Team one traduction Turc
2,173 traduction parallèle
- Recall team one.
- Birinci Takım'a haber verin.
Winnie, recall team one.
Winnie, Birinci Takım'ı göreve çağır!
Team one.
Birinci Takım!
Good work, team one.
Elinize sağlık, Birinci Takım!
Team one, subject secure.
Birinci Takım, zanlı yakalandı!
Team one, subject's still at large.
Birinci Takım! Zanlı hala firar halinde!
Team one, all hands.
Birinci Takım, toparlanın!
Team one, 911 has a live call from Jess Fuller's cell phone.
Birinci Takım, 911'e gelen bir telefon var. Arayan Jess Fuller.
Why are you assigning team one a secondary target?
Bizim takım neden öncelikli hedeflere yönelmiyor?
This is why team one's on probation.
İşte bu takım bu yüzden gözlem altına alındı.
Team one, status?
Birinci Takım, durum nedir?
Team one, do you copy?
Birinci Takım, cevap verin!
- Team one in position.
- Birinci Takım hazır.
- Copy that, team one.
- Anlaşıldı, Birinci Takım.
Team one : Police! Right there!
- Polis, olduğunuz yerde kalın!
Though team one's gonna be a hard act to follow.
Burası Birinci Takım, hızınıza ayak uydurmak mümkün değil.
Hot call, team one.
Birinci Takım, acil çağrı!
Team one, hot call.
Birinci Takım, bir ihbar daha var.
Hot call, team one.
Acil çağrınız var, Birinci Takım!
Team one, hot call.
Birinci Takım!
Team one, do you copy?
Silahlı saldırı. Birinci Takım, duydunuz mu?
Team one, we've got another 911.
Birinci Takım! 911'den bir çağrı daha!
Team one, fire and police are on route and will meet you at Fairbanks Tower Square.
İtfaiye ve diğer ekipler de yola çıktı. Fairbanks Kulesi'nde sizinle buluşurlar.
We're not gonna win a title if one man thinks he's above the rest of the team.
Eğer birisi tüm takımdan üstün olduğunu düşünürse, şampiyon falan olamayız.
You got the entire team put in the drunk tank to teach one man a lesson.
- Sırf birine ders vermek için tüm takımı sarhoş hücresine attırdın.
There's only room for one egomaniac on this team.
- Beni. Bu takımda sadece bir tane ego manyak var.
Looks like one of your highly trained team needs her hand holding.
Görünüşe göre senin yüksek eğitimli takımının elinin tutulmasına ihtiyacı var.
So one of the lines we discussed the very first time we met with Morgan and the team was "Don't sell out, sell up!"
Morgan ve takım ile ilk tanıştığımızda üzerinde durduğumuz satırlardan birisi de "Satılma, sat" idi.
Stop pointing the finger at one another And start acting like a team.
Birbirimizi şikâyet etmeyi bırakıp bir takım gibi davranmalıyız.
All that stuff about team versus any single one of us?
Bizden en ufak birimize karşı, ekip hakkındaki onca şey? Fena sayılmaz.
Good. Our team's working as one... for tonight.
Güzel, takımımız bir bütünmüşçesine hareket ediyor, tabii yalnız bu gecelik.
You need to take one for the team, doctora.
Takımın için fedakârlık yapmalısın doktor.
'It was a feat no-one thought possible,'coming only three months after the Munich tragedy'that devastated the team.'.
"Bu, kimsenin tahmin edemeyeceği bir başarıydı Münih trajedisinden sadece üç ay sonra dağılmış bir takım bu noktaya geldi."
We most certainly do not, no one outside your team is to be apprised.
- Kesinlikle yok ama takımın dışında bilgisi olan da yok.
The basketball team came, so we got only one room but with king size bad..
Otelimizde basketbol takımı kalıyor. O yüzden yalnızca tek bir odamız var.
But I think we need to add one more to our team. - Abha is Indian.
Ama takımımıza bir kişi daha lazım.
And one of you two is joining my team.
İkinizden birisi benim ekibime katılacak.
One team went to University of Washington, and the other team traveled down to Clatskanie in Oregon, toJefferson Poplar Farms.
Bir ekip Washington Üniversitesi'ne gitti. Diğer ekip ise Oregon, Clatskanie'daki Jefferson Poplar çiftliğine doğru yola çıktı.
Rule number one in team play : Never tell anybody anything until we talk.
Takım oyununda bir numaralı kural ben konuşana kadar kimseye bir şey söyleme.
One of your categories is sports, and you said there are 11 people on a bobsled team.
Senin kategorilerinden biri spordu. Ve sen bir kızak takımında 11 kişi vardır dedin.
Team You... one?
Senin takımın bir mi?
But you're a team and I wanted you to look like one.
Ama siz bir takımsınız ve bir takım gibi görünmenizi istedim.
One day, a team from Carl Hayden is gonna win this thing.
Bir gün, Carl Hayden'dan bir takım bu şeyi kazanacak.
- She took one for the team.
- Takım için fedakarlık yaptı.
Take one for the team?
Birimiz hepimiz için?
As I told you before, this operation requires only one team.
Daha önce de söylediğim gibi bu operasyona bir takım yeter.
No one but the investigation team should know about the surveillance.
Bir şey daha. Andersson ismi sadece bizim aramızda kalacak. Teşekkür ederim.
Hey, Joe, how'd you like to play on our one-game-from-the-finals office softball team?
Finallerden bir maç uzakta olan beysbol takımımızda oynamaya ne dersin?
You know, the team captain is the one who does the lineup cards.
Kadroyu hazırlayan kişi takım kaptanıdır.
On three, "team." One, two, three.
Üç deyince : "Takım" Bir, iki, üç.
The killing of Samuel Cosenza by one of the team was personal.
Samuel Cosenza'nın öldürülmesi kişiseldi.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one thing at a time 106
one month later 23
one more 931
one year ago 42
one more shot 23
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more drink 18
one more round 22
one more thing 865
one moment 967
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one point 33
one game 29
one's missing 20