Terrible things traduction Turc
1,295 traduction parallèle
And, when I am fishing like this, I can for get about all of the terrible things that go on in this country.
Ve böyle balık tuttuğum zamanlar, bu ülkede olan tüm korkunç şeyleri unutabiliyorum.
You've seen terrible things today, but I need you a little longer, in case we find your sister.
Bugün korkunç şeyler gördün, ama kardeşini bulma ihtimalimize karşı sana ihtiyacım var.
I did so many terrible things, Connor.
Ben çok fazla korkunç şey yaptım Connor.
Because when you hear terrible things, you feel terrible!
Berbat şeyler duyunca insan kendini berbat hisseder!
That's why we never said terrible things around here!
Bu yüzden burada asla berbat şeyler söylemiyorduk!
He may say terrible, terrible things.
Çok korkunç şeyler söyleyebilir.
He said such terrible things, shocking things... about the church, about Jesus.
Öyle korkunç şeyler söyledi ki, şok edici şeyler... kilise ve İsa hakkında.
And all it did was make me do terrible things and then break my heart.
Ve aşk bana korkunç şeyler yaptırıp sonra da kalbimi kırmaktan başka bir şey yapmadı.
With what's going on with Lisa, and how terrible things always happen at the same time, like when those celebrities die in sets of three.
Lisa'nın başına gelenler. Korkunç şeylerin hep aynı anda olması. Ünlülerin üçer üçer ölmesi gibi.
I pass out, and when I wake up I think I've done terrible things.
Kendimden geçmişim ve uyandığımda sanırım korkunç şeyler yapmışım.
I've done terrible things before, Mandy, but this is the worst thing the curse has ever made me do.
Daha önce de korkunç şeyler yaptım, Mandy, fakat bu, lanetin şimdiye kadar bana yaptırdığı en kötü şey.
Because you feel guilty that life is good here... while terrible things are happening there.
Suçlu hissediyorsun çünkü burada hayat güzel ama orada korkunç şeyler oluyor.
The things we were made to do there... Terrible things.
Orada yaptıklarımız korkunçtu.
You want to get into the mind of a man who did terrible things.
Korkunç şeyler yapmış bir adamın zihnine girmek istiyorsun.
the terrible things. the mundane things...
Korkunç şeylerle, sıradan şeylerle.
I work with immigration. I see terrible things every day.
Ben, göçmenlik ve vatandaşlık bürosunda çalışan bir sosyal memurum.
Terrible things that can't possibly have happened.
Olması imkansız olan korkunç şeyler.
I felt that we should speak for terrible things. Violent death.
Şiddet, ölüm gibi korkunç şeylerden bahsettiğini hissettim.
Talking about memories and places we visited, as a movie. Terrible things that we learned.
Anılarla dolu eski evde yeni bir oyundan, bir filmden aralarında tanıdığımız biri de olan bir dans grubunun berbat performansından bahsettik.
Hide the terrible things you know, and take credit for the choir's success.
Bildiğiniz kötü şeyleri gizleyecek ve koronun başarısıyla itibar kazanacak.
Terrible things happen.
Başına korkunç şeyler gelir.
Terrible things.
Korkunç şeyler.
He was saying terrible things. Things that shouldn't have been said.
Daha önce hiç söylenmemiş çok kötü şeyler söylüyordu.
- Terrible, terrible things.
- Korkunç, korkunç şeyler.
You said terrible, terrible things to me last night.
Dün akşam bana berbat çok berbat şeyler söyledin.
You said some pretty terrible things to me too.
Sen de bana berbat şeyler söyledin.
- You said terrible things to me.
- Çok köyü şeyler söyledin.
For a selfish reason, you write unbearable for me terrible things about my wife.
Bencil sebeplerden dolayı, benim tahammül edemediğim çok kötü şeyler yazıyorsunuz karım hakkında.
I know you went through terrible things.
Başından korkunç şeyler geçtiğini biliyorum.
The children have been shouting terrible things at her.
Çocuklar ona korkunç şeyler söylüyor.
So others in the village did the same terrible things to Chun Hee?
Diğer kasabalılar da Chun Hee'ye benzeri berbat şeyler yaptılar değil mi?
I've done terrible things with it. Please.
Onunla korkunç şeyler yaptım.
I did all the terrible things a monster does.
Bir canavarın yaptığı korkunç şeylerin, hepsini yaptım.
And I said terrible things about so many people.
Çoğu insan hakkında korkunç şeyler söyledim.
People do terrible things when they think no one's watching them.
İnsanlar izlenmediklerini düşündükleri anda, çok kötü şeyler yapabiliyorlar.
I've been doing these really terrible things.
Bir süredir çok korkunç şeyler yapıyorum.
Animals do things on the ground... terrible, terrible things.
Hayvanlar oralarda şey yaparlar... berbat, berbat şeyler.
You see terrible things.
Sen korkunç şeyler görüyorsun.
I'm not saying that Dan hasn't don't some terrible things, but he did save your life.
Sana Dan'in bazı berbat şeyler yapmadığını söylemiyorum ama senin hayatını kurtardı.
I said some pretty terrible things about you.
Hakkında kötü şeyler söyledim.
The terrible things officers have to do.
Memurların sahada yapmak zorunda oldukları şeyler korkunç.
Because of those guys, I've had lots of terrible things happen to me.
Onlar yüzünden her türlü kötülüğü yaşadım.
Obi-Wan told me terrible things.
Obi-Wan korkunç şeyler anlattı.
My daughter-in-law's missing and I thought I had a feeling things would turn out all right, but now they've found her car and I still have a feeling, only now it's a feeling that something terrible has happened.
Gelinim kayıp. Her şeyin yoluna gireceğini hissediyordum. Ama arabasını bulmuşlar.
Local groups trying to avenge terrible evils done to them or trying to rectify terrible social conditions and things like that.
Yerel gruplar onlara yapılan korkunç kötülüklerin öcünü almaya o berbat sosyal durumlarını düzeltmeye ve bunun gibi şeyleri yapmaya çalışıyorlar.
I've spent the latter half of my life observing fantastic things... the work of terrible men, men such as yourself... but it's always after the fact... when the moment of bloody creation is cold and passed.
Hayatımın ikinci yarısını inanılmaz şeyleri senin gibi berbat insanların marifetlerini izleyerek geçirdim. Ama her zaman olay anından sonrasını kanlı eser yaratılıp soğuduktan sonrasını görüyordum.
No, things are pretty terrible.
Hayır. Bir sorunumuz var.
There are things worse than walls. Terrible and beautiful.
Duvarlardan çok daha kötü şeyler var berbat şeyler, güzel şeyler.
If we all just did things that made us happy, this world would be a terrible place.
Eğer hepimiz bizi mutlu yapan şeyleri yapsaydık bu dünya çok korkunç bir yer olurdu.
Why does it seem like every time things are finally going to be okay, something terrible happens?
Neden hep kötü bir şey olsa, her şey yoluna girecekmiş gibi görünüyor?
I just, I feel so terrible about how we left things tonight.
Sadece, son görüşmemizden beri kendimi kötü hissediyorum
things 422
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
things could be worse 16
things to do 42
things are looking up 44
things are going well 18
things are different 35
things are great 27
things are changing 33
things like this 16
things are good 60
things would be different 16
things are bad 21
things are different now 78
things are going well 18
things are different 35
things are great 27
things are changing 33
things like this 16
things are good 60
things would be different 16
things are bad 21
things are different now 78
things got out of hand 38
things changed 35
things like that 163
things are fine 21
things are 35
things are going to change 16
things that 17
terrible 650
terri 250
territory 21
things changed 35
things like that 163
things are fine 21
things are 35
things are going to change 16
things that 17
terrible 650
terri 250
territory 21
terrific 810
terrified 122
terrifying 108
terribly 58
terribly sorry 73
terrible idea 26
terrible thing 49
terrible mistake 31
terrible news 26
terrible business 19
terrified 122
terrifying 108
terribly 58
terribly sorry 73
terrible idea 26
terrible thing 49
terrible mistake 31
terrible news 26
terrible business 19