Somewhere inside traduction Turc
297 traduction parallèle
They insist he's somewhere inside this building.
Burada bir yerde olduğu konusunda ısrar ediyorlar.
I still feel that somewhere inside that monster is my old friend.
İçimde bir his o canavarın içinde bir yerde halen eski dostumun olduğunu söylüyor.
Somewhere inside of you, you hate them.
İçinde bir yerlerde, onlardan nefret ediyorsun.
That means she has to be somewhere inside that circle.
Bu demektir ki şu anda bu çemberin içinde bir yerde... bulunuyor.
Now he only waited to be liquidated with, somewhere inside him, the memory of a twice-lived fragment of time.
Artık sadece, içinde barındırdığı, iki kere yaşanmış zaman diliminin hatırasıyla birlikte infaz edilmeyi bekliyordu.
This must go somewhere inside.
Bu içerde biryere girecek herhalde.
Their footsteps are going to the right, somewhere inside the school.
Ama ayak sesleri sağdan gidiyor. Okulun içlerine doğru.
Somewhere inside the building, michael.
Binanın içinde bir yerde, Michael.
They're saying it'll be 28 minutes before the rocket detonates above its target somewhere inside the continental United States.
Diyorlar ki roket patlamadan önce..... 28 dakika olduğunu söylüyor. Birleşik Devletlere ait bir yerlerde patlamdan önce.
Somewhere inside.
İçeride bir yerlerde.
♪ where can you run to ♪ but somewhere inside your heart?
Kalbinin derinliklerinde bir yerin dışında nereye kaçabilirsin ki?
Our intelligence boys informed us that the Germans... Experimental rocket... have a ready to be shot and directed... To somewhere inside...
İstihbarattaki adamlarımız Almanların deneysel roketlerinin ateşlenmeye hazır ve önümüzdeki 5 gün içerisinde Birleşik Devletler içerisinde bir yere gönderileceğini söylüyor.
Have you done anything that didn't make sense? Except somewhere inside you?
Saçma görünen ama içinden doğru bildiğin hiç bir şey yapmadın mı?
Somewhere inside that cool, controlled exterior of yours there is a wild woman screaming to get out.
Bu soğukluğun, bu kontrollü dış görünüşün altında dışarı çıkmak için çığlık atan vahşi bir kadın var.
All I can do is try to hold on to us somewhere inside of me.
Tüm yapabileceğim aşkımızı içimde saklamak.
Somewhere inside the construction site.
- İnşaatın içinde.
But I bet somewhere inside of her there is a very, very special dream.
Bence onun çok özel bir hayali var.
Which means they were somewhere inside of you.
Bu da sözcüklerin içinde bir yerde olduğunu gösteriyor.
Because somewhere inside him he knows that he contains evil, and that the only decent thing he can do is to show the world as much.
Çünkü içinde kötülük olduğunu biliyor ve bunu bütün dünyaya göstermek istiyor.
The possibility of a cure for Scully somewhere inside these walls my only hope.
Scully'nin tedavisinin bu duvarların içinde bir yerlerde olma olasılığı tek umudum.
- Then somewhere inside the park there's a Master Control.
- O halde parkta bir yerde ana kumanda var.
The secret compartment should be hidden somewhere inside here.
Bölme buralarda bir yerlerde gizlenmiş olmalı.
You know, somewhere inside, you are her.
Biliyorsun, içinde bir yerlerde sen, O'sun.
The reason why I can't figure out an answer when it comes to her is because... instead of being in my head, she was inside somewhere else.
Konu o kız olunca ne kadar hesap yapsam da doğru cevaplar alamamamın nedeni burada değil başka bir yerde olduğu içindi.
Somewhere near the building, inside the wall.
Binanın yakınında bir yerde, duvarların içinde.
I have a feeling that inside you somewhere, there's something nobody knows about.
İçinde bir yerlerde, kimsenin bilmediği bir şeyler var.
I can tell you that somewhere, deep inside, he's a sweet boy.
Kalbini derinliklerinde iyi bir çocuk olduğunu söyleyebilirim.
Have you ever had the feeling that somewhere... deep down inside you... there might be somebody you couldn't quite reach... but that you nevertheless knew was there?
Derinlerinizde bir yerde ulaşamadığınız birisi var ve tam ulaşamıyorsunuz, ama siz onun yine de orada olduğunu biliyorsunuz. Hiç içinizden böyle bir duygu geçti mi?
Someone somewhere told us that a dc-3 is inside this hangar and that it landed this morning.
Dün yaptım, aslında 78 sene önce yaptım, ama dün gibi hissediyorum.
Look, I don't know how you do the magic with the inside of this room, but as far as being somewhere else in the universe... ( Laughs )
Bu odanın içiyle ilgili sihri nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum ama iş evrende başka bir yerde olmaya gelince...
They're inside somewhere.
İçeride bir yerlerdeler.
- He's gotta be inside somewhere.
- İçerde bir yerlerde olmalı.
You'd better get inside somewhere.
Bir yerlere girmenizde fayda var.
Somewhere Inside something there is A rush of
Biryerlerde birşeylerin içinde iyiliğin yükselişi var.
So right now he's up there somewhere, flying around inside it.
Şu anda oralarda biryerde, iç kısımlarda uçuyor
Somewhere deep inside you've got to know that.
İçinde derinde bir yerde bunu biliyor olmalısın.
Come on, somewhere deep down inside of there...
Haydi ama. İçinde bir yerlerde... savaşçı bir ruh olduğunu biliyorum.
She dreamed that we'd meet somewhere in space, each of us imprisoned inside a golden egg.
Gördüğü rüyada... boşlukta bir yerde karşılaşıyorduk. İkimiz de... altın bir yumurtaya hapsedilmiştik.
I knew there was a nice little boy inside of you somewhere.
Aslında iyi kalpli bir çocuk olduğunu biliyordum.
Because somewhere deep inside of you is a small, tiny spark of hope.
Çünkü içinde, derinde bir yerde küçük, minik bir umut ışığı var.
Somewhere... inside... in the dark... the firm is listening.
Bir yerlerde... iceride... karanlikta... sirket dinlemede.
Maybe somewhere... very incredibly deep inside me is some... insy-winsy, microcosmic... although highly unlikely possibility, that I feel some sort of... unmotivated, completely unrealistic attraction to you.
Belki bir yerlerde... inanılmaz derin bir yerde içerlerde.. çok küçük, mikro kozmik... mümkün olması muhtemel olmamasına karşın, bir çeşit.. ilgisizi tamamen gerçek dışı bir çekim hissediyorum sana.
- I got to get you inside somewhere.
- Seni kapalı bir yere götürmeliyim.
"Some believe the old sanctuary still exists somewhere... " trapped inside this evil edifice.
Bazıları eski tapınağın hala bir yerlerde olduğuna bu şeytani yapının içinde hapsolduğuna inanıyor.
No strange urge to be somewhere else to shop.... I felt so peaceful inside.
İçim çok huzurluydu.
But he's inside you somewhere.
Ama içinde bir yerlerde.
Well, what we wanna know is, if I wanted to rent a vehicle to steal and transport nuclear weapons from somewhere, let's say, inside the Urals, would you be the guy to talk to?
Evet, öğrenmek istediğimiz şu, bir yerden nükleer silah çalıp, taşımak için araç kiralamam gerekse, diyelim ki Uralların orta kesiminden, sizinle mi temasa geçmem gerekirdi?
I think Buffy's still inside somewhere with Cordelia.
Buffy Cordelia'yla birlikte hala içerde sanırım.
All slaves have a transmitter placed inside their bodies somewhere.
Bütün kölelerin içinde bir yerlerde verici yerleştirilmiştir.
It could be something you heard somewhere else... or feelings you had deep inside of you.
Bir yerlerde duyduğun bir şey ya da içinde sakladığın duygular olabilir.
I believe that... That somewhere down deep inside of you is something that strives to be honest.
İnanıyorum ki içinde bir yerlerde... dürüst olmaya çabalayan bir yanın var.
inside 950
inside out 19
inside job 21
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
inside and out 54
somewhere 622
somewhere between 31
inside out 19
inside job 21
inside me 38
inside voice 18
inside you 29
insider trading 23
inside and out 54
somewhere 622
somewhere between 31