Such a pity traduction Turc
199 traduction parallèle
As I drank, I thought to myself, it's such a pity that my father isn't alive... to be able to see for himself all his dreams come true.
İçerken babamın bütün hayallerinin gerçekleştiğini görecek... kadar yaşamamış olmasının ne kadar acıklı olduğunu düşündüm.
Such a pity you did not choose to remain with the others, Mr Solo.
Diğerleriyle kalmamanız çok yazık, Bay Solo.
Such a pity we lost him.
Onu kaybetmemiz çok yazık oldu.
Such a pity.
Çok yazık.
It's such a pity.
Ne yazık.
- It's such a pity.
- Çok yazık.
Such a pity, poor boy.
Ne üzücü, zavallı delikanlı.
Such a pity. I was dying to see how the operation turned out.
Operasyonun sonucunu görmek için ölüyordum.
Such a pity.
Ayağını açın.
Lt'd be such a pity if I had to kill you.
Seni öldürmek zorunda kalsaydım bu çok yazık olurdu.
It's such a pity, Lamia, that you left us. You could make a great career in "GENETIX".
Bizi terketmen çok yazık oldu, Lamia "GENETIX" te harika bir kariyerin olabilirdi.
Not such a pity that he's dead.
Ölümü çok büyük bir kayıp değil.
Such a pity to lose one's life for an outmoded value.
Modası geçmiş bir değer için yaşamını yitirmek ne acı.
It's such a pity that, after this spectacular match, our boys won't go to the world cup in Uruguay,
Yazık ki, bu muhteşem maçtan sonra çocuklar Uruguay'daki Dünya Kupası'na gidemiyorlar.
Such a pity that he doesn't have any children.
Hiç çocuğunun olmaması ne kadar yazık.
It's such a pity.
Ne üzücü.
- Please answer the question. -'Course not. The assassination was such a pity.
Dava yüksek mahkemeye devredilmiştir.
It is such a pity!
Ne yazık!
Such a pity he's not nearer.
Bize yakın olmaması kötü olmuş.
It's such a pity.
Yazık oldu.
Such a pity.
Ne yazık.
Such a pity, I guess we'll just have to take the slaves back.
Ne kadar üzücü, sanırım köleleri geri alacağız.
Such a pity.
Ne sevimli.
Such a pity, especially on his birthday.
Hem de bugün onun doğum günü, ne talihsizlik değil mi?
Perhaps you're right. It would be a pity to destroy such a lovely flower.
Böylesine güzel bir çiçeği mahvetmek yazık olacaktır.
It's a pity you have to go so soon, I've had such an interesting talk with your friend, Mr. Manningcroft.
Erkenden gitmen çok yazık arkadaşın bay Manningcroft'la çok ilginç bir konuşma yapıyorduk
- A pity to ruin such a nice box.
- Bu kadar güzel bir kutuya yazık olmuş.
It's a pity that after such a record...
Böyle bir sicil ardından ahmaklık...
As for Shizu, she is well to pity... but no wife is forced to such a loyalty.
Shizu'ya gelince, acınası durumda ama hiç bir zevce böyle bir anlaşmaya zorlanmamalı.
I know you think it's a pity to keep anything so lovely... in such a filthy and torn condition.
Böylesine güzel bir şeyi pis ve yırtık halde tutmanın acınası bir durum olduğunu biliyorum.
And it's a pity he didn't succeed... he was such a charming gentleman.
Başaramaması çok yazık böylesine çekici bir beyefendinin.
It would be a pity to ruin such hair.
Bu saçları incitmek üzücü olur.
It's a pity, a young man like that to have such bad eyesight.
Öyle genç bir adamın gözlerinin zayıf olması ne kadar yazık.
It's a pity you're such a poor sailor.
Bu kadar kötü bir denizci olmanız çok yazık.
Well, sure is a pity to waste such a fine piece of jewellery on such a bad hand.
Çok yazık oldu kötü bir el yüzünden iyi parça bir mücevher kaybettiniz.
A pity, such a coward
ne kadar yazık!
But it's a pity you can only be bandits despite such good skill of yours.
Ama ne yazık ki, böyle iyi yetenekler bu şekilde harcanıyorlar.
Pity, such a beautiful chick, and so young.
Yazık, böylesine genç ve böylesine güzel bir kız.
It's a pity that he didn't see from such humble beginnings how I've created this empire.
Mütevazı bir şekilde başlayıp... bu imparatorluğu yarattığımı görmemesi ne acı.
Pity, for such a good crew.
Böyle iyi bir mürettebat için yazık.
It is a pity that such a Simpson, or, even a chance it might have been.
Bu üzücü Simpson, bu bir şans olabilirdi.
Pity it's such a dump!
Çöplük olması çok kötü!
A pity we don't have such creatures on our planet.
Gezegenimizde böyle yaratıklar olmaması yazık.
- It seems a pity to waste such power.
Böyle bir gücü harcamak çok kötü.
Wouldn't that be a pity to leave such a big house?
Yazık değil mi halacığım? Koca ev... koca ev bırakılır mı hiç?
No doubt, but it is a pity that such diligence does not improve the quality of his so-called delectables.
Şüphesiz. Ama bu çalışkanlığının sözde lezzetli dedikleri ürünlerinin kalitesini arttırmaması çok yazık.
- How can you pity such a creature?
- Bu yaratığa nasıl acıyabilirsiniz?
It's a pity. You seem such a promising young man.
Genç bir adama söz vermiş olmanız çok yazık.
It's a pity we have such hypocrisy.
Böyle ikiyüzlü olunması çok yazık.
A pity then, its owner should be such a proud and disagreeable man.
Sahibinin mağrur ve huysuz bir adam olması çok yazık.
Such a pity.
Ne yazık.Bu işe karışmış olman ne yazık doktor.
such a shame 83
such a waste 37
such a gentleman 23
such a pleasure 18
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21
such as yourself 24
such a waste 37
such a gentleman 23
such a pleasure 18
such as it is 39
such a good boy 21
such as 496
such a 33
such as what 21
such as yourself 24