yapacağım, ve Dr. O'Malley kan alacak. Bazı testler yapmamız gerek, ve sonra sorularınızı cevaplamaya başlayabiliriz.
So this video was taken at a pawn shop in Greenwich at 8 : 15 this morning.
Bu görüntüler, bu sabah 8 : 15'de Greenwich'teki bir rehinci dükkanında çekilmiş.
So Brad called you when he pulled in this morning?
Demek Brad sizi bu sabah geldiğinde aradı öyle mi?
The woman you shot this morning just died, carvell, so you're looking at murR.
Bu sabah vurduğun kadın az önce öldü. Cinayet suçlaması ile karşı karşıyasın Carvell.
Well, I was dropping her off this morning, and her mom mentioned to me that she was taking her to her grandmother's to celebrate, and she couldn't swing a party here with her friends, so I figured,
Bu nasıl oldu? Bu sabah onu bırakıyordum. Annesi, kutlamak için büyük annesine götüreceğinden bahsetti ve arkadaşlarıyla orada parti yapamazmış.
I sent all the details to the regulator this morning, so the settlements are worthless.
Müfettişlere tüm ayrıntıları bu sabah yollamıştım bu yüzden ödemeler geçersiz.
I woke up at 4 : 00 this morning so I could raise money at the fish market, and then I caught the end of the graveyard shift at the meat plant, then sunrise aerobics at the Yoga Mat...
Balık pazarında para toplayabilmek için bu sabah saat 4.00'te kalktım. Sonra et fabrikasında gece vardiyasının sonunu yakaladım, sonra Yoga Mat'ta gündoğumu aerobik...
She left her housearound 4 : 30 this morning so she could do it without being spotted by the park rangers.
Park görevlilerine yakalanmamak için sabah dört buçukta çıkmış.
I'm so sorry, I'm afraid I'm rushing off to a board meeting this morning.
Çok üzgünüm ama acilen yönetim kurulu toplantısına gitmem gerekiyor.
You know, so there's loud music every night, but this dude was pumping tunes at 7 : 00 in the morning.
Malum her gece gürültülü müzik olurdu, ama bu adam sabahın yedisinde müzik açtı.
Ben, I need this speech first thing in the morning, so drop everything and get to it.
Ben, konuşma metninin yarın sabaha hazır olmasını istiyorum. O yüzden elindeki herşeyi bırak ve bu işe giriş.
But this morning I came over here wide awake'cause I heard Paul Anka doing that weird yodeling noise that you said he does when he's hungry, so I fed him.
- Becky dedikoducu değildir. - Ama ağzını kapalı tutamaz. O ve Eileen Whitewin Doose'nin marketinin arkasındalarmış.
- So was that a commercial I heard on the air this morning?
- Bu sabah yayında duyduğum bir reklam mıydı?
So I understand you spoke to Douglas Fargo this morning.
Anladığım kadarıyla bu sabah Douglas Fargo'yla konuşmuşsunuz.
- So, how are you this lovely morning?
Bu güzel sabahta nasılsın?
So we're supposed to find whoever did this by the time we open tomorrow morning, recover the stolen property and return it?
O yüzden, yarın sabah açılışa kadar bunu kimin yaptığını bulmak zorundayız, ve kayıp eşyaları alıp, yerine koymalıyız.
Hey, so, I spoke with Sherry this morning.
- Bu sabah Sherry'yle konuştum.
I didn't make my bed this morning, so...
Bu sabah yatağımı yapmadım, bu yüzden...
I meant to get it this morning, but henry was doing his ear-itchy thing, so I took him to Dr. Neilsen.
Onu bu sabah alacaktım ama, Henry yine kulağını kaşımaya başlayınca, onu Dr.Neilsen'e götürmem gerekti.
So... this might sound a little out of the blue, but... I'm taking Eddie to rehab this morning.
Şey biraz damdan düşer gibi olacak, ama bu sabah Eddie'yi tedaviye götüreceğim.
So, I wake up this morning, and...
Bu sabah kalktım ve...
( George ) SO IZZIE LEFT THE HOUSE THIS MORNING.
Sonunda İzzie bu sabah evden çıktı.
So does it have anything to do with this morning?
Bu sabahla ilgili bir şey mi?
So that's what you were doing in our bed this morning.
Bu yüzden mi bu sabah bizim yatağımızda yatıyordun?
Why are you so peppy this morning?
Bu sabah neden bu kadar enerjiksin?
Department of Public Works says this half mile of the pipe has been shut down this morning for construction, so it's a very good time to try it.
Bayındırlık, borunun 800 m'lik bölümünün bu sabah inşaat için kapatıldığını söyledi. Çalmayı denemek için iyi bir zamandı.
So Harold Roberts cut out of school this morning before anyone could talk to him.
Harold Roberts bu sabah okulu asıp kimse onunla konuşamadan gitmiş.
I've asked you both here this morning so we can have a face to face talk. I've asked you both here this morning so we can have a face to face talk.
İkinizi de bu sabah çağırdım, böylece yüz yüze konuşabiliriz.
And then in the morning, it was itchy back here, so I did this.
Ve sabahları o taraf kaşınmaya başlıyor. Bu şekilde yaptım.
So, uh, I fell off the roof this morning, and ever since then nobody recognizes me.
Bu sabah çatıdan düştüm, ve o andan itibaren kimse beni tanımadı.
Mr. Edwards, your Corvette was in the courthouse parking lot this morning, so you shot the defense attorney.
Bay Edwards, Corvette'iniz adliye otoparkındaydı. Yani savunma avukatını siz vurdunuz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]