Susan mayer traduction Turc
81 traduction parallèle
This time, however, she was forced to ask her neighbor Susan Mayer.
Bu defa bunu komşusu Susan Mayer'dan rica etmek zorunda kaldı.
Mrs. Frome liked Susan, but it was common knowledge on Wisteria Lane where Susan Mayer went, bad luck was sure to follow.
Bayan Frome Susan'dan hoşlanıyordu, ama şanssızlığın gittiği her yerde Susan Mayer'i takip ettiği Visteria Lane'de bilinen bir gerçekti.
Susan Mayer, who lives across the street, brought macaroni and cheese.
Sokağın karşısında yaşayan Susan Mayer, peynirli makarna getirdi.
Susan Mayer.
Susan Mayer.
Hi, I'm Susan Mayer.
Selam. Ben Susan Mayer.
Susan Mayer saw us last night, and she knows everything.
Susan Mayer dün bizi görmüş ve her şeyi biliyor.
Susan Mayer!
Susan Mayer!
I-I know you're friends with Susan Mayer, but let's just say I had my reasons.
Susan Mayer ile arkadaş olduğunuzu biliyorum, ama, kendime ait nedenlerim vardı diyelim.
I hate Susan Mayer.
Susan Mayer'den nefret ediyorum.
The Susan Meyer I know would be a blubbering mess right now.
Benim tanıdığım Susan Mayer hüngür hüngür ağlardı.
Susan mayer told me she gave you some money to go to Utah.
Susan Mayer Utah'a gitmen için sana para verdiğini söyledi.
I'm Susan Mayer.
Ben Susan Mayer.
Since she was a little girl, Susan Mayer wanted to be a mother in the worst way.
Küçüklüğünden beri, Susan Mayer hep anne olmak istemiştir.
Susan Mayer's obsession with Mary Alice almost got me arrested.
Susan Mayer'ın Mary Alice hakkındaki saplantıları az kalsın beni tutuklatıyordu.
Susan mayer?
Susan Mayer?
Ladies and gentlemen, please welcome Susan Mayer.
Bayanlar ve baylar, karşınızda Susan Mayer.
Susan Mayer hired you.
Susan Mayer seni tuttu.
Susan Mayer's kitchen, for example.
Susan Mayer'ın mutfağı gibi mesela.
For susan mayer, that dependable someone was her book agent lonny moon.
Susan Mayer için bu güvenilir insan kitap aracısı Lonny Moon'du.
Thank you! You are one special lady, susan mayer.
Sen çok özel bir kadınsın, Susan Mayer.
They should have talked to Susan Mayer.
Bunu Susan Mayer'le konuşmalılardı.
And for our next act, please welcome the musical stylings of julie and susan mayer.
Ve şimdi de müzik performanslarını sunmaları için sahneye Julie ve Susan Mayer'i davet ediyoruz.
Susan mayer had always believed the punishment should fit the crime.
Susan Mayer her zaman cezanın suça uyması gerektiğine inanırdı.
yes, susan mayer believed the punishment should fit the crime.
Evet Susan Mayer cezanın suça uygun olması gerektiğine inanırdı.
So I know Susan Mayer would never tell.
Susan Mayer'in kimseye söylemeyeceğini biliyorum.
Will you marry me, Susan Mayer?
Benimle evlenir misin, Susan Mayer?
I'm susan mayer.
Ben Susan Mayer.
Jim did everything he could to get susan mayer to laugh.
Jim, Susan Mayer'i güldürebilmek için her yolu denedi.
At that exact same moment, Dr Ron McCready entered the private room of Susan Mayer with every intention of severing their connection.
Tam olarak aynı anda,... Dr. Ron McCready, aralarındaki bağı koparmak konusunda son derece kararlı bir şekilde, Susan Mayer'in özel odasına girdi.
My girlfriend is Susan Mayer.
Susan Mayer kız arkadaşım. Sokağın karşısında oturuyor, tanıyor musunuz?
susan mayer had always believed the one good thing about hard times is that you get to find out who your friends really are.
Susan Mayer zor zamanların, gerçek dostların kim olduğunu anlamak açısından faydalı olduğuna hep inanmıştır.
I met Susan Mayer the day she moved to Wisteria Lane.
Susan Mayer'le, Wisteria Lane'e ilk geldiği gün tanıştım. Pekâlâ.
Then one day, he met Susan Mayer, who, because of her own tragedy, was just as miserable as he was.
Sonra bir gün, Susan Mayer ile tanıştı, trajedisi en az kendininki kadar acınacak halde olan biriyle.
Dr. Susan Mayer.
Dr. Susan Mayer.
I'm Julie, Susan Mayer's daughter.
Ben Julie, Susan Mayer'ın kızıyım.
My name is Susan Mayer.
Ben Susan Mayer.
Except for Susan Mayer, who was busy doing something she would soon wish... she hadn't.
Başka şeylerle meşgul olan Susan Mayer hariç. O da isterdi ama... öğrenemedi.
Oh, Susan Mayer.
Oh, Susan Mayer.
- Susan mayer.
- Susan Mayer.
- Was that Susan Mayer?
O Susan Mayer mıydı? Evet, neden?
Excuse me, my name is Susan Mayer- -
Afedersiniz ben Susan Mayer...
This is Susan Mayer... again.
Ben Susan Mayer... yine.
Susan Mayer had never thought of herself as Cinderella, but then one day... a prince showed up.
Susan Mayer kendini hiçbir zaman Sindrella olarak düşünmemişti. Ama bir gün... Bir prens ortaya çıktı.
I'm susan mayer, and i'm... all righty.
Ben Susan Mayer, ve ben.. pekala.
Losing at charades to Susan Mayer, that is just flat-out intolerable.
Ama Susan Meyer'a karşı sessiz sinema oyununu kaybetmek Kesinlikle tolere edilebilecek birşey değil.
When they come after that tree house, They're going to have one Susan Mayer chained to it.
O ağaç evi almaya geldiklerinde, ona zincirlenmiş bir Susan Mayer bulacaklar.
Her name is Susan Mayer, and she's never hiked before.
İsmi Susan Mayer ve daha önce hiç doğa yürüyüşüne katılmamış.
[Mary Alice] Exactly one year had passed since the night Mike Delfino and Susan Mayer were supposed to become engaged.
Mike Delfino ve Susan Mayer'ın Nişanlanacakları gecenin üzerinden Tam bir yıl geçmişti.
Hey, François, it's Susan Mayer.
Merhaba François ben Susan Mayer.
You did my wedding invitations?
Susan Mayer. Düğün davetiyelerimi yapmıştın?
This happened just after Susan Mayer learned
Bu, Susan Mayer'ın, Mike Delfino'nun vur-kaç kazasından kötü bir şekilde yaralandığını öğrenmesinden hemen sonra gerçekleşti.